Korunma ve desensitizsasyon iğneleri dışında astım tedavisi, ilaçlar ve “ekolojik” yaklaşım tedavisi adı verilen yöntemlerden oluşur.
Ekolojik yaklaşım
Son yıllarda daha yaygın olarak benimsenmesine ve pek çok hastaya yardımcı olmasına karşın bu, alışılmadık ve tartışmalı bir yaklaşımdır. Alerji uzmanı, alerjenleri belirlemek amacıyla hastanın dilinin altına sulandırılmış alerjenler koyar. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde bazı doktorların alerjenleri deri altına vermeyi yeğlemelerine karşın izlenen yöntem, temelde aynıdır. Alerjene karşı, nabzın atış hızındaki artış gibi alışılmadık ya da rahatsız edici zihinsel ya da bedensel tepkiler gösterirse, hastanın, o maddeye karşı alerjik olduğu belirlenir. Alerji uzmanı, daha sonra dilin altına bir miktar daha alerjen koyarak tepkinin ortadan kalkmasını sağlar. Dilin altına konulan birinci alerjen damlasıyla ikinci alerjen damlası arasındaki fark, ikinci damlanın daha da sulandırılmış olmasından kaynaklanır. Ekolojik alerji uzmanları, alerjiye neden olan bileşimden 10 ya da 25 kat daha fazla sulandırılmış olan bileşimlerin, ters etki yaptığını belirlemişlerdir. Hasta için doğru bileşim bulunduktan sonra kendisine, bir şişe tepkiyi önleme bileşimi verilir.
Geleneksel bir uzmana bu yöntem, tümüyle anlaşılmaz ve mantıksız gelebilir. Ancak yöntem, iyi bilinen alternatif tedavi yöntemlerinden homoepati’ye benzer. Homoepatlarda, hastalarına, daha büyük dozlarda alındığında hastalığa neden olabilecek maddelerden, sulandırılmış dozlarda verilir.
İlaçlar
Astımı iyileştirmek amacıyla verilen geleneksel ilaçlar, birbirleri yada hastalık belirtilerine neden olan fiziksel süreçler üzerinde ters etki yapabilirler. Astım ilaçları, başlıca 3 grupta toplanabilir: Bronşiolları genişleten, bronkodilatadorlar, şişkinlerin azalmasını ve alerjik tepkinin yumuşamasını sağlayan corticosternidler ve mast hücrelerinin parçalanmasını önleyen ilaçlar.
Histaminin, şişmelerin görüldüğü bölgelere ulaşmasını engelleyeceği için antihistaminlerin de yararlı olabileceği düşünülebilir. Ancak saman nezlesi gibi başka alerjik reaksiyonlarda yararlı olmalarına karşın antihistaminlerin, astım krizleri konusunda pek yararlı olamadığı anlaşılmıştır.
Bronkodilatadorlar
Acefilin
Adrenalin
Aminofilin
Atropin
Kolin
Deptropin
Diprofilin
Efedrin
Etamifilin
Fenoterol
İsoprenalin
Metoksifenamin
Orciprenaline
Proksifilin
Pseudoefedrin
Reproterol
jpratropium
İsoetharin
Rimiterol
Salbutamol
Terbutalin
Teofilin
Monoteamin
Rona-Slofilin
Theocontin
Theograd, Theosol
Bronkodilatador ilaçlar, sempatik sinir sistemini harekete geçiren bedendeki doğal maddelerin davranışlarını yinelerler. Kalbin atış hızını artırarak ve solunum yollarını açıp, ciğerlere daha fazla hava girmesini sağlayarak bedeni harekete hazırlayan, adrenalin gibi maddeler vardır. Adrenalini, bedende adrenalin bezeleri doğal olarak üretir. Sentetik bir türü, astımlıları tedavi etmek amacıyla kullanılır. Ancak adrenalin, yalnız acil ve krizin çok şiddetli olduğu durumlarda, enjeksiyonla verilir. Çünkü adrenalin ve benzeri ilaçlar, (efedrin, izoprenalin, metoksifenamin ve orsiprenalin) solunum yollarını açmakta çok etkin olmakla birlikte, kalbi aşırı yorabilir ve kan basıncının yükselmesine neden olabilir.
Doktorlar, artık etki alanı adrenalin ve kimyasal benzerlerinden daha dar olan bronkodilatadorları kullanmayı yeğliyorlar. Bu ilaçlar arasında terbutalin, fenoterol, izoetharin, reproterol ve rimiterol sayılabilir. Bedene olabildiğince büyük bir tutarın, en kısa zamanda verilmesi gereken acil durumlarda iğne yoluyla verilebilmekle birlikte bu ilaçlar, genellikle hap olarak ya da ağza püskürtme yoluyla alınır. Bu ilaçlar, acil durumlarda, kısa süre içinde ve büyük dozlarda bedene enjekte edilebileceği gibi, hastaya hap olarak ya da ağıza püskürtme yoluyla da verilebilir. Hap şeklinde alındığı taktirde titreme ve sinirsel gerilim gibi yan etkileri görülür ve ilaçların kana karışarak etkili olmaları uzun zaman alır. Bu nedenle hedefe, yani gırtlağa doğrudan püskürtme yoluyla kullanılmaları, daha etkin bir yöntemdir.
Bronkodilatadorlar nemlendirici adı verilen bir aygıtın yardımıyla da kullanılabilirler. Bu yöntemde, sulu bir solüsyonla karıştırılan ilaçlar, küçük parçacıklar durumunda, solunum yoluyla içe çekilir.
