İnsanlardaki brosellozun önlenebilmesi için, bu enfeksiyonun tek kaynağı olarak bilinen hayvanlardaki, yani koyunlardaki, keçilerdeki ve sığırlardaki brusellozun tamamen ortadan kaldırılması gerekir. İnsanlarda aşı en çok, mesleki nedenlerle hastalıkla temas edenlerde gerekli olmaktadır.
Öldürülmüş aşılarla bağışıklama girişimleri, 1906 gibi erken tarihlerde başlatılmıştır ama bunlarla sağlanan korunmanın yetersiz oluşu, geniş çaplı bir uygulamanın yapılmasını engellemiştir.
Etkilerinin zayıf olmasına ve aşılanma sonrası alerjik reaksiyonların sık görülmesine rağmen canlı broselloz aşıları, Rusya’da 1952 yılından beri kullanılmaktadır.
Öldürülmüş bakteri aşıları, ABD’de de geliştirilmiştir. Ancak bu aşılar etkili değildir ve ayrıca, gecikmiş aşırı duyarlık reaksiyonlarına yol açmak gibi bir sakınca taşır.
Fransa’da ROUX ve arkadaşları126, başlangıçtaki çalışma sonuçlarına göre son derece etkili bir aşı geliştirmişlerdir.
Bu aşı, Brucella melitensis’in fenolde erimeyen ve toksik olmayan bir antijeninden faydalanılarak yapılmıştır. Aşı, intradermal mellitin testi negatif olanlarda 2 hafta arayla 2 defa enjekte edilir; 12-18 ay sonra da bir rapel uygulanır.
Enjeksiyon yerinde genellikle, 2 günden daha uzun sürmeyen şişlik ve kırmızılık şeklinde lokal bir reaksiyon görülür. Bu lokal reaksiyona baş ağrısı ve genel kırıklık, bazen de hafif ateş eşlik eder. Bütün bu reaksiyonlar, 2-3 gün içerisinde geçer.
Aşılama bazen, daha önce enfekte olmuş insanlarda oldukça şiddetli reaksiyonlar yapabilmektedir. Bu nedenle aşıdan önce kişide brucella antikorlarının bulunup bulunmadığı veya mellitin’e karşı aşırı duyarlığın söz konusu olup olmadığı, önemle araştırılmalıdır. Ancak aşının, ne kadar önce olursa olsun hiç bruselloz gelişmemiş kimselerde yapılması gerekir.