sıkça yemek yemek ve ahenkli ilaç göstermek zorunda olan diyabet ve yürek hastaları da negatif etkilenebildiğini söyleyen Dr. Serbest Mollaoğlu, kronik hastalıkları olan kişilerde oruç tutmanın sakıncalı olduğu durumlar ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında veri verdi.
EĞER BU HASTALIKLARI GEÇİRDİYSENİZ DIKKAT: Mide ve sindirim sistemi sorunları yaşamış insanların oruç tutarken bazı noktalara dikkat etmeleri gerekmektedir. Muhakkak saatler zarfında aç kalmanın metabolik olarak huzur veren bir özelliği bulunmaktadır. Lakin uzun saatler boyunca tutulan oruçlar sonucunda sindirim sistemi ve metabolizma yavaşlamaktadır. Bu dek uzun süre aç kaldıktan daha sonra besin şekli ve tüketilen yiyecekler sağlığı etkilemektedir. Geçtiğimiz yıllarda hep yaz aylarına denk gelen ramazanda havalar çok sıcak ve oruç saatleri çok uzun olmuştur. Bu sene ola ki sıcaklıklar daha bölgesel olabilir fakat yeniden uzun saatler oruç tutulacaktır. Tehlike grubundaki kişilerin hekim kontrolünden geçmesi ve onaylama almaları gerekmektedir. Şeker Hastalığı hastası lakin şekeri çok yüksek olmayan ve ilaçla kontrol aşağıda tutabilen kişiler hekim kontrolünde oruç tutabilir ya da tutmayı deneyebilir. Fakat günde 3- 4 kere insülin kullanan, beraberinde kalp hastalığı olan, kan şekeri 200-300’ler de seyreden bir insanın oruç tutması önerilmemektedir. Kronik mide sorunları olan hastalar bu dönemde fazla uyarı etmeliler.
Keza yakın zamanda felç veya iskemik saldırı geçirmiş, beyne veya akciğerine pıhtı atmış,
Son 6 ay içerisinde yürek krizi geçirmiş,
Ciddi kontrolsüz diyabeti olan,
Önemli kronik mide sorunları olan yakın zamanda mide kanaması geçirmiş veya endoskopiyle tanı koyulmuş bir ülseri olan şahısların uzun zaman aç kalmamaları gerekmektedir. Şeker Hastalığı ve mide hastalarının sık ve ara öğünlü beslenmeler önerilmektedir.
50 yaş üzeri cümbür cemaat oruç tutmadan hekim kontrolünden geçmeli
ORUÇ TUTMADAN ÖNCE CHECK-UP YAPTIRIN: Yürek hastalarının da ahenkli hap kullanmaları gerektiğinden oruç tutmaları önerilmemektedir. Kalp krizi geçireli 6 aydan daha uzun zaman olmuş tedavisi üretilmiş ve stent takılmış kişiler şeker hastalığı ya da eşlik eden başka hastalığı yoksa doktor kontrolünde oruç tutabilirler. Burada hastalıklar karşısında kişisel farklılıklar olabilmektedir. Bu tarz kronik rahatsızlıkları olan kişiler oruç yakalamak istiyorlarsa öncesinde bir doktor kontrolünden geçmeli ve doktorun tavsiyesi doğrultusunda bu duruma karar vermelidir. Oruç tutmadan önce özellikle 50 yaşın üzerindeki kişilerin minik bir check- up yaptırmalarında yararlı olmaktadır. Aile hikayesinde kalp krizi olan kişilerin özellikle itinalı olması gerekmektedir. Bu risk faktörünün yanında kişi iyi beslenmiyorsa, sigara içiyorsa, bel çevresi kalınsa ve stresli bir işi varsa kalple ilgili testlerin mutlaka yapılması gerekmektedir.
