Tahminimce, son yirmi yılda araştırmam için on bin insana kan testi yaptım. Gördüklerim, size bu programda kelimelerle söyleyebileceğim her şeyden daha etkili bir manâ içeriyor. Bu örneklere bakınca bana katılacağınızı düşünüyorum: Asidik yiyecekler içeren tipik bir gıda tarzına sahip olan birinin kanı, alkalik yiyecekler yiyen birininkinden tamamıyla ayrı görünür. Test uyguladığım kanlardaki farklılıkları gözlemleyerek pH Mucizesi prensiplerine ulaştım ve her yeni kan testi sonuçları pekiştirdi.
Benim kanı mikroskop altına koymadan önce, sabitleştirerek lamın içine vermek şeklindeki tekniğim, standart la-boratuvar testlerinden farklıdır. Boyamak beyaz kan hücrelerini, orak hücreleri, bakterileri ya da başka bir özel durumu göstermeye yardımcı olabilir fakat bu kimyasalların kana eklenmesi kan örneklerini etkiler ve görünüşünü değiştirir. Ya Da doktorunuzun ofisinde sizden alınan kan bir tüpe konulur, laboratu-vara gönderilir, farklı alanlara yönlendirilmiş elementleri ayrıştırmak için işlenir ve kan yoğunluğunu ölçmek için özel bir makineyle tartılır – mikroskoba hiç gereksinim duyulmaz. Bu yollarla işlenen kan bundan böyle kesinlikle canlı bir madde değildir. Ve bu testlerin genel amacı nicelik ölçmektir (örneğin ne değin beyaz kan hücresi var? Ne karahat kırmızı kan hücresi var?); benimki gibi nitelik ölçmek yok (hücrelerin durumu nedir?). Bunların teşhislerde ya da patolojik sonuçlar için kullanılması yerinde olabilir.
(Kendi tekniğimin yanında sık sık standart kan testi de inşayorum, çünkü keza niteliği ayrıca de niceliği ölçmenin faydası var. Sonuçlar, gözlemlerimi doğrulayabilir. yine de sonuçlan, genel tıp dünyasından farklı bir biçimde yorumlayabilirim. Her durumda, tüm bu yollarla görebileceğiniz en geniş resme bakabilirsiniz.)
Kan hücrelerinin sayısından çok, kaliteleriyle ilgiliyim. Birbirini tamamlayan iki bambaşka yaklaşımım var. îlki, taze kan başlıcalizi. Parmak ucundaki kılcal damardan kan alıyorum, çift taraflı lamın içine koyuyorum ve hemen sonra ışığı filtreleyerek nesneleri grinin öbür tonları olarak belirten zinde bir mikroskobun altına yerleştiriyorum. Görüntüyü, canlı olarak bir video ekranına yansıtıyorum. Hedef, kanı vücuttan çıkar çıkmaz canlı bir şekilde bakmak, hücreleri ve yaşadıkları ortamı gözlemlemek. .. Tüm bunlar kırmızı ve beyaz kan hücrelerinin yapısını ve gücünü, hem onları çevreleyen plazma sıvısının pakliğini görmemi sağlıyor.
ikinci tekniğim kuru kan analizi veya benim verdiğim ismiyle mikotoksik oksidatif baskı testi (MOST). Bu sefer parmak ucundan alınan kanı lamın üstüne koyuyor ve haricen kurumasını sağlıyorum. sonra, aydınlık ışık kullanarak kuvvetli bir mikroskobun aşağıda inceliyorum. Işığın büyük bir kısmı kan örneğinden geçerek kanın pıhtılaşma miktarını, hücreli deformasyon, tahriş, irin, tıkanma, asidoz, asalak belirtileri ve hatta emin organ dengesizlikleri gibi ayrıntıları gösterir. Bu testte aradığım şey, özellikle kanın pıhtılaşma şeklidir. Dağıtılmış şekillerde uygulanan basınç altında; numune normalden saparak değişir.
Canlı ve kuru kan testlerinin en faydalı özelliği, mümkün muhtemel afiyet sorunları için erken dikkat vermesidir. Vücudunuzdaki sorunlar, hastalık belirtisi olmadan çok önce kanda anormallik olarak saptama edilebilir. Belirtilerin başlangıcını, daha açığa çıkmadan ayrım edersiniz. Bu testler koruyucu ilaçlardan daha iyidir. Bunlar öncelikli ilaçlardır. Gördüğünüzü düzeltmek için harekete geçerseniz, ilk olarak kanda görülen bulgulerden ve durumlardan, rahatsızlık ilerlemeden önce kendinizi koruyabilirsiniz.
Bu kan testleriyle genellikle öğrenmek istediklerimiz şunlar:
• boyut, şekil ve simetri bakımından kırmızı kan hücrelerinin durumu
• bağışıklık sisteminin etkinlik seviyesi (beyaz kan hücrelerinin canlılığı aracılığıyla)
• kan pıhtılarının ya da kanı pıhtılaştırıcı etkenlerin varlığı
• parazitlerin, mayanın, mantarın, bakterinin ve/veya küfün varlığı
• damar tabakaları, asal hücreler, lifli kök, ürik asit, kolesterol gibi kristalize yapıları ve kristalize egzotoksin ve/veya mikotoksinlerin varlığı
• hücreli deformasyon ve/veya iltihaplanmanın göstergesi olarak protein kütleleri
• asidite seviyesi ve asiditenin etkileri
Hem, gözlemlediğim örneklerde, aşağıdaki durumların da belirtilerini görebilirim:
• Karaciğer, böbrek, pankreas, yürek, akciğer, prostat, yumurtalıklar, göğüs ve öteki organlardaki sorunlar
• Gastrointestinal (mide ve bağırsakla ilgili) fonksiyon bozuklukları.