Akne inversa, Hidradenitis suppurativ, Terbezeleriiltihaplanması
Hastalık genel olarak
Koltukaltı absesi
Kasık absesi
Göğüs absesi
Makat absesiAkne inversa (Hidradinitis suppurativa, Terbezi iltihaplanması ) yukrıda adı geçen bölgelerde içi iltihaplı düğüm şeklinde abselerden oluşur. Ağrılar dalga dalga gelir, iltihaplı akne ve iltihasplı fistillerden oluşur. Hastalığın yayılması ve gelişimi oldukca farklı olabilir. Bazen sadece ağrılı iltihaplı ve batıcı çabuk iyleşen bir akne sözkonusu iken, bazende hastalık sürekli yayılın fistiller yara izleri oluşturur. Bu yara izleri çok büyük ağrılara sebep olur ve kişinin hareket sınırlar..
Derleme:
Akne inversa yağbezelerinin iltihapalanması kılköklerinde ve çevresinde önce sivilce oluşur ve bu bulaşıcıdır. Kıl dibinde oluşan iltihap bağadokusuna yayılır. Bağ dokularında oluşan düğümlenme ve fistil iltihapalanma ve sertleşme olur ve neticede fibroz oluşur. İltihaplanama yağ ve ter bezelerine yayılır. Hastalık kadın ve erkeklerde aynı oranda görülür.Hastalık ilk zamanlar mercimek büyüklüğünde düğüm gibi iltihaplıdır ve bu sonra derinlere yayılır ve absesler oluşturur. Akne inversa ilerleyen devresinde büyük bir alana yayılır, koyu renkli bir görünümü vardır vede ağrılı yazar izi oluşturur.
Akne inversanın ortodoks metotlarla iyileşmesi pek mümkün değildir. Fakat Gökçek İksiri ile iyileşebilir, çünkü curufları eritiğinde burada bakteri, virüs ve mantarın bu curuflarda sakalnması mümkün değildir.
Serkan bey doktoruna gider ve doktoru ”Bu Türk hastalığıdır” Serkan beyde neden böyle konuşuyorsunu der Bunun Türklükle ne ilgisi vardır der. Adamda en çok Türklerde görülen bir hastalıktırda ondan der. En çok Türklerde görülen bu hastalığın sebebi nedir. Evet bu hastalığın Türklerde çok görümesinin sebebi Siyah çay, Kahve, Peynir ve et mamüleridir. Bazıları diyeceki ne ilgisi var. Evet ne ilgisi var? İlgisi çok çünkü Türklerden başka bu peynir, et ,siyah çay, ve kahveyi aynı oranda aşırı miktarda tüketen başka bir millet var mı? Evet yotur. Siyah çay ve kahve bağırsakaları kurutur ve bağırsakalrdaki 2 milya pompa gibi çalışan vilüs kanalları kurur, çünkü aşırı tanin içerirler. Bağırsakalar kurursa mineral, vitamin, enzim ve glukozları absorbe edemezler. Böylece kişide avitaminoz, mineralyetersizliği, enzimyetersizliği ve vb yetersizlikler görülür.
Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.