Saç problemleri:
Peygamber efendimiz sohbetine katılan bir zatın saç ve sakalının dağınık olduğunu görür ve ona ??Tarağın yokmu??? der ve ona kendi tarağını verir, saç ve sakalına bakmasını söyler. Peygamber efendimizin temizlik ve bakımlı olmaya çok önem verdiği bilinmektedir. Her insanın başında 100-150.000 saç bulunur. Sarışınlarda daha çok saç bulunur. Sarışın saçlar daha ince iken siyah saçlar sarışın saçlara göre daha kalıncadır. Saçlar ayda ortalama 1 sm büyür. Bir saç kılının kalınlığı 0,07 mm olup, 10 sm uzunluğundaki bir kıl 0,7 mg ağırlıktadır. Bütün saçların ağırlığı 10 sm olsa toplam saçların ağırlığı 1 kg gelir. Saçları oluşturan kılların her biri birkaç tabakadan oluşur. Kılın dış yüzeyi köknar kozalağının dış yüzeyindeki pul gibi kabuklara benzer pullardan oluşur. Her kılın etrafı pul gibi tabakalardan oluşur ve bına curticuda denir. Kılın ortasında 5 µm (mikrometere) kalınlığında 100 µm uzunluğunda ve iğ şeklindeki hücrelerden oluşur ve hücereler arasında lipo-proteinlar bulunur.
Saç dökülmesi:
Günde ortalama 100 tane saç kılının dökülmesi normaldır. Sayet saçlar sıksa, saçı seyrelenler için ise günde 100 saç kılının dökülmesi normal değildir. Saç köklerinin % 85?i aktifse bu normaldir. Saçların kalınlığıda kişiden kişiye değişir. Siyak saçlıların saçları kalınken, sarı saçlıların saçları daha incedir. Saç dökülmesinin erken teşhisi çok çok önemlidir, büylece buna karşı tetbirler alınabilir.
Saç transplantasyonu:
Günümüzde saç trasplantasyonu, yani saç ektirme normal bir durum olmaya başlamıştır. Saç ektirenlerin derilerinde bir hisisizlik ve banyodan sonra yanma gibi anormal duygular olmaktadır. Bunedenle saç transplantasyonu yaptıranların çoğu bunu yaptırdıklarına pişman olmaktadırlar. Saçların dolu ve gür olması kişiyi genç ve güçlü göstermekte, bu nedenle saçları dökülenler bu probleme çeşitli çözümler aramaktadırlar. Şimdilik saç ektirmek birçok problemide beraberinde getirmektedir.
Saçları tarama ve kurutma:
Tarak ve fırçalar çok önemlidir, metal tarklar keskinse kılın dış yüzeyini tahripeder. Bu nedenle doğru tarak ve fırça seçmek önemlidir. Doğal fırçalar saçların tahrip olmasını önler. Saçları kuruturken önce havlu ile iyice kurulanmalı ve çok kuvvetli olmayan bir ayarda el seşuarı (saç kurutma aleti) ile saçlar kurutulur. Saçları yıkadıktan sonra aşırı sıcağa karşı doğal losyonlar kulanılır. Saçlar düğümlenince zorlamamak gerekir ve bir miktar losyonla çok kolay taranır.
Saçları boyama, gölgeleme ve mejlemek:
Saçları boyatma, gölge yaptırma veya mejlemenin çeşitli devreleri vardır.
1. Devre Boyama: Yıkanabilen hafif boyama, buna gölge?de denir. Bu metot, yeni saç boyasını denemek için idealdir, çünkü boya sadece kılın dış yüzeyindeki pulsu deriye yapışır. Gölge saçın anayapısını bozmaz ve ancak üç yıkamaya kadar dayanabilir. Gölge saçtaki beyazları örtmez.
