Hocam eskiden bel ağrısından bu kadar sık bahsedilmezdi. Son zamanlarda bel ağrısından ve bel fıtığından çok bahsedilmesinin nedenlerini açıklar mısınız?
Günümüzde bel ağrısından ve bel fıtığından çok bahsediliyor. Bel ağrısı sıklığı ve öneminin artmasının bazı nedenleri var, bunları şöyle açıklayabiliriz:
Toplumda bel ağrısı sıklığı sosyokültürel durumla yakından ilişkilidir. Kişilerin eğitim düzeyi arttıkça bel ve bel ağrısı daha iyi biliniyor. Böylece sorunun dile getirilme ve çözüm arama sıklığı da artıyor. Bel ağrısı “medeniyet hastalığı” ya da “çağımızın hastalığı” olarak kabul ediliyor. Çünkü gelişmemiş toplumlarda bel ağrısı çekmek doğal bir durum olarak kabul ediliyor ve doktora başvurulmuyor.
Hem endüstride hem de ofiste çalışanlarda bel ağrısı için riskler arttı. Çalışanlarda işe bağlı bel ağrısı kişiyi fiziksel ve psikolojik olarak etkileme yanında iş verimliliğini ve performansını da azaltarak işi de olumsuz etkiliyor. Bunun için endüstrileşmiş ülkelerde bel ağrısına çok önem veriliyor. Tıptaki ilerlemeler nedeniyle bel ağrısında özellikle de bel fıtığında tanı olanakları arttı, örneğin MR’m yaygın olarak kullanılması nedeniyle bel fıtığı tanısı çok sık konuluyor.
Bel ağrısının görülme sıklığı nedir?
Bel ağrısı hemen hemen herkesi yaşamı boyunca en az bir kez etkileyen bir sorundur. Öyle ki ileri yaşlardaki kişi, “Hiç bel ağrısı çekmedim” diyorsa, “Hatırlamasında bir sorunu vardır” diye kabul edilmektedir. Bel ağrısı bir hastalık değil, çeşitli nedenlerle oluşabilen hastalıkların belirtisidir.
Basit ve birkaç günde iyileşebilen kas zorlanmasında bel ağrısı olabildiği gibi, kanser gibi çok daha ciddi bir hastalıkta da hastaya çok ıstırap veren bel ağrısı görülebilir.
O halde önce sağlıklı belin tanımını yapar mısınız?
Sağlıklı bel, ağrısız ve görevlerini sorunsuz yerine getiren bel demektir. Bir başka deyimle, günlük yaşamda ve iş yaşamında ağrısız ve hareketli olarak yaşamak demektir. Sağlıklı belin boyun, sırt ve bel bölgesindeki kavisleri koruması ve kemik, kas, eklem ve bağlar gibi yapıların güçlü, dayanıklı ve hareketli olması gereklidir.
Belin yapı
Belimizin yapısından bahsederken boynumuz, sırtımız ve belimiz bir bütün olarak çalıştığından omurgamızdan söz etmemiz daha doğru olur. Omurga, omur denen kemiklerden, disklerden, kaslardan, bağlardan ve sinirlerden oluşur. Omurgada 3 bölge ve 4 kavis vardır. 7 omurdan oluşan boyun bölgesinde arkaya doğru kavis, 12 omurdan oluşan sırt bölgesinde öne doğru kavis ve 5 omurdan oluşan bel bölge^ sinde ise arkaya doğru kavis bulunur. İnsan vücudunda toplam 24 omur vardır. Bel bölgesi altında omurların birleşmesiyle oluşmuş kuyruksokumu bölgesi yer alır. Bu kavislerin birbiriyle uyum içinde olması, normal işlevlerin sürdürülmesinde ve omurgadaki yapılar üzerinde yüklenmenin azaltılmasında önemli rol oynar.
Omurganın Yapısı, Bel Sağlığı
Diskler: Omurların arasında disk olarak adlandırılan ve yastıkçık gibi görev yapan yapılar bulunur. Jel kıvamındaki diskler, içinde sıvı bulunan bir çekirdekten ve bunun etrafında anulus olarak adlandırılan halka şeklinde oldukça güçlü bir kısımdan oluşur. Diskler omurga üzerine düşen yükleri emer ve dağıtır. Böylece hareketin oluşmasına yardım eder.
Eklemler: Her omur, arka kısımlarında bulunan, küçük, faset eklemler olarak adlandırılan eklemler aracılığıyla bir diğeriyle temas halindedir.
Bağlar: Tüm omurga boyunca önde ve arkada, kafa-tasımızın tabanından kuyruksokumuna kadar uzanan, omur ve diskleri birbirine bağlayan bağlar, öne ve arkaya hareketlerin kontrolünde yardımcıdır. Özellikle arkadaki bağlar çok kuvvetlidir.
