Türkiye’de her 12 erkekten birinin sorunu!

Üroonkoloji Derneği 2. Başkanı Prof. Dr. Sinan Sözen, 14-18 Eylül Üroloji Haftası ve 15 Eylül Dünya Prostat Günü dolayısıyla yaptığı değerlendirmede, prostatın erkeklerde sık görülen kanserler arasında yer aldığını belirterek, “Prostat kanserinin meydana gelmesinde neyin sebep olduğu tam olarak bilinmemektedir. Ürolojik şikâyetleri olan kişilerin doktora başvurmayı ihmal etmelerindeki en önemli etkenlerden biri de utanma nedeniyle yakınmaların göz ardı edilmesidir” dedi.

Birçok kanser türünde olduğu gibi prostat kanserinde de genetik yatkınlığın etkili olduğunu ifade eden Prof. Sözen’in işaret ettiği diğer etkenler ise; olumsuz çevre koşulları, yaş, aile öyküsü, yağlı beslenme alışkanlığı, hormonlar, kadmium, A ve D vitamini değerleri.

BABADAN OĞULA GEÇİYOR

Normal koşullarda 50 yaş ve üstündeki kişilerin prostat kanseri açısından değerlendirilmesi gerektiğini aktaran Prof. Sözen, ailede prostat kanseri varsa araştırmaların 40 yaşından sonra başlaması gerektiğini belirterek, “Tüm prostat kanserlerinin yüzden 10’unun babadan oğula kalıtım yoluyla geçtiği öngörülmektedir. Prostat kanseri olan hastaların çocuklarında veya kardeşlerinde bu hastalığa yakalanma riski 2-9 kat yüksektir” diye konuştu.

“HER YIL AVRUPA’DA 350 BİN YENİ PROSTAT KANSERİ VAKASI GÖRÜLÜYOR”

Minimal İnvaziv Üroloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Cenk Yücel Bilen ise, PSA (prostat spesifik antijen) testi ve prostat muayenesi ile prostat kanserine erken tanı konulabileceğini söyledi. PSA testinin kullanılmasıyla birlikte prostat kanserine bağlı ölüm oranlarında azalma olduğuna vurgu yapan Bilen, her yıl sadece Avrupa’da 350 bin kişinin prostat kanseri teşhisi aldığını sözlerine ekledi.

İdrara çıkmak için tuvalete koşturmak, idrara çıkmada güçlük çekmek, geceleri olağandan daha sık idrara çıkmak, idrara çıkmada ağrı hissetmek ve çok nadiren idrardan kan gelmesi iyi huylu prostat büyümesinin belirtisi olabilir.

“MİNİMAL İNVAZİV CERRAHİNİN ÖNEMİ GİDEREK ARTIYOR”

İleri teknoloji ürünü ilaçların yanında yüksek standartlı cerrahi aletlerin yaygın olarak kullanıldığını belirten Prof. Bilen, “Özellikle uygun hastalarda kullanıldığında laparoskopi, robot, laser, endoskop gibi enstrümanlar tedavideki yüksek başarı oranlarının yanında, daha az ağrıya neden olmaları ve daha kısa zamanda normal hayata dönüş sağlamaları ile cerrahlar ve hastalar arasında yoğun talep edilen yöntemlerdir” dedi.

“ŞİŞMANLIK HASTALIĞIN SEYRİNİ HIZLANDIRIYOR”

Prof. Dr. Sinan Sözen ayrıca, yüksek yağ oranı ve kırmızı et içeren yiyeceklerle beslenen kişilerde prostat kanseri riskinin arttığını vurgulayarak, aşırı miktarda kalsiyum alınmasının da prostat kanserine karşı koruyucu özelliği bulunan D vitamininin vücuttaki sentezini azalttığını ve olumsuz etki yaptığını kaydetti.

Şişman kişilerin prostat kanseri açısından risk altında olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Sözen, “Vücut yağ kitlesinin içinde depolanan leptin proteini ve insulin benzeri büyüme faktörü hormonlar, normal kilonun üstündeki kişilerde prostat kanserinin ilerlemesini artırır. Yüksek kolesterol seviyeleri prostat kanserinin daha hızlı seyretmesine yol açar. Sigaranın da prostat kanseri hücrelerinin büyümesini arttırdığı bilinmektedir” ifadelerini kullandı.

“YENİ İLAÇLAR ÖMRÜ UZATIYOR”

Prostat kanserinde erken teşhisin yanında ileri evrelerde dahi yeni çıkan ve ülkemizde de kullanılmaya başlanan ilaçlarla sağ kalım avantajı elde edilebildiğini belirten Prof. Sözen, prostat kanserinin erken tanısında özellikle risk grubunda olan kişilerin senelik PSA testi ve ürolojik muayenelerini yaptırmaları gerektiğini söyledi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.