1965 yılında çocuk doktoru Andreas Rett, tedavilerini izlediği 22 kız çocuğunda 6 aylık normal bir gelişimden sonra gelişimin birden durduğunu ve hızla gerilediğini gözlemiş, daha sonra diğer özgül belirtileri ile birlikte bu bozukluğu Rett Sendromu olarak tanımlamıştır.
Gelişimin en az 5 ay, en geç 30 aylığa kadar normal olması, bu noktadan sonra her alanda şiddetli ve hızlı gerilemelerin olması, el burma, el yalama gibi Özgül yineleyici hareketlerin olması bozukluğun başlıca özelliklerindendir. Rett bozukluğunun yaygın gelişimsel bozukluklar başlığı altında yer almasının nedeni hastalığın erken dönemlerinde başlayan sosyal ilişki kaybı ve şiddetle bozulan iletişim becerilerinden dolayıdır.
Ancak diğer bilişsel ve motor işlevlerin yanı sıra sosyal ve dil işlevleri de bozulduğundan bu bozukluğun ilerleyici bir nörolojik bozukluk olarak ele alınması önerilmektedir. Bu nedenle Rett bozukluğu; özellikle kızlarda görülen, nedeni bilinemeyen, şiddetli nörogelişimsel bozulma, kafa çevresinin büyümemesi, el kullanımında bozukluk ve basmakalıp davranışlar gibi hareket anormallikleri, düzensiz solunum, otistik davranış ve sara nöbetlerin olduğu nörolojik bir bozukluk olarak tanımlanmaktadır.