Bir ağrının kronik ağrı olarak nitelendirilebilmesi için 3 — 6 aylık bir zaman diliminin geçmesi gerekir. Bu dönemde vücudunuzda ağrının yanı sıra başka bozukluklar da baş göstermeye başlar.
1. Öncelikle uyku düzeniniz bozulur.
Hastaların bir çoğu kronik ağrılara bağlı olarak düzenli uyku uyuyamaz hale gelir. Uyku düzeninin bozulması hastayı bir kısır döngüye sokar. Saat başı uyanmaya başlar. Sabahları yorgun kalkmaya başlar. Gün boyu uykuyu düşler.
2. Enerjiniz azalır.
Uyku bozukluğu ve ağrı, hastanın günlük enerjisinin azalmasına yol açar. Enerjinin azalması, başlangıçta daha kolaylıkla başa çıktığı ağrı ile başa çıkamaz duruma getirir. Ağrıya karşı toleransları azalır.
3. Sinirlilik hali başlar
Uykunun bozulması, enerjinin azalması, ağrının devam etmesi hastayı daha da sinirli bir hale getirir. Ağrı dayanılmaz hale gelir. Her şeyden kolaylıkla etkilenir. Geçmişte rahatlıkla kabul edebileceği olayları kabul edemez hale gelir. Çevresindeki insanları kırmaya başlar. Bunun sonucu insanlar ondan uzaklaşmaya başlar. Sonunda kendini kendi dünyasında sınırlı hale getirir.
4. İştahsızlık başlar
İştahsızlık ağrıya bağlı olabileceği gibi gittikçe gelişen depresyon ve tedirginliğe de bağlı olabilir. İştahsızlığın yanı sıra bulantı kusma ortaya çıkabilir.
5. Depresyon gelişir
Sürekli ağrı ile yaşayanlarda bir süre sonra depresyon gelişir. Hastalar kendilerini işe yaramaz hissederler. İşlerinden uzaklaşırlar. Çalışamaz hale gelirler. Sürekli olarak kendilerini yorgun hissederler. Yaşamdan zevk almazlar.
6. Gelişigüzel ağrı kesici kullanmaya başlarlar
Gelişigüzel, hekime danışmadan ağrı kesici kullanmaya başlarlar. Bir yakınlarına iyi gelen her ilacı denerler. Bunun sonucu olarak mide bağırsak şikayetleri başlar. Her seferinde aldıkları yeni ilaç birkaç gün iyi gelir. Sonra etkisini yitirir.
7. Ailevi sorunlar baş gösterir
Aile başlangıçta hastanın ağrılarına anlayış gösterir. Bir çok ailede ise bir süre sonra hastanın ağrılarından sıkıntı başlar. Aile ağrıya inanmamaya başlar. Bu hastanın kendini daha fazla tecrit etmesine yol açar.
8. Sağlık sistemi ve hekimlerle sorunlar baş gösterir
Kronik ağrılı hasta diğer kronik hastalıklardan yakınan hastalardan daha fazla hekim değiştirir. Bir hekimden diğerine gider. Bir hastaneden öbürüne koşar. Ağrısının geçmemesi üzerine genellikle ameliyatla çözüm bulunacağına inanarak ameliyat olmaya çalışır. Hatta bu yönde hekimleri iknaya uğraşır, ikna edemediği zaman ise hekimlerini suçlar.
9. Tıp dışı yöntemlerden, alternatif tedavi yöntemlerinden medet ummaya başlar
Çağdaş tıptan gerekli yardımı göremeyen hasta artık tıp dışı yöntemlere yönelir. Alternatif tedavilerden destek arar. Halk arasında uygulanan binlerce bitki, yakı, sülük, alabalık, bel çekme gibi birçok yönteme başvurur. Bu yöntemlerden de iki haftaya kadar yarar görür. Sonra eski haline döner. Yeni yöntemler aramaya başlar.
Görüldüğü gibi kronik ağrı hastada fiziksel, psikolojik, ailevi ve toplumsal sorunların birbiri ile iç içe geçtiği dramatik bir tablo oluşturur.
Kronik ağrılı hastada ailenin rolü
Kronik bir ağrılı hasta ile birlikte yaşayan ailenin de işi zordur. Sürekli acı çeken bir insanı seyretmek, onunla birlikte yemek yemek, uyumak , işe gitmek ister istemez aileye de yeni yükler ve sorumluluklar bindirir. Bir hekimden diğer hekime giderken, bir takım testler iğneler yapılırken onun yanında olmak, hastanenin acil servislerinde saatler geçirmek, uykusuz kalmak, hastane odalarında günler geçirmek, ağrılı hastanın tedavisi için gereken ve genellikle aile bütçesinden çıkan büyük maddi yüklere katlanmak. Zaman geçtikçe başlangıçtaki acıma ve yardım etme isteği yavaş yavaş azalır. Normal ilişkilerde bozulma başlar. Bu noktadan sonra “aile oyunları” diyebileceğimiz ilişkiler yumağı ortaya çıkar.
