Genital siğil, genital herpes, hpv, hsv, Siğil, verruca
Siğil iyi huylu deri değişimleri olup, bunun 100?e yakın türü vardır ve bu rahatsızlıklara human papilloma virüsleri (HPV) sebep olur. Human papilloma virüslerine kısaca papilloma virüsleride denir Bu virüslerin hücre zarı yoktur ve 50 nm (nanometre) büyüklüğünde olup insan hüresinin çekirdeğine yerleşirler ve derinin yapısın bozarak siğile sebep olurlar. Almanyada yılda ortalama 800.000 kişi bu rahasızlığa yakalanmaktadır. Siğil genelikle zararsızdır, fakat nadiren deri kanserine sebep olur. Cinsel organlardaki incir siğili olarak bilinen siğilse bulaşıcıdır ve cinsel organlarda tahribat yapar.
Siğil türleri:
Siğilin bilinen 100?e yakın türü vardır ve bunları dört ana grupta toplayabiliriz.
a-) Basık siğil:
Basık veya düz siğil olarak bilinene siğile latince verrucae planae juveniles denir. Bu siğile papilloma virüsleri sebep olur. Basık siğil ur şeklinde, mercimek büyüklüğünde, basık hafif kızarık ve genelikle yuvarlaktır. Bu mercimak büyüklüğündeki basık, kırmızımsı siğile latince papula (papule) denir. Basık siğil alın, yüz, ağız ve kollarda olur. Papula genelikle küçük çocuklar, çocuklar ve nadirende yetişkinlerde görülür.
b-) Düğüm siğil:
Düğüm siğiline latince verrucae vulgaris denir ve bunada papilloma virüsleri sebep olur. Bu öncekilerden farklı olarak düz değildir, yani düğüm gibi yukarıda durur ve zamanla sertleşerek kemiksi ve grimsi bir hal alır, üzeri pörtükleşir. Düğüm siğili toplu iğnenin başı ile mercimek büyüklüğünde olabilir. Düğüm siğilleri vücudun hemen her yerinde görülmesine rağmen genelikle eller, yüz ve tırnak altında görülür. Düğüm siğili bulunduğu çevreye göre çeşitli şekiler alır.
c-) Tiken siğili:
Tiken siğili olarak adlandırabileceğimiz, bu siğil ayak tabanında olur ve içeri doğru büyüdüğünden ayağın üstüne basınca çok ağrı verir. Ayağa tiken batmış gibi ağrı verdiğinden tiken siğili denir. Tiken siğilinin özeliği olduğu yerde kemiksi sertleşme oluşur ve bu sertliğin üzerinde kırmızımsı ve siyahımsı noktalar vardır. Tiken siğilinin sebep olduğu iç kanama dışarı çıkar ve deri üzerinde kırmızımsı ve sıyahımsı nokta şeklinde lekeler oluşur. Bu lekeler mozaik gibi bir görünüm verir. Tiken siğili her yaşta ortaya çıkabilir. Bu rahatsızlık genelikle sauna, yüzme havuzu, kapalı spor salonu ve işyerlerinde toplu giyinme ve duş alınan mekenlarda buluşur.
d-) İncir siğili: Genital SİĞİL
İncir siğiline latince ??condylomata acuminata?? (kondilomata akuminata) denir ve bu siğil genelikle nemli ve sıcak deri aralıklarında ve mukozada oluşur. Bu nedenle daha çok anüs, rektum (son bağırsak), erkeklerin penis ve kadınların vajinasında görülür. Bu organlar ve dokularda tahribat oluşmuşsa enfeksiyon daha kolay yayılır. Enfeksiyondan önce papula (küçük kırmızı, basık ve mercimek büyüklüğünde kabarcık) oluşur. Genelikle birçok siğilden kümeler oluşur ve bunlar önce tuta benzer ve sonra azarak incir şeklini alırlar. Bu nedenlede incir siğili diyede anılır.
Siğilin Teşhisi:
Siğilin görünümü bulunduğu yer aslında onu tanımak ve teşhis etmekte çok kolaydır. Eller ve ayaklar üzerinde pörtüklü ve pullu düğüm şeklinde yukarı kalkıkdır. Bazen ortasında siyah nokta olur. Ayak tabanındaki siğiller derinin içine doğru büyür ve dış yüzeyi düz olup kemik gibi siyah ve kırmızımsı noktalarla bezenmiştir. Cinsel organlardaki incir siğili ise genelikle birçoğu bir arada olup tedavi edilemezse azar ve incirin görünümü gibi bir görünüm verir.
