Ne yazık ki romatizmal hastalıklar herkeste ve her yaşta görülebilir. Birçok ülkede yüksek tansiyondan sonra en yaygın hastalık romatizmal hastalıklardır. Nüfusun yaşlanmasına, daha hareketsiz yaşamaya, insanların gittikçe daha kilolu olmalarına, stres ve tekrarlayan uygunsuz hareketlere bağlı olarak romatizmalı hasta sayısında gittikçe artış olmaktadır. Tıpta sağlanan gelişmeler, beslenme ve çalışma şartlarının iyileşmesi sayesinde artık çok daha uzun yaşıyoruz. Büyük salgın hastalıklar, savaşlar, ağır çalışma koşulları gibi olumsuzlukların ortadan kalkması insan ömrünü uzatıyor bu da daha fazla insanın romatizmal hastalığa yakalanması anlamına geliyor. Ayrıca konforun artması ağrıları insanlar için daha önemli bir sorun haline getirmektedir. Yine; oturarak çalışma, bilgisayar ve tv karşısında geçen saatler, uzun süren yolculuklar, ağırlık kaldırma, aşırı kilo vs.. eklemlere daha fazla yük binmesine sebep olmaktadır.
Hemen farkına varılmasa bile, 40 yaşına giren her 10 kişiden yaklaşık 9’unun vücut yükünü taşıyan eklemlerinde, büyük ihtimalle diz, kalça, omurga eklemlerinde, osteoartrit (kireçlenme) gelişir. Ancak bunların bir kısmında ağrı oluşturacak kadar belirgin osteoartrit vardır çoğunda ise ağrı yoktur.
Romatoit artritin ise yaşı yoktur; bir tipi küçük çocuklarda bile görülür. Ama asıl 20-50 yaşlarında yaygındır. Kadınlarda daha sık görülür.
Gut, ankilozan spondilit, reiter, lupus ve polimiyalji gibi diğer romatizmal hastalıklar çok daha seyrek görülürse de, bunların bazılarında önemli artışlar olmuştur. Tıbbi bilgilenmede artmadan dolayı eskiden teşhis edilemeyen bir çok romatizmal hastalık bugün teşhis edilmektedir.
Hem osteoartrit (OA), hem de romatoit artrit (RA) eklemlerde ağrı ve şişmeye yol açar. Romatoit artritteki iltihap ya da şişme, osteoartritteki şişmeden çok daha şiddetlidir. Osteoartritteki ağrı ve fonksiyon kaybı, kıkırdak ve bazen de kemik yıkımından ve yeni kemik oluşumlarından kaynaklanır. Romatoid artrit ise sinovial zardan başlar ve bütün eklemi etkiler. Ağrı biçiminde ortaya çıkan rahatsızlık, eklem hareketlerini sınırlar.
Ağrıdan dolayı eklemlerin yeterince çalışmaması, eklem çevresindeki kasları zayıflatır ve eklemi iyice sertleştirir. Osteoartrit; yaşam süresini tehdit etmez, ama uygun biçimde tedavi edilmezse, hareket yeteneğini sınırlayıp yaşam biçimini değiştirebilir ve bu gelişmeler çok moral bozucu olabilir, hastalarda ruhsal ve bedensel bir çökkünlük olabilir. Neyse ki, tedaviyle hastalığın seyri büyük ölçüde değiştirilebilir. Romatoit artrit; kalıcı hasarlardan kaçınmak için hemen tedavi edilmesi gereken daha tehlikeli bir hastalıktır. Tedavi edilmediğinde eklemleri ve hatta vücudun başka bölgelerini hasara uğratmakla kalmaz, ciddi ek sorunlara (komplikasyonlara) yol açar. Normal koşullarda vücudu koruyan ve zorlu hastalıkları savuşturmaya yardım eden bağışıklık sistemi, bu hastalıkta eklemlere karşı saldırıya geçer, eklemi döşeyen sinovial dokuda şişme ve kalınlaşmaya yol açar. Kıkırdak ve kemik yıkıma uğrayabilir. Hasta kendini çok kötü hissedebilir. İştah kaybolur, vücudun her yanı ağrır, ateş yükselir ve sürekli halsizlik hissedilir. Romatoid artrit her yaşta ve kadınlarda, osteoartrit 40 yaşından sonra her iki cinste, ankilozan spondilit ise daha çok genç erkeklerde görülür. Yumuşak doku romatizmaları ise 20 yaşından sonra her iki cinste görülür.