Kanser, insanoğlunun varoluşundan beri büyük sıkıntı ve acılara neden olan, çoğu zaman çaresizlik duygusu ve psikolojik çöküntünün eşlik ettiği bir sağlık sorunudur. Erken tanı ve tedavinin büyük önem taşıdığı bu hastalıkta ağrı, bazen hastanın hekime ilk başvuru sebebi iken çoğu zaman da hastalığının seyri sırasında baş etmek zorunda kaldığı, tedavisini ve yaşamsal faaliyetlerini engelleyebilecek boyutlara varabilen bir problemdir. Ağrı tedavisinin en önemli unsurlarından biri olan multidisipliner yaklaşım; yani tıbbın çeşitli dallarından (algoloji, onkoloji, cerrahi, radyoloji, psikiyatri, psikoloji, aile hekimliği) hekimlerin ortak çalışması, kanser tedavisinde de kritik öneme sahiptir. Bu şekilde hastalığın iyileştirilmesine yönelik tedavi devam ederken hastanın yaşam kalitesinin de yükseltilmesi olası olur.
Çeşitli kanser tiplerinde ortaya çıkan ağrı değişik nedenlere bağlıdır. Bu, kanserin tipine, evresine ve hastanın ağrı eşiğine göre değişir. Kanserde ortaya çıkan ağrının şiddeti genellikle orta ila şiddetli arasında değişir. Her hastanın ağrısı kendine özgüdür. Bu nedenle de her hasta için özel bir tedavi şeması oluşturulmalıdır. Kanserde ağrı başlıca üç nedene bağlıdır:
Tümöre bağlı nedenler (%77)
Kanser tedavisi sırasında uygulanan cerrahi, kemoterapi, radyoterapi gibi yöntemler (%19)
Kanser dışı nedenler (%4)
Kanserde ağrı şu durumlara bağlı olarak gelişebilir:
Kan damarlarında tıkanmaya bağlı dolaşım bozukluğu
Metastazlara bağlı olarak kemik kırıkları
Enfeksiyon
Enflamasyon (yangı)
Tümörün sinirlere bası yapması
İçi boş organların (örneğin bağırsaklar) veya çeşitli kanalların (örneğin safra kanalları) tıkanması
Kanserde ağrı sıklığı
Çalışmalar ilerlemiş kanserli hastaların %90′ının ve evresi ne olursa olsun tüm kanserli hastaların ise %30′unun ağrıdan yakındıklarını göstermiştir. Kanser ağrısı çeken hastaların %50′si yeterli ağrı tedavisi alamamaktadır. Kanserden kaynaklanan en sık ağrı kemik metastazı ağrısıdır. Kemik metastazı olan kanser hastalarının %60-80 kadarı ağrı çekmektedir, ikinci sıklıktaki kanser ağrısı ise tümörlerin sinirlere ya da iç organlara baskı yapmasından kaynaklanan ağrılardır. Sinir dokularına komşu olan tümörler genellikle en fazla ağrıya neden olan tümörlerdir. Kanserle ilişkili en sık üçüncü ağrı ise kemoter-api, radyoterapi ya da cerrahi girişime bağlı ağrıdır.
Kanser ağrısı vücudun değişik bölgelerinde oluşabilir. Bir çalışmada hastaların %80′inden fazlasında iki değişik bölgede ve %30′undan fazlasında üç değişik bölgede ağrı olduğu saptanmıştır.
Kronik ağrı hekimler tarafından etkili bir şekilde tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Bu tip ağrı insanın hayatını çeşitli yönlerden etkiler. Bireyin kişiliğini, yeteneklerini ve yaşam kalitesini değiştirir.
Kronik ağrı sürekli ve atılım ağrısı (breakthrough pain) şeklinde iki tiptir. Atılım ağrısı hastanın düzenli olarak ağrı kesici ilaçlarını almasına rağmen ortaya çıkan kısa süreli şiddetli ağrı alevlenmeleridir. Genellikle ani başlar ve birkaç dakika ila birkaç saat arasında sonlanır. Birçok hasta gün içinde birçok atılım ağrısı atağı ile karşılaşır.
Atılım ağrısı kanserden veya kanser tedavisinden kaynaklanabilir veya belirli bir aktivite sırasında ortaya çıkabilir (yürüme, giyinme, öksürme gibi). Ancak bazen beklenmedik bir anda belirgin bir neden yokken de oluşabilir. Atılım ağrısı genellikle sürekli kullanılan ağrı kesici ilaçlardan daha çabuk etkisini gösteren güçlü, kısa etkili ağrı kesicilerle tedavi edilir.