Kaslar: Sırt ve bel bölgemizdeki kaslar, vücudumuzdaki en güçlü kaslar arasındadır. Tüm omurga boyunca kemiklere sıkıca yapışırlar. Sırt kaslarımızın ve bel alt bölgesine binen yükün yaklaşık yüzde 30’unu karşılayan karın kaslarımızın, belin korunmasında, duruşun
sağlanmasında ve hareketlerin yapılmasında önemli rolü vardır.
Sinirler: Omurga kanalı içerisinde bulunan ve yaşamsal bir organ olan omurilikten çıkan sinirler sırt, bel ve bacaklarımızdaki kasları çalıştırır. Cildin, bağların ve eklemlerin duyusunu sağlar.
Sakroiliyak eklemler: Belin alt kısmı ile leğen kemiği arasında bulunan sakroiliyak eklemler, bel bölgesindeki ağırlığın bacaklara aktarılmasında rol oynar.
Omurganın yapısını oluşturan tüm bu elemanlar, bir bütün olarak çalışır ve birinde oluşan hasar diğerlerini de etkiler. Örneğin boyun ağrısı olanlarda bel ağrısı görülme sıklığı boyun ağrısı olmayanlara oranla daha fazladır.
Belin görevleri nelerdir?
Herhangi bir şeyin temelini anlatmak istediğimizde bel kemiği sözcüğünü kullanırız. Vücudumuzun hareketliliğini sağlayan iskelet sistemimizin temeli omurgadır. Omurgamız, vücudumuzda çok önemli işler görür. Omurga tüm vücuda destek oluşturur. Ayakta dik durmayı, dengeyi, tüm yönlerde hareket etmeyi sağlar. Aynı zamanda hayati bir önemi olan omuriliği korur. Ayrıca bel bölgesi tüm gövdenin ağırlığını taşır. Tüm bu fonksiyonları yerine getirmek için omurgayı oluşturan kemikler, kaslar, diskler, sinirler ve eklemler gibi farklı yapıların sağlam olması ve birlikte uyum içinde çalışması gereklidir.
Bel ağrısı kişinin yaşamını nasıl etkiler?
Bel ağrısı tüm hastalıklarla ilgili doktora başvuruların soğuk algınlığından sonraki en sık nedenidir. 45 yaş altında, yani kişilerin en aktif ve verimli oldukları dönemde hareket ve fonksiyonların kısıtlanmasının ve sakatlığın en sık nedeni de yine bel ağrısıdır.
Bel ağrısı çeken kişinin yaşamı birçok yönden olumsuz etkilenebilir. Ağrı, kişinin hissettiği hoş olmayan bir duygudur. Kişiyi mutsuz eder, uzun sürdüğünde hareket ve fonksiyonları kısıtlar. Aile, sosyal yaşam, iş yaşamı olumsuz etkilenebilir. Ağrı ve hareket kısıtlılığı yerleştiğinde ise “bel sakatlığı” gelişebilir.
Bel sakatlığı ne demektir?
Bel sakatlığı sık kullanılan bir sözcüktür. Bel ağrısı nedeniyle fonksiyonların kısıtlanması anlamına gelir. Ağrı üç aydan uzun sürdüğünde “yerleşik ağrı”ya dönüşür ve “kronik ağrı” olarak tanımlanır. Beraberinde depresyon, anksiyete (sıkıntı) gibi psikolojik sorunlar gelişebilir. Eşler birbirlerine ve çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getiremeyebilir, ailede fonksiyon .bozukluğu oluşabilir. İş yaşamında verimliliği azaltır. Hastalığa bağlı erken emekliliğe neden olabilir. Tüm bunların sonucunda sadece kişi ve yakınları değil, tüm ülke ekonomisi olumsuz etkilenebilir.
Ekonomiye olumsuz etkisini biraz daha açar mısınız?
Gelişmiş ülkelerde bel ağrısının ekonomiye etkileri üzerinde çok durulmaktadır. Bel ağrısı, maliyeti en yüksek hastalıklar arasındadır. Bel ağrısına bağlı tanı ve tedavi harcamaları yanında verimlilik azalması, işgünü kaybı ve sigorta tazminat ödemeleri de maliyeti yükseltir. ABD’de bel ağrısının yıllık maliyetinin 100 milyar dolar olduğu bildirilmektedir.
Bel ağrılı hasta hekime hangi yakınmalarla başvurur?
Başlıca yakınmalar bel veya bacakta ağrı, bacakta uyuşma, karıncalanma, güçsüzlük ve hareketlerde kısıtlanmadır.
Yaşlanma dışındaki kişisel riskler kontrol edilebilir