2. Devre Boyama: Buna yoğun boyama veya yoğun gölgelemede denir. Bu boyar madde boyamadan önce karıştırılır ve saçlara sürülür. Buradaki boyama yıkanınca çıkmaz ve yavaş yavaş soluklaşır. Bu boya maddesine hidrojen peroksit (oksijenli su) katılabilir ve buda saçları hafif açık renkli yapar. Bu renk saçın kendi doğal rengini örter ve saça yeni bir görünüm verir.
3. Devre Boyama: Bu metoda kolerasyon denir ve bu boyamada boya saçta kalır. Onu yıkamakla çıkarmak mümkün değildir. Bu boya genelikle oksitleyici madde olan hidrojen peroksit içerir. Buda saç pegmanları tahrip ederek yerine geçer. Kolarasyona amonyakda içirir . Bu amonyak saçların dış yüzeyindeki pulumsu deriden içeri girerek, burada saçın yapısını bozar. Kolarasyonda saça özelikle iyi bakmak gerekir, aksi halde saç kötüleşir ve kırılganlaşır.
Frisur, saç tuvaleti:
Bayanların saçlarına verdikleri şekile frisur veya saç tuvaleti denir. Günümüzde moda olan saç tipi omuzlara kadar uzanan parlak ve düz saç şeklidir. Bu tür saç tuvaletide özel bir bakım ister. Saçları yıkadıktan sonra veya nemli saçlara rüzğarda dağılmaması için stiling (jöle veya saç spray) sürülür ve taranır.
Saç kepeği:
İnsan derisi sürekli yenilenir, sertleşen deri hücresi atılır ve yerine yeni hücreler göreve başlar. Deri hücreleri 4 haftada bir yenilenir. Şayet bazı faktörler bu hücre yenilenmesini hızlandırırsa ortaya kepek çıkar. Kepek sayıları 1000?e varan baş derisi hücrelerinin birbirine yapışması ile ortya çıkar. Kepeğin saçlar ve gömlek üzerindeki görünümü ise belidir.
Kepeklenmenin sebepleri: Stres, hormon anormalikleri, yanlış beslenme, yanlış şampuan kulanma vb. faktörlerdir. Birleşiminde izopropilalkol içeren şampuan, jöle (stiling) ve saç sprayleri baş derisini kurutur. Böylece deri hücreleri aşırı çoğalır ve kepek oluşur.
Kepek ve mantarlar:
Baş derisinin kepeklenmesi mantarlar için, özeliklede maya mantarları için ideal bir beslenme alanı oluşturur. Mantarların derinin üst tabakasına yerleşmesi iltihaplanmaya sebep olur ve buda kaşıntıya, kaşıntıda mantarlar daha geniş bir alana yayılır. Mantarların yayılması stres, alkol kulanımı, beyaz unlu ve şekerli besinler nedeniyle immün sistemi zayıflar. Böylece mikroplarla mücadele zorlaşır.
Kepeğe karşı kulanılan şampuanlar:
Kepeğe karşı sürekli antikepek şampunı kulanmak iyi değildir, çünkü antikepek şampunı mantar ve bakterileri öldürücü özel bir antiseptik (mikropları öldürücü) içerir. Bu ise zamanla baş derisini tahrişeder. Antikepek şampuanları kepeği önlemez, sadece kaşıntıyı hafifletir. Öko-testin Almanyada yaptığı araştırmalarda bu tür şampuanların 30?a varan zararlı madde içerdikleri tesbitedilmiştir. Bu nedenle en ideali Gökçek İksiri,Aloe Vera, Noni, ısırganotu, akhuş, biberiye ve jojoba gibi şifalı bitkilerden eldeedilen şampuanlar kulanılmalıdır. Antikepek şampuanları en fazla 4 hafta kulanılmalıdır, şayet herhangi bir düzelme görülmzse o zaman doktora görünmek gerekir. Kafa derisi tahriş olmuşsa, uzun süre bebek şampuanı kulanmak iyi gelir.
Kepeğe karşı tetbirler:
1-) Saçları sıcak yıkama ve kurutma iyi değildir.
