Uzmanlar, mevsimsel baş dönmesinin altında ciddi rahatsızların bulanabileceğini belirterek, uyarılarda bulundu.
Nöroloji Uzmanı Dr. Gökhan Özer, baş dönmesinin nedenleri, teşhis ve tedavisi gibi detaylı bilgiler vererek, baş dönmesi altında ciddi rahatsızlıkların olabileceğini belirtti.
Halk arasında baş dönmesi olarak bilinen ve tıbbi olarak ise ‘vertigo’ olarak ifade edilen rahatsızlık ile ilgili detayla bilgi veren Nöroloji Uzmanı Dr. Gökhan Özer, “Baş dönmesi tıbben ‘Vertigo’ denen genellikle iç kulak denge merkezinde bulunan Küçük kristallerin ani hareketinden kaynaklanan ve çoğunlukla bulantı, kusma, denge kaybının eşlik ettiği bir rahatsızlıktır. Bu hastalık kafa tramvası uykusuzluk, yorgunluk, uçak yolculuğu, çeşitli ilaçlar ve mevsim geçişlerinde artış göstermektedir.
Baş dönmesi nöroloji ve kulak burun boğaz uzmanları tarafından takip edilmekte olup gerekli durumlarda beyin MR, işitme ve denge testleri ile tanı doğrulanmaya çalışılmaktadır. Bu hastalık her ne kadar erişkinlerde görülse bile çocukluk çağında sıklıkla izlenmektedir. Çocukluk çağındaki baş dönmeleri daha bir ciddiye alınması gerekmektedir. Çünkü altında yatan beyin tümörü, migren, hareket hastalığı ve ailesel denge bozuklukları hastalıkları olabilir” dedi.
Baş dönmesinin nedenleri
Baş dönmesinin farklı nedenlerinin olabileceğini vurgulayan Dr. Gökhan Özer, “Baş dönmesi ya da yaygın olarak kullanılan vertigo terimi bir hastalık ismi olmayıp farklı nedenlerle oluşabilen bir patolojinin belirtisidir ve hastalar tarafından dengesizlik, sersemlik, göz kararması hafif ya da şiddetli dönme gibi farklı şekillerde ifade edilebilir. Pek çok farklı etkene bağlı olarak hafif dengesizlikten çok şiddetli dönme hissine kadar değişen şiddetlerde şikayet oluşabilmektedir.
Baş dönmesi tek şikâyet olarak izlenebileceği gibi bulantı, kusma, işitme kaybı ve veya kulak çınlaması gibi şikayetlerle birlikte de izlenebilir. Kulağın dış, orta ve iç kulak olmak üzere üç bölümü vardır. Dış ve orta kulak yapıları ses dalgalarını toplayıp gücünü artırarak iç kulak sıvısına aktarma görevi görürler. İşitme ve denge merkezlerinin bulunduğu iç kulak kulak kemiği içinde yerleşmiş olup içerisindeki farklı bölmelerde iç kulak sıvıları (endolenf ve perilenf) bulunmaktadır. İşitme ve denge sinirlerinin algılayıcı hassas sinir uçları ve sinir hücreleri bu sıvılarla sürekli temas halindedir.
İç kulağa ulaşan ses dalgaları burada iç kulak sıvıları içinde iletilerek sinir uçlarını uyarır ve elektrik uyarısı oluşmasını sağlar. Baş hareketleri ile oluşan iç kulak sıvısı hareketleri de iç kulaktali hassas denge siniri yapılarını uyarırlar. Bu uyarının işitme ve denge sinirleri ile beyine iletilmesi ile işitme ve denge fonksiyonları gerçekleşir” ifadelerini kullandı.
Dengenin sağlanması
Baş dönmesinde dengenin sağlanmasına değinen Özer, “Denge sistemi bir merkez ve üç farklı algılayıcı sistemden oluşmuştur. Beyin, gözlerden, iç kulaktaki denge merkezlerinden ve kas, eklem ve tendonlardan sürekli olarak iletilen vücut pozisyonu ile ilgili bilgileri toplayıp işleyen bir merkez görevi görür ve dengenin sağlanmasından sorumludur. Bu üç sistem birbirinden bağımsız olarak çalışır ve hep birlikte vücut dengesinin korunmasında işlev görürler.
Gözler çevreden gelen görüntüleri beyine ileterek vücudun çevreye göre pozisyonu hakkında bilgi sağlarken kas, tendon ve eklemlerden gelen sinyaller beyine başın vücuda göre pozisyonu hakkında bilgi iletir. İç kulak denge sistemi ise dönme şeklindeki hareketleri algılayan yarım daire kanalları ve doğrusal hareketleri algılayan vestibül adı verilen iki farklı bölümden oluşmuştur. İçi sıvı ile dolu olan bu iki bölüme birlikte ‘labirent’ adı verilir. Baş hareket ettiğinde iç kulaktaki sıvı da hareket eder ve bu hareketin şekline ve yönüne göre uyarılan farklı sinir uçları beyine başın hareketini bildiren sinyaller gönderir” sözlerine yer verdi.
Vertigo nasıl oluşur
Baş dönmesinin oluşum aşamaları hakkında bilgi veren Nöroloji Uzmanı Dr. Gökhan Özer, “Her iki taraftaki labirentlerde yer alan denge organları sürekli olarak birbirlerine tam simetrik sinyaller üretirler. Başın dönmesi ile oluşan sinyaller yarım daire kanallarında, öne arkaya ya da yukarı aşağı yöndeki doğrusal hareketler ise vestibülde uyarı oluşturur.
Vestibüldeki denge merkezlerinde yer alan hücrelerin üzerinde yapışık bulunan kalsiyum karbonat kristallerinin yer çekimine bağlı olarak pozisyon değiştirmesi baş hareketinin yön ve şiddetinin algılanmasını sağlar. Bir iç kulaktaki denge merkezi bozuk çalıştığında beyne giden sinyallerdeki simetri bozulur ve bu durum dengenin bozulduğu hissini oluşurken beyinden göz kaslarına giden uyarılar gözlerin istemsiz hareketlerine (nistagmus) neden olur. Gözlerin bu hareketleri ile görme alanının hareket etmesi hastada çevresinin ya da kendisinin döndüğü şeklinde yalancı bir hareket algısı oluşturarak ‘baş dönmesi – vertigo’ şikayetine neden olur.
Hareketleri algılayan bütün merkezlerinden gelen bilgiler, beyincikte oluşan düzeltici refleksler ve beyinde oluşan istemli cevapların birleşimi ile vücut kaslarına dengeyi korumaya yönelik hareketleri yaptıracak sinyaller gönderilir. Beyin, beyincik ve beyin sapında yer alan denge merkezleri iç kulaktan gelen asimetrik sinyallere zamanla adapte olarak bunlardan etkilenmeme özelliğine sahiptir. Bu özellik nedeni ile baş dönmesine neden olan bazı hastalıklarda ya da normal şartlarda dengesizlik oluşturabilecek bazı spor faaliyetlerinde uygun egzersizlerle adaptasyon sağlanarak dengesizliğin giderilmesi ya da önlenmesi mümkün olabilmektedir” ifadelerini kullandı.