Son yıllarda birçok kişi kesintisiz yorgunluk hissi ve halsizlik nedeniyle hastaneleri sık sık ziyaret ediyor. Tıp dünyasında Kronik bitkinlik sendromu olarak adlandırılan rahatsızlık hakkında Dr. Mehmet Yavuz talimatlar da bulundu.
Manyetik Alan Eksikliği, Kronik Takâtsizlik Sendromuna
Neden Oluyor
İnsan sağlığı açısından bilinenden çok daha kayda değer bir yer tutan biyomanyetik alan, yeryüzündeki manyetik alanlarla şekillenir.
Yer kabuğunun doğal bir manyetizması vardır. Bu manyetik etkileşim, hücresel zarlarında madde alışverişlerini mümkün kılar. Böylece bir fabrika gibi çalışan hücrenin, atık maddeleri ve toksinleri bünyesinden uzaklaştırarak, su, beslenme maddeleri, oksijen ve gerekli mineralleri alarak işlevinin uygun bir seyirde ve canlılık içinde sürdürmesini mümkün kılmaktadır.
Günümüz dünyasında, artan teknolojiyle birlikte, insan hayatının doğal manyetizması da bozulmaktadır. Atmosferimizdeki haberleşme araçlarımızın yaydığı sinyaller, yüksek gerilim hatlarından yayılan radyasyon ve günlük yaşamımızın bir parçası haline gelen elektronik cihazlarımızın yaydığı dalgalar yoğun bir elektromanyetik kirliliğe yol açmaktadır.
Yaşam enerjimizin kaynağı olan biyomanyetik alanımızı bir mıknatıs gibi emen bu etkenler, ilk kez kronik yorgunluk sendromu olmak üzere birçok hastalığın da temelini oluşturur.
Hastalık Tansına Uyarı Hatalı Tanı Konulabiliyor
Temelde baş ağrısı, baş dönmesi, sıkıntı, bunaltı, endişe, endişe gibi belirtilerin yanı sıra, bununla beraber buhran belirtileri taşıyan; uyku dengesizlikleri, halsizlik, isteksizlik, kırgınlık şikayetlerinin aşağıda kronik dermansızlık sendromu yatabilir.
Bu hastalığın teşhisinde, belirtilerin birçok hastalığın belirtileriyle benzer olmasından kaynaklanan teşhis problemleri yaşanmaktadır. Vakit ayrılıp, dikkatlice incelenmeyen hastalara genelde salt bunalım teşhisi konulduğundan, iyileşemeyen hastaların hekim ve hastanelere olan güvenleri de zedelenmektedir.
Kronik Yorgunlukta En İyi Tedavi Magnototerepi
Uzay koşullarında manyetik alan olmadığı için ilk kez astronotların hücreli zar transferlerini sağlıklı bir şekilde gerçekleştirebilmeleri için suni manyetik alan meydana getirmek nedeniyle üretilen Magnetoterapi, sonraki yıllarda yapılan araştırmalarla da kanıtlanmıştır.
Yer kabuğunun sabit manyetizmasından daha da etkin olan pulsatif manyetik alan, gözenekli olan zar hareket periyodikliği ile daha yerinde bir etkileşim oluşturmaktadır. Enerji eksikliği, genel sancı, baş ağrısı ve yorgunluk, manyetik alan eksikliğinin sonucu olarak ortaya çıkar.
Kronik bitkinlik sendromunun da belirtileri olan bu gibi şikayetler, insan vücuduna dıştan verilen Magnetoterapi ile giderilebilir. Magnetoterapinin vücuda uygulanmasıyla manyetik dalgalar dokudan geçer ve ikinci akım oluşturur. Bu akımlar manyetik alan ile birleşince hücrelerdeki elektronlara ısı verir. Özellikle çalışan ve ihtiyar insanların çoğunlukla şikayet ettiği adale ağrıları, bu ısı tamamen giderilebilir.
Diş Ağrısına, Omuz Ve Eklem Ağrılarına Çözüm Sunuyor
Magnetoterapi ile kandaki kalsiyum ve kolesterol miktarı azalınca, hemoglobin daha seri hareket eder. Yüksek tansiyona sebep olan öteki maddelerde de azalma görünür. Kan temizlenir ve akışı hızlanır. Yürek rahatlar ve acı yok olur. Yönetici sinirler normale döner ve onların yönettiği organlar daha düzgün çalışır. Kan akımının iyileşmesinden dolayı besleyiciler daha basit ve verimli şekilde taşınır.
Magnetoterapi aynı zamanda deri, yağlı dokular ve kemikleri de canlandırır. Öncelikle diş ağrısı olmak üzere, omuzlar ile eklem yerlerindeki sancı ve sızıları giderir, hücrelerin büyümesini destekler.
Magnetoterapinin en önemli etkilerinden biri de vücudun kendi kendini iyileştirme özelliğini desteklemesidir.
Dr. Mehmet Yavuz