2-) Baş derisini kurutucu şampuan kulanılmamalıdır.
3-) Baş derisini sıcak şekilde tutacak şapka ve terlik kulanılmamalıdır.
4-) Çok sert taranmamalı
5-) Yağlı besinlerden uzak durulmalı
6-) Tarak veya fırçayı hergün yıkamak gerekir.
7-) Siyah çay ve kahve yerine şifalı bitki çayları içilmelidir.
Saçların aklaşması:
Saçların beyazlaşmasının sebebi melanin üretiminin yavaşlaması sonucu ortaya çıkar. Melaninin azalması nedeniyle pigman oluşmaz. Pigman renk verici maddedir. Melaninin azalması ile pigman yerine hava kesecikleri (oksijen kesesi) oluşur, böylece saçlar beyazlaşır. Melanin azalmasının sebebi ise vitamin-B kompleksinden biri veya bir kaçının azalması veya yetersizliği nedeniyle olur. B-Vitamini yetersizliğinin sebebi ise stres, depresyon, sinirlilik ve benzeri psikolojik rahatsızlıklar, beyaz un mamüleri, aşırı şekerli besinler ve aşırı hayvansal besinleri sayabiliriz. Hayvansal besinler yağlanmaya neden olur ve buda vitaminlerin absorbesini zorlaştırır. B-Vitamin yetersizliği önlenirse saçların beyazlaşmasıda yavaşlıyabilir. Bazı iş adamları ve kadınları işlerine aşırı konsentre olduklarından yani stresli yaşadıklarından saçların beyazlaşması doğaldır.
Perma:
Perma çok çeşitli şekillerde yapılmakta ve ayrıca çokta bakım gerektirmektedir. Perma saçın iç yapısını bozar ve yeni bir yapı oluşmasına sebep olur. Saçlar sağlam bağlanmaz ve iyi bakılmzsa kırılgan ve küt bir şekil alır. Bu nedenle permayı yapan kişinin bilgi ve becerisi çok önemlidir. Uzaman olmayan kişiler tarafından yapıln perma saçların kırılgan olmasına vede uclarının çatallaşarak ayrılmasına sebep olur. Perma ve saç boyama aynı gün yapılması uygun değildir. Perma ile boyama arasında bir haftalık bir zaman olması daha uygundur.
Perma bakımı:
1-) Saçları yıkadıktan sonra bakımı yapılır.
2-) Saçların haftada bir kür bakımı yapılmalı
3-) Doğru şampuan seçilmesi gerekir.
4-) Saçlar yıkandıktan sonra fırça ile taranmalı veya büyük dişli tarakla taranmalıdır.
5-) Saçları kuruturken veya kıvırırken aşırı sıcak iyi gelmez, bunun yerine hafif doğal jöle sürülebilir.
Saçın pulsu dış yüzeyi:
Saçların dış yüzeyi köknar veya çam kozalağının dışındaki pullar gibi pullardan oluşur. Yani her kılın dış yüzeyi pulpul tabakalardan oluşur ve kılın içini örter ve korur. Aşırı sıcaklar, aşırı sıcak kurulama, kimyasal ilaçlar kulanma, perma ve boyama gibi etkenlerden dolayı saçın dış yüzeyini oluşturan pulsu tabaka tahrip olur. Böylece saçlar parlaklığını kaybeder ve krılgan bir hal alır. Özeliklede yaz aylarında güneş ve deniz suyuna karşı korunmak gerekir. Saçlara sürülen jöle veya saç spray ile yatılmamalı, çünkü gece saçlar kırılabilir. Akşamları saçlardaki jöle veya spray taranmalı veya yıkanmalıdır.