Kronik ağrı ve hekimler
Kronik ağrılı hastada hekim – hasta ilişkileri son derece önemlidir. Birçok kronik ağrılı hasta hekimlerin kendilerini anlamadığından yakınırlar. Bu çoğu kez doğrudur. Çünkü hekimlerin aldığı eğitim akut ağrının kontrolüne yöneliktir. Çoğu hekim ağrı eşittir ağrı kesici mantığı ile hastaya yaklaşır ve ağrı kesicileri gelişigüzel verir. Ağrının nedeni tam belirlenmediği için bu ağrı kesiciler çoğu kez işe yaramaz ve hasta bir hekimden diğer hekime gitmeye başlar. Bu durumda hasta haklı olarak hekimi suçlar. Hekim de ağrıyı kesemediği için içten içe kendini rahatsız hisseder. Aslında hekimin görevi ağrıyı dindirmekten önce ağrının nedenini bulmaktır. Ağrının nedeni bulunamadığı zaman hasta da hekim de rahatsız olur. Örneğin baş ağrısından yakınan bir hastada, örneğin migrende hiç bir görüntüleme yöntemi bulgu vermez. Hasta böyle bir görüntülemede bir şey bulunmadığı zaman, “keşke bir şey çıksaydı” diye hayıflanır. Çoğu hasta ağrısının ameliyatlarla dindirilebileceği kanısındadır. Bu son derece yanlış bir kanıdır. Cerrahinin kronik ağrıda yeri sanıldığından çok daha azdır. Çoğu kez bu biçimde gerçekleştirilmiş ameliyatlar hastanın ağrısının azalması yerine artmasına yol açar.
Aynı biçimde gelişigüzel kullanılan ağrı kesicilerde ağrının artmasına yol açar. Buna en güzel örnek gelişigüzel ağrı kesici kullanmaya bağlı olan baş ağrılarıdır. Bu tip baş ağrıları ağrı kesiciler azaltılıp kesildiğinde kaybolur. Hekim- hasta ilişkileri ağrılı hastalarda çoğu kez sağlıksız bir biçimde gelişir ve devam eder.
1. Kronik ağrınız olduğu gerçeğini kabul edin.
Kronik ağrı aynı tansiyon yükselmesi, diyabet-şeker hastalığı gibi bir hastalıktır. Tansiyonlu ya da şekerli hastalar hastalıklarını nasıl kabulleniyorlarsa siz de kronik ağrı hastası olduğunuzu kabul edin. Ağrının çaresini, çözümünü araştırmaya devam edin ama ağrıya teslim olmayın.
2. Kendinize hedefler tayin edin, hobi ve toplumsal etkinliklerinizi artırın
Ağrı yüzünden işinizden ayrılmayın. Eğer çalışmıyorsanız hobilerinizi ve toplumla olan ilişkilerinizi artırın. Ağrı yüzünden kendinizi kısıtlamayın. Arkadaşlarınızın, ailenizin size yardımcı olmasından alınmayın. Ama onları da daha fazla yardım etmeleri için kullanmayın
3. Kronik ağrı yüzünden kendinize ve ailenize kızmayın, ağrınıza kızın. Kronik ağrınız yüzünden ailenize ve çevrenizdekilere kızmayın. Niye benim başıma geldi diye kendinize de kızmayın. Sizi bu hale getiren ağrınızı sorumlu tutun, ona kızın ve onunla başa çıkmaya çalışın.
4.Ağrı kesicileri hekimin tavsiyesine göre düzenli olarak alınız. Daha sonra yavaş yavaş kesmeye çalışınız.
Ağrı kesiciler mutlaka hekim tavsiyesi ve hekimin kontrolü altında kullanılmalıdır. Ağrı kesicilerin gelişigüzel alınması bir çok sorunlara yol açar.Bir süre sonra da yavaş yavaş yine hekim kontrolü altında ağrı kesicileri kesmeye çalışınız.
5. Fiziksel durumunuzu en iyiye getirmeye çalışın.Kondüsyonunuzu artırın
Fiziksel durumunuzu en iyiye getirmeye çalışın. Bunun için gerekli egsersizleri yapın. Kondusyonunun artırmak için önünüze hedefler koyun. Bu hedefleri yerine getirmeye çalışın.
6. Gevşemeyi öğrenin, gevşeme egzersizlerini düzenli olarak uygulayın Gevşeme egsersizleri ağrı kliniklerinde öğretilir. Bu egsersizler ağrıya bağlı olarak kasılan kaslarınızı gevşetir. Böylelikle vücudunuz daha zinde kalır.
7. Kendinizi sürekli meşgul edin.
Ağrı yaşamınızın tümünü kapsıyorsa en iyi başa çıkma yollarından birisi kendini sürekli meşgul kılmaktır. Bu amaçla hobilerinizi geliştirin. Dikkatinizi başka bir noktaya kaydırmaya çalışın.
8.Aktivitelerinizi artırın.
Önce kendi sınırlarınızı saptayın. Buna göre her gün aktivitelerinizi hedefler koyarak artırın. Bir çok ağrılı durumda vücudun daha fazla çalıştırılması işe yarar.
9.Aile ve yakınlarınızla sağlıklı ilişkiler kurun.
Ağrınızı aile ilişkilerinde-kullanmayın. Onlarla sağlıklı insanlar gibi ilişki kurun ve ilişkilerinizi geliştirin.
10.Hekiminizle açık ve düzgün bir ilişki kurun
Hekiminize doğru ve açık bilgi verin. Ağrınız her zaman daha fazla ağrı kesici alarak dindirilmeyebilir. Bu nedenle ağrılarınız ile ilgili sorulara açık ve dürüsk yanıt verin.Aksi taktirde sizin yüzünüzden hekiminizin size zarar vereceği kararlar almasına yol açabilirsiniz.