Ne yapılabilir?
1-) Şayet 45 yaşının üzerinde siğil görülürse mutlaka doktora görünmek gerekebilir. Zira kötü huylu ur olabilir, bu nedenle teşhis şarttır.
2-) Şayet yüzme havuzu ve sauna gibi umuma açık yerlere gidince ayakları mutlaka dezenfekte etmek gerekir.
3-) Siğilleri kendiniz tedavi etmeye kalkarsanız, yani keserek, yolark veya ısırarak koparmaya çalışırsanız, virüsler serbet kalır ve dahada yaygınlaşır.
4-) Banyodan sonra siğilli nokta nasır taşı ile törpülenir, fakat kanatmamak gerekir.
5-) Bazı kocakarı ilaçları etkili oluyorsaki olabilir, buna karşı bu tür ilaçlardan dolayı immün sisteminin uyarılıp harekete geçmesindedir.
Siğilin tedavisi:
Siğil bazen kendiliğinden iyileşir. Siğile karşı oldukca çok doğal veya kimyasal ilaç vardır ve bunların etkileri tartışılmaktadır.
1-) Salisilik veya laktikasitten yapılan damlama ve bantlar mevcuttur. Bandı yapıştırmadan önce siğilin etrafındaki derinin tahrip olmaması için, siğilin çevresine çinko merhemi sürülür.
2-) Tiken siğili ise doktor tarafından laserle amaliyat edilir veya burada tentür, ya siğile sürülür veya alınır.
3-) Bazı alkalik minerallerin karışımından oluşan özel tebeşir siğillere sürülerek tedavisi yapılır.
M. Şamilin ellerinde 7-8 adet olmak üzere toplam 17-16 civarında siğiller vardı ve bazen konturl edip gelişmeleri takip ediyordum ve gördüklerim beni korkutuyordu, çünkü sürekli siğiler çoğalıyordu. Gökçek İksiri ile siğiller tamamen iyileşti. Oysa daha önceleleri çok çeşitli şifalı bitkiler ve tentürler denemiştim ve hiç bir netice elde edmemiştim. Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.
………………………………………….. ………………………….
Dudak uçuğuna uçuk veya latinceden herpes veyahutta herpes simplex labialis?de denir ve buna virüslar sebep olur vede tam oarak herpes-simplex-virüs tip 1?da (HSV Tip 1) denir. Burada dudaklarda küçük, sulu ve kaşıntılı kabarcıklar oluşur. Bu uçuk, hasas ağrı verici ve kaşıntılıdır. Bu kabarcıklar kendiliğinden beli bir süre sonra iyileşir, fakat uçuk herhangi bir süre sonra tekrar ortaya çıkabilir. Herpesin bilinen iki türü vardır. Bunlar herpes-simplex-virüsü tip 1 (HSV Tip 1) ve herpes-simplex-virüsü Tip 2 (HSV Tip 2) diye adlandırılır.
Herpes türleri:
Bunlardan HSV Tip 1dudaklarda ve çevresinde uçuklara sebep olan virüstür ve buna kısaca herpes labialis denir. HSV Tip 2 ise cinsel organlarda ucuğa sebep olan virüstede kısaca herpes genitalis denir. Bu iki virüsde kısaca genelikle deri, mukoza (sümüksü deri) ve sinir hücreleri ve nadirende iç organlara yerleşerek enfeksiyona sebep olur. Hastalık oldukca yaygındır. Yetişkinlerin % 90?ında herpese karşı kanda antikor bulunur, yani bu insanların en az hayatta bir kez herpese yakalandığına işarettir. Kişi bir kez herpese yakalanınca vücudunda buna karşı antikor oluşur. Cinsel organlarda görülen herpese (HSV Tip 2) karşı ise insanlaın % 30?unda antikor bulunur. Herpes çok nadiren ağır bir hastalığa sebep olur.
Herpesin oluşumu?
HSV Tip 1 insana damlacık enfeksiyonu veya dokunma ile başlar. Damlacık öpüşürken tükrük damallarının karşıdakine geçmesi ile olur. Herpes genelikle çocuklarda 3-5 yaşalrında görülür ve bu herpes bulaştıktan sonra 2-14 gün enkübasyon (hastalık etkeninin vücuda girişi ile ilk belirtilerin ortaya çıkışının görüldüğü süre) süresi görülür.