Saç bakımı:
1-) Düzensiz saçlara:
Aloe vera şampoanı saçları besler. Karmaşık ve düzensiz saçlar için hamamelis suyu iyi gelir. Hamamelisin birleşimindeki flavonitler, taninler ve acı maddeler baş derisinin gözeneklerini büzerek, fazla yağ ve kepek üretimini önler. Akhuş ekstraktıda aynı şekilde etkilidir. Bu nedenle 20 ml akhuş ekstraktı, 100 ml hamamelis suyu ile karıştırıldıktan sonra buna 8-10 damla oğulotu ekstresi katılır. Bu iksir püskürtmeli bir şişeye konur ve 3 hafta süreyle sabah ve akşamları bu iksirle saçlar ovalanır. İksirin bozulmaması için buzdolabında kalması gerekir.
2-) Tahriş olan saçlara:
Aloe vera şampoanı saçları korur. Sürekli değişik şampuanlar, spayler, jöle kulanma, yanlış beslenme veya bakımsızlık nedeniyle baş derisi kaşınır ve iltihaplanır. Atkuyruğuotundan 100 gram ve 15 gram kekik 500 ml kaynar suda haşlanır. Çay soğuduktan sonra süzülür ve buna 2 yemek kaşığı sirke ilave edilir. Saçlar yıkandıktan sonra bu iksirden saçlara sürülür ve saçlar ovalandıktan sonra taranır. İksirin bozulmaması için buzdolabında kalması gerekir. Kekik dezenfekte edici eterik yağlar içerir. Atkuyruğuotu ise yüksek oranda silisik asit içerir. Silisik asit başın derisindeki kandolaşımını artırır ve deri gözenekleri büzülür.
3-) Kepeğe karşı:
Aloe vera şampoanı kepekleri yokeder. Baş derisi aşırı hızlı bölünerek çoğalma nedeniyle kepek oluşur. Bunu normale döndürmek için deri gözeneklerini büzücü sirke (elma-, veya üzüm sirkesi) ve kandolaşımını artırıcı biberiye eteryağı kulanılır. Bir şişe sirkenin içine 1-2 dal biberiye konur ve bir hafta bekledikten sonra kulanılır. Saçları yıkadıktan sonra biberiyeli sirke ile saçlar ovalanır. Biberiye bulunamazsa, 10-15 damla biberiye yağı 200 ml sirkeye katılır ve çalkalandıktan sonra bundan 2-3 yemek kaşığı önceden yıkanmış saçlara sürülür ve ovalanır. Kepeğe karşı ısırgan, akhuş veya biberiye şampuanları kulanılmalıdır.
4-) Yağlı saçlara:
Aloe vera şampoanı yağları yokeder. Yeşil çay saçların nemini ayarlayıcıdır ve limon ise saçlardaki yağları yokedicidir. Bir yemek kaşığı yeşil çay demliğe konur ve üzerine 150 ml kaynarsu ilave edildikten sonra 10 dakika beklenir ve süzülür. Deme 50 ml limonsuyu katılır ve bu karışımla saçlar yıkanır. Saçlar başka şampuan veya sabunla yıkanmaz, öylece kurutulur. Buna haftada iki defa 3 hafta devamedilir.
5-) Kuru saçlara:
Aloe vera şampoanı saçları besleyicidir. Zeytinyağı, bademyağı ve jojobayağın?dan (veya hintyağı ) 30?ar gram karıştırılır. Akşamaları saçlar bu yağdan 1-2 yemek kaşığı alınarak ovalanır ve sabahları saçlar yıkanır. Buna haftada iki defa 3-4 hafta devamedilir. Saçlarda yumşama görülürse yeniden tekrarlamaya gerek yoktur. Şayet saçların kuruluğu devam ediyorsa iki hafta bekledikten sonra aynı kür tekrarlanır.
Her türlü saç problemi bağırsakalrı tedavi edince düzelir, çünkü bağırsakalar besinlerdeki vitaminleri, mineraller, aminoasitler, glukozları vs besleyici maddeleri yeterince alır ve kulanabilirse saç problemi olmaz. Bunun içinde bağırsak florası çok çok önmelidir. Buda sarımsak, ZYEpreparatları, Gökçek Tonik veya Gökçek iksiri ile tedavi edilebilir.
Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.