BU ÖNERİLERE MUTLAKA UYUN: Gastrit toplumun yüzde 25-30’unda vardır ve yaygın olarak görülmektedir. Mide sorunları olan kişiler mide koruyucu ve asit azaltıcı ilaçlarını kullandıkları takdirde oruç tutmalarında sakınca yoktur. İftarda ve sahurda yenilen besinlere fazla uyarı edilmelidir. Ama açlığa hiç katlanma edemeyen derhal midesi ağrıyan ve yakın zamanda mide kanaması geçirmiş şahısların oruç tutması sakıncalıdır. Reflü hastası bir kişinin iftarda seri yemek yemek yememesi, sahur da ise yemek yiyip anında yatmaması gerekmektedir. Yemek Yemek yerken düşey oturulmalı ve yemek yedikten sonra hemen uyunmamalı ve uzanılmamalıdır. İftar da yemeklerin hafif olması ve yavaş yenmesi önerilmektedir. Gece yatarken yastıklarını yüksekte tutmalarında avantaj vardır. Bel bölgesini çok sıkan kıyafetlerden uzaktan durulmalıdır. Reflüyü yani mide suyunun yemek yemek borusuna çıkışını engelleyen bir takım şuruplar ve asit stabilizatör haplar bulunmaktadır. Oruç yetişmek isteyen reflü hastaları iftar ve sahurlardan sonra bu ilaçları kullanarak ve aşağıdaki önerilere uyarı ederek ramazan ayını bakımlı geçirebilirler;
Mide hastaları mide asidini artıran asitli içecekler tüketmemelidir. Özellikle sahurda yağlı, kızarmış, çok acılı ve baharatlı yemeklerden uzak durulmalıdır. Tatlı olarak şerbetli ve ağır tatlılar yerine sütlü ve meyveli hafif tatlılar tercih edilmelidir. Yemeğe çorbayla başlayıp yavaş bir şekilde devam edilmelidir. Sahurda zeytin, sucuk gibi mideyi rahatsız eden gıdalardan kaçınmaları gerekmektedir. Fırından yeni çıkmış sıcak beyaz ekmek tüketmekten kaçınılmalıdır.
Demli nehir ve çok kahve tüketimi tekrar mide şikayetlerini artırabilmektedir
KAN ŞEKERİNİ TEZ YÜKSELTEN GIDALARDAN UZAKTA DURUN: Beyaz ekmek yerine esmer ekmek tüketmeleri daha faydalıdır. Sadece mide hastalarının değil, insülin direnci olan hastalarında esmer ekmeklerden tam tahıllı, çavdar gibi ekmekler seçim etmesi gerekmektedir. Uzun vakit tok kalmak isteyen cümbür cemaat buna dikkat etmelidir. Beyaz ekmek, pirinç pilavı, şerbetli tatlılar glisemik indeksi yüksek yani kan şekerini çabuk yükselten gıdalardır. Bütün gün aç kalacağım düşüncesiyle bu gıdalar fazla tüketilmektedir. Tok tutma özelliği olmayan bu gıdalar bir de üzerine şekeri, mide hastalarında ise mide asidini yükseltmekte, şeker hastalığına ve reflüye sebep olmaktadır. Pirinç pilavı yerine bulgur seçim edilmeli, sahurda ise yemek yerine kahvaltı türü yiyecekler tüketilmelidir. Yumurta özellikle sahurda fazla önemlidir. Tok miktar, şekeri yükseltmez ve mideyi can sıkıcı etkisi yoktur. Mide sorunları olan halk sahurdan ve iftardan sonradan koruyucu ve asit düzenleyici ilaçlarını kullanarak, ramazanı kolay bir şekilde geçirebilirler.
ZEYTİNYAĞLI YEMEKLER VE BOL SIVI TÜKETİN: Bağırsak sistemi yemek yemekle de uyarılan bir sistemdir. Uzun zaman aç kalmayla bu uyarılma olmayacağından bu şart kabızlıklara yol açabilmektedir. Kabızlık sorunu çekmeyen bir birey ramazan da bu düzenin bozulması sonucu kabızlık şikayeti yaşayabilmektedir. İftar ve sahur arasında zeytinyağlı yemekler, bol akışkan tüketilmesi kabızlık sorunu yaşayanlara fayda sağlamaktadır. Önemli kabızlık problemi yaşayan halk müziği sahurda laksatif olarak adlandırılan bağırsağı yumuşatan yeni nesil ilaçları kullanabilirler.