Yazlık dinamizm ve rahat günlerin, sonbaharın gelmesiyle birlikte geride kaldığını dile getiren Yardımcı Doç. Dr. Fizyoteparist Gamze Şenbursa, hem iş yoğunluğunun hem de trafik çilesinin arttığını, dolayısıyla çeşitli sıkıntıların ortaya çıktığını ifade etti.
Çocukların okul hazırlıkları, yıllık çalışma planları ile yeniden artan iş yükleri, ikili ilişkiler derken günlük hayatın bir parçası olan stresle yine baş başa kalındığını hatırlatan Şenbursa, iyi stres ile kötü stresi ayırt etmekte fayda olduğunu kaydetti.
STRESİN DE İYİSİ, KÖTÜSÜ VAR
İyi stresin, günlük hayatta yaşam kalitesini artıran itici bir güç olduğundan bahseden Şenbursa, şöyle konuştu: “Beynimiz karşımıza çıkan olayları tehdit olup olmadığına göre değerlendirir, savaş veya kaç cevabı verir. Karşılaşılan problemler büyüdükçe beynin olaylara karşı cevabı artar. Kendimizi sürekli tehdit altında ve stresli hissetmenize neden olur. Amerika’da yapılan araştırmalara göre stresin temel kaynağı yüzde 72’lik bir oranla mali problemler. İkinci sırada ise iş gelmektedir. Diğer sebepleri ise aile ilişkileri ve genel sağlık sorunları olarak sıralanıyor.”
HASTALIKLARIN KAYNAĞI STRES
“Stres genellikle hastalıkların oluşmasının en büyük kaynağıdır” diyen Şenbursa şöyle devam etti: “Hastalık yapıcı etmenleri tetikleyerek hastalıkların oluşmasını hızlandırır. Uyku problemleri, kaygı ve depresyon ise stresin sebep olduğu hastalıkların başında gelir. Stres kalp-damar problemlerinin, diyabetin, yüksek kan basıncının, obezitenin, kalp krizinin en önemli nedenidir. İş yerindeki stresin kalp krizi riskini yüzde 23 oranında artırdığı bulunmuştur.
OMURGAYA STRES DARBESİ
Stresin en önemli etkilerinden biri kas – iskelet sistemimizde meydana gelir. Israrlı boyun ağrıları, göğüs ağrısı, gece yarısı oluşan kas krampları, baş ağrısı, kas ağrıları hatta zaman zaman kaslarımızda meydana gelen seğirmeler günlük yaşantımızda maruz kaldığımız stresin bir sonucudur. Omurgamız vücudumuzdaki en dayanıklı organımızdır. Bütün vücut ağırlığımızı taşır, dik durmamızı sağlar. Bu kadar sağlam bir yapı stresin etkilerine karşı ne yazık ki savunmasızdır. Artan stresle kan dolaşımı etkilenir, yeterince oksijen ve besin alamayan kaslar görevini yerine getiremez. Omurga üzerine aşırı yük binmesine sebep olur. Sonuç; bel ve boyun bölgesindeki ağrılar ve tutulmalardır. Çalışmalar stresli zamanlarda en fazla kalçadaki kaslarımızı sıkarak oluşan strese vücudun cevabı yönündedir. Zamanla devamlı kasılı kalan kalça kasları ağrıya neden olmakta ve bu ağrılar ilerleyen dönemlerde priformis sendromuna kadar ilerlemektedir.
EN DUYGUSAL ORGAN; İNCE BAĞIRSAKLAR
Vücudumuzdaki diğer bir hassas kas ise diyaframdır. Karın boşluğumuzda bulunan diyafram bütün karmaşık duygu durumlarından en çabuk ve en kolay etkilenen kasımızdır. Tıpkı kalça kasları gibi spazma girerek nefes alış verişimizde düzensizliğe neden olur. İnce bağırsaklar vücudumuzda bağışıklık sistemimizin merkezi olduğu kadar stresin en çok etkilediği ve en duygusal organımızdır. Strese her insanın bağırsağı farklı reaksiyon gösterir. Kimileri hazımsızlık ve kabızlık çekerken, diğer grupta ise tam tersi sonuçlar görülür.”
KASLAR İÇİN EN İDEAL TEDAVİ MANUEL TERAPİ
Stresin kaslarda yarattığı etkinin giderilmesi için neler yapılması gerektiğine de değinen Şenbursa, tedavi yöntemleri hakkında ise şu bilgileri aktardı:
“Stresin kaslarda okunmaya başlamasıyla yapılacak en iyi tedavi yöntemlerinden biri manuel terapidir. Uygun teknikler kullanılarak kaslardaki gerginlikler giderilir ve dolaşım yeniden düzenlenir. Böylece omurga üzerine binen yükler dengelenir ve kaslar ideal duruma getirilir. Tamamen elle yapılan bu yöntem hem doğaldır hem de yan etkisi yoktur.
SİNİR SİSTEMİ İÇİN REFLEKS TERAPİ
Stresin sinir sistemi üzerindeki etkilerden kurtulmak için ise refleks terapi en etkili yöntemdir. Yüzden, elden ve ayaktan yapılan uygulamalar ile vücutta genel gevşeme, iyilik hali ve yeniden doğmuş hissi oluşur. Özel noktalar verilen uyarılar ile hormonal sistem, kas iskelet sistemi, iç organlar ve bağışıklık sistemi aktive edilir. Uykuya dalma kolaylaşır, daha kaliteli bir uyku sağlanır. Kısa zamanda maksimum etki sağlayan bu tedaviler stresin yoğun ve olumsuz etkilerini ortadan kaldırır. Stressiz yaşam, aktif sosyal hayat için enerji ve daha mutlu bir özel hayat için elzemdir.”’