Virüs derinin en üstündeki hücrelere yerleşir ve burada sulu ve kaşıntılı kabarcıklı kaşıntılar olşturur. Virüs buradan sinir hücrelerine geçer ve oradan sinir hücrelerinin köküne gitmek ister. İmmün sistemini yanıltmak için özel bir kapsül yaparak içinde saklanır. Vüvudun zayıf anında virüs harekete geçerek sinir hücrelerinden tekrar derinin en üst tabakasına gelir ve burada yeniden kaşıntılı ve sulu kabarcıklara sebep olur. Virüsün tekrar harekete geçmesine reaktifitet denir.
Reaktifleşmenin sebepleri:
1-) Ateşli enfeksiyon hastalıkları
2-) Adethalleri
3-) İmmün zafiyeti
4-) Yaralanmalar
5-) Hormon anormalikleri
6-) Stres
7-) UV-Işnlarını sayabiliriz
Uçuk 7-14 gün içinde tekrar iyileşebilir.
Hastalığın belirtileri:
Uçuk insanların % 90?nında problemsi bir şekilde ortaya çıkar ve kayıp olur. Nadiren ağız iltihabı ve ülseri görülebilir. Buda ağızda kabarcıklı ve iltihaplı yaralara sebep olur ve bunu ateş, ağır ağrılar, lenf bezelerinin şişmesi ve isteksizlik gibi haller takip eder. Bu sonra virüsün reaktifleşmesine (yeniden harekete geçmesine) ve başta dudak, ağız ve çevresinde vede nadirende yanak, burun çevresi, üst dudak ve göz çevresinde görülebilir. Dudakda ortaya çıkan uçuk kaşıntı ve gerginliğe sebep olur vede nadiren ağrıyabilir. Bu belirtilerden sonra sulu ve kaşıntılı kabarcıklar 6-10 gün sonra kabuk bağlıyarak iyileşir.
Uçuk ne gibi komplikasyonlara esebep olabilir?
Şayet kişinin immün zafiyeti varsa o zaman çok dikkatli olması gerekir, özeliklede AİSD hastaları kemoterapi gören kanser hastaları
1-) Akciğer iltihaplanmasına (zatüürre) sebep olur
2-) Göz korneasına yerleşen herpes görme zafiyetine sebep olur.
3-) Yüz sinirini tahripederek yüz felçine (fasials parez) sebep olur.
4-) Beynin iltihaplanmasına (ensefalit) sebep olabilir.
5-) Yaranın herpesle birlikte bakteri enfeksiyonuna uğraması sonucu super enfeksiyona sebep olabilir.
Herpesin tedavisi:
Herpes aciciovir içeren merhemlerle tedavi edilebilir, fakat bu tedavi geçicidir. İmmün sistemi zayıflayınca herpes tekrar ortaya çıkabilir. Gökçek İksiri başta T-Hücreleri olmak üzere immün sistemini harekete geçirir ve böylece vücudun beli bölgelerinde (özeliklede plaklarda) saklanan ve gizlenen bakteri ve virüslerin tanınarak ortaya çıkması ve yok edilmesini sağlar.
Mononükleoz Enfeksiyonun kendine has özel bir semtomu yoktur. Kan?dan teşhisi enfeksiyonun başlangıç safhasında mümkündür. Hasalık ilerlemişse virüsü teşhsi mümkün değildir. Hastalığa sebep olan Epstein Bar Virüsüne akılı virüste denir. Virüs bağışıklı sisteminin antikor üretmesini durdurur. Böylece virüs onlarca yıl vücutta kalabilir ve sürekli bağışılık ssitemini zorladığından bağışıklık sistemi aşırı zayıflar ve bu nedenle problemsiz yok edilebilecek bakteri, virüs ve mantarlar sürekli çoğalır ve yayılır. Herbalist Tobias Zaum 35 yıllık araştırması sonunda bu virüsün kronik yorğunluk sendromuna sebep olduğunu tesbitetmiştir. (Nhp 6.06.418) Epstein Bar Virüsü bir herpes virüs ailesindendir ve sadece Gökçek İksiri ile tedavi edilebilir.
Sağlıklı kalabilmenin ve sağlıklı yaşayabilmenin en önemli faktörü kılcal kandolaşımıdır, çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim vb., besleyici maddenin hücrelere ulaşması vede mikroplarla mücadele eden maktofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır. Gökçek İksiri ile tedavi olmak mümkündür, tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Gökçek İksiri vücudu curuflar’dan arıtır, itihaplı hastalıkları iyileştirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Gökçek Tonik mide-bağırsak rahatsızlıkları, deri hastalıkları ve her türlü allerjiyi iyileştir.