Sıklıkla 5 ile 8’inci aylar arasında ortaya çıkar. Kendiliğinden ya da beslenme düzenindeki bir değişikliğe (örn. lokmalara geçme) bağlı olarak oluşur. Canlı, uyanık ve çevreyi araştıran bir bebek vardır. Beslenmeyi reddetme, hızla, hemen hemen tüm besinleri reddetme şekline döner. Buna da annenin kaygılı bir tepkisi eşlik eder. Çocuğu yedirebilmek amacıyla anne değişik tutumlara girer. Oyunlar, çocuğu kışkırtmalar, uykulu bir halde iken yedirmeye çalışmalar, bazen tersine kuvvet kullanarak, bağlayarak, ellerini tutarak çocuğun ağzı açılmaya çalışılır. Bu kavgada anne güçsüz kalır ve yenilir.
Aile bireyleri ya da arkadaşlar yeni öneriler ortaya atarlar, fakat bunlar annenin kaygılarını artırmaktan başka bir işe yaramazlar. Aslında bebek büyümeye ve kilo almaya devam eder. Nadiren şiddetlidir ve kilo almamaya neden olur. Kabızlık eşlik edebilir, katılardan daha fazla sıvılara yönelme olur.
Bu sorun sıklıkla anneye yöneliktir. Bebek, bakıcı, kreştekiler, anneanne, babaanne gibi diğer kişilerle çok iyi yer. Anne bu redde-dilişin doğrudan kendine yöneldiğini algılar ve sıkıntı içindedir. Yemek saatinin yaklaşması ile sıkıntı artar ve çocuk için hiç de uygun olmayan bir hal alır. Artık beslenme saati çocuk için meme emme değil de daha çok annenin sıkıntısının emileceği bir zamandır.
Bu durumda iki gelişme olur. Birincisi tamamen ilişkisel (bakımdaki bir değişiklik, herhangi bir hastalık ya da yaşantı değişikliği) bir bozukluktur. Tepkisel, geçicidir ve bu reddetme annenin güç kullanma davranışına karşı oluşmuştur. Annenin davranışındaki değişikliklerle sorun hızla çözülebilir. Bunun için anneye güven vermek gerekir. Pratik öneriler, örneğin bebeğin baba ya da üçüncü bir kişi tarafından yedirilmesi ile sorun çözülür, ikincisinde başlangıç aynıdır. Ancak yeme ile ortaya çıkan tepki çocuğun bütün bedenini kaplamıştır ya da annenin tutumunda hiçbir değişiklik olmadığından sorun devam eder. Uyku değişiklikleri, ağır öfke ve katılma nöbetleri gibi diğer rahatsızlıklar eşlik edebilir. Besin karşısında çocuk tümüyle ilgisiz ya da çok açık bir reddetme içindedir. Tam bir reddetme oluştuğunda anne çocuğun ağzından bir-iki lokma geçmesi için her şeyi (kışkırtma, tehdit, dövme) dener. Bu arada çocuk ise kusmakta, tükürmekte ya da tabağını devirmektedir.
Çocuğun tutumları dönemler halinde kırılabilir. Bu dönemlerde çocuk kapris yapıyor gibidir (sadece tatlı, sütlü ya da sebze gibi gıdalar seçer), ancak daha iyi yemektedir. Kusmalar sıktır, yediğini kusar. Bu dönemde çocuk solgundur ve ciddi hastalıklar gelişebilir.
Aile sürekli çocuklarında bedensel bir neden (kalp ve sindirim ile ilgili bir hastalık, enfeksiyon ya da beyin tümörü) aramaktadır. Ancak bu bozukluklar hiçbir zaman böyle bir psikolojik duruma eşlik etmezler.
Bu bebeklerin anneleri daha çok otoriter, yönlendirici ya da her alanı kaplayan ve aslında ruhsal açıdan sağlıklı kişilerdir. Ancak bu anneler için beslenme ilişkisi özgül bir ilişki biçimidir. Besleme davranışının altında yoğun bir iyi anne olamama ya da terkedilme sıkıntısı ve ölüm yatar. Bebekte ise besini reddetme değişik gelişme dönemlerine göre yorumlanabilir. Bu çocuklar için yemek sonrası gevşemenin olası bir tehlike oluşturduğundan söz edilmektedir. Bu çocuklar rahatlayınca huzursuz olurlar, onlar için bir gerginlik gerekmektedir. Diğer taraftan biberon ya da anne memesine karşı başını çevirmek şematik olarak hayır demenin ilk örneğidir. Yani bebek, anne çocuk ilişkisine sembolik anlamda hayır demektedir. Bu bebeklerde yabancılara karşı korku hissi gözlenmemektedir. Bunun anlamı ise anne yüzünün ayırt edilememesi ve sıkıntının yabancıya aktarılamaması olabilir. Besin reddi sıkıntının bulaşmasını gösterir. Anne, anneden çocuğa ve anneye bulaşma şeklinde bir kısır döngü söz konusudur.
Tedavi amaçlı yaklaşım anne çocuk ilişkisi üzerine yoğunlaşır. Annenin kaygısı giderilmeye çalışılır ve belirgin tutum değişikliklerine gidilmesi gerekir. Bir kez bile çocuk psikiyatristi tarafından görülmüş olma tüm kaygıları ortadan kaldırabilir, ertesi gün çocuk rahat beslenebilir. Ayrıca bu davranışlar annenin farkında olamadığı çocuk bakımı üzerine oturduğu için annenin tek başına psikoterapisi, bazen de anne çocuk ilişkisi için psikoterapi gerekebilir.
Genç Kızların Anoreksiya Nevrozası
Yaş ve boy uzunluğuna göre beklenen kilodan daha az bir beden ağırlığı olmasına karşın kilo almaktan ya da şişman biri olmaktan aşırı bir korku vardır. Başka bir deyişle beden ağırlığı ya da biçimini algılama bozulmuştur. İlk kez 1868 yılında tanımlanmış ve temel olarak nedeninin psikolojik olduğu bundan sonra kabul edilmiştir. Çekirdek belirti, şaşırtıcı olarak, iştahsızlık değil, biçim, ağırlık ve yiyecekle ilgili tutum bozukluğudur. Ortalama başlangıç yaşı 16, erkeklerde ise 12 yaş gibi daha genç dönemlerdedir. Daha çok yüksek sosyoekonomik sınıfta ortaya çıkar. Genellikle bir rejimi izleyerek başlamakta ve ağırlık azaldıkça beden şekli giderek bozulmaktadır. Oluşan bu ince hali korumak için besinlerden kaçınma, ishal, kusma ya da aşırı beden etkinliği ortaya çıkmaktadır. Tedavide kişinin psikoterapisi, aile tedavisi, grup tedavisi, ilaç tedavileri gibi yöntemler uygulanmaktadır.