Aminofilin, acefilin, kolin, teofilin, diprofilin, teofilinat, proksifilin ve etamifilini de içeren, bir başka bronkodilatador grubu daha vardır. Bu ilaçların bir bölümü, salbutamol gibi ilaçlara oranla daha uzun zamandan beri kullanılmaktadır. Örneğin teofilin, çayın içindeki maddelerden biridir. Bu ilaçların başlıca dezavantajı, bazı hastaların midelerinin bozulmasına neden olmalarıdır. Buna karşın bronşlardaki kasları gevşetmek ve beyinde nefes almayı denetleyen merkezi harekete geçirmek konusunda, etkilidirler. Tablet, şurup ya da enjeksiyon ampulü biçiminde de bulunmalarına karşın genellikle rektumdan supezituarlar biçiminde alınırlar. Bu yolla ilaç, kana çok yavaş karışır. Ancak supezituarın yavaş eriyor olması, kana 12 saat süreyle sürekli ilaç karışmasını sağlar. Bu da, hastalığı özellikle geceleri denetim altında tutmak açısından çok yararlıdır.
Corticosteroidler, bundan 30 yıl kadar önce, şişmeleri ve alerjik tepkileri önlemekteki başarısı nedeniyle harika ilaç olarak nitelendirilen, hidrokortizonları da içeren ilaç grubudur. Doktorlar, kısa süre sonra bu harika ilacın çok dikkatli kullanılması gerektiğini anladılar. Çünkü ilacın, doğal hormon üretimini engellemek, kemikleri zayıflatmak ve özellikle yüz ve omuzlarda şişmanlığa neden olmak gibi yan etkilerinin olduğu anlaşılmıştı.
Doktorların çok dikkatli kullanmaları gerekmesine karşın bu ilaçlar, kasılmaları ve solunum yollarındaki şişkinlikleri önlemek açısından çok etkilidirler. İlacın riski, ilacı doğrudan solunum yollarına yönelten spreylerin kullanılmasıyla azaltılmıştır.
Doktorlar, corticosteroidleri düzenli olarak kullananlara, ilacı ağızlarına püskürtmeden yaklaşık 10 dakika önce bir bronkodilatador teneffüs etmelerini önerirler. Böylelikle solunum yollarının açık olması sağlanacak ve corticosteroidler, doğru içeri gidecektir. Şiddetli astım, corticosteroid tabletleriyle tedavi edilebilir. Bu durumlarda genellikle prednisolon verilir. Acil durumlarda kortizon iğneleri yapılabilir.
Mast hücreleri üzerinde etkili olan ilaçlar
Ketotifen, sodyum, kromoglisat Alerjik astımlarda kullanılan en değerli ilaçlardan biri, kuşkusuz sodyum kromoglisattır. Bu ilaç, astım krizlerini önleyebilir yada sıklıklarını azaltabilir. Bu amaçla mast hücrelerini sağlamlaştırarak, bedene giren alerjenler antikorlarla karşılaştıklarında parçalanmasını önler.
Sodyum kromoglisatla diğer astım ilaçları arasındaki başlıca ayrım ilacın hastayı kriz geldikten sonra rahatlatmak yerine krizlerin gelmesini engellemeyi amaçlamasından kaynaklanır. Bir kriz geldikten sonra mast hücreleri parçalanmaya başlamış olacağı için sodyum kromoglisatın yararı, sınırlı olacaktır. Bu aşamada bu ilacı almak, atlar kaçtıktan sonra ahır kapısını kapatmaya benzetilebilir.
İlacın kullanımında iki yöntem izlenebilir. Birinci yöntemde ilaç, küçük bir aygıtın içine konulur. Burada ilacı, iki küçük iğne deler. İlaç ağza alındığında küçük bir pervane, ilacı bir toz bulutu olarak solunum yollarına püskürtecektir.
Bazı hastalar, ilacı aldıktan sonra solunum yollarının kuruduğundan yakınırlar. Bu yakınma bazen, bir bardak su içerek giderilebilir. Ya da doktor.sodyum kromoglisat alınmadan önce bir bronkodilatador püskürtülmesini önerebilir.
Ketotifen, sodyum kromoglisatla aynı etkiyi yapan, yeni bir ilaçtır. Ancak içe çekilmek yerine tablet ya da kapsül biçiminde yutulur. Aynı zamanda antihistamin etkisi yaparak hastanın biraz başının dönmesine neden olabilir.
Bu iki ilaç konusunda unutulmaması gereken en önemli nokta, koruma sağlayabilmeleri için “düzenli olarak alınmaları gerektiğidir.” Krizleri gidermek amacıyla bronkodilatadorları ya da corticosteroidleri almaya alışkın olan hastalar, kendilerini düzenli olarak bu ilaçları almaya alıştırmalıdırlar. Sodyum kromoglisat, genellikle günde dört kez alınır.
Son olarak bu ilaçların hiçbirinin, astımı tedavi etmediğini unutmamak gerekir. Alerjik tepkileri önleyebilirler ya da astımın belirtilerinin hafiflemesini sağlayabilirler, ancak alındıkları sürece yaşamı daha yaşanabilir kılmak dışında bir işlevleri yoktur. Hastanın, doktoruna, aldığı ilacın etkileri konusunda, bilgi vermesi gerekir. Astım, hastadan hastaya değişen belirtiler gösterir. Her hastaya hangi ilacın en iyi uyduğunu belirlemek amacıyla bir süre denemeler yapılması gerekebilir.