T-HücresiÇevremizdeki milyonlarca bakteri, virüs, mantar ve parazitlerle temas halindeyiz ve bunların büyük kısmı hayati tehlikeye sebep olabilecek enfeksiyona sebep olabilir. Enfeksiyona karşı vücudumuz kendini korumak ve enfeksiyonu durdurmak için bir savunma sistemi vardır. İmmün sistemi kendini korumak için özel hücrelere sahiptir.
1-) B- Lökositler: Bu savunma hücresi diğer savunma hücreleri gibi omurilikte üretilir.2-) T-Lenfositler: Bu savunma hücreleri timus, dalak, damak ve yutak bademcikleri ve kör bağırsak tarafından üretilirler. T-Öldürücü hücreleri (Makrofajlar) ve T-Yardımcı hücreler (Konturol hücreleri) Savunma sistemi kan nakli veya organ nakli sırasındada vücuda sızan yabancı hücrelere karşıda saldırıya geçebilir, şayet vücut tarafından antijen olarak alğılanırsa vücut bunu kabuletmez. Nakledilen organ vücut hücrelerine ne kadar benzerse o kadar kolay kabul görür.Antijen nedir?
Antijen: Vücuda girişi, kendisine karşı antikor oluşmasını uyaran madde, bu bakteri, virüs, parazit, mantar veya yabancı protein olabilir, yani antikor üretilmesine neden olan her yabancı maddedir. Yabancı madde olarak alğılanan bakteri, virüs, mantar ve parazitleri tehlike olarak alğılar ve onlara karşı antikor salğılar. Anne karnındaiken alıştığı kendi dokusuna ve bağırsak florasına karşı ise tepki göstermez.Antikor nedir?
Antikora immuglobulins?de denir, bunlar immün sistemi tarafından üretilen proteinlardır. Bunlar kısaca İg A, İg D, İg E, İg G ve İg M isimleri ile anılırlar.Antikorlar yabancı madde olarak alğıladıkları madderleri kendilerine çekerler ve yokederler. Bu aşağıdaki şekilde olur.1-) Bir Antijen yabancı olarak alğılandığı zaman, immmün hücreleri bu antijene uygun olan antikorları üretir.
2-) Bu antikor antijene giderek ona yerleşir ve antijen-antikor kompleksi ortaya çıkar.
3-) Antijen-Antikor kompleksi daha fazla protein maddesinin aktif hale gelmesini sağlar. Böylece yabancı madde daha kısa zamanda tahrip olur.
4-) Şayet Antikorlar Antijenleri yokedemiyorsa, o zaman özel signaller gönderir ve bu signallere göre uygun olarak özel hücreler üretir ve bunlar antijenleri zararsız hale getirir.Kan irsi olup bu alyuvarların üzerinden beli olur. Kan grubuna göre antijenlerde farklı olur. Kan nakli sırasında alyuvarlar (eritrositler), vücudun kendi alyuvarlarına uyum göstermez ise, immün sistemi tarafından kan yabancı madde olarak alğılanır ve alınan kanı antikorlar tahrip eder. Bu nedenle kan verenle kan alanın kanları laboratuarlarda incelenir ve uygunsa kan nakli yapılır.
Çaresi: Gökçek İksiri hücreleri korur, yeniler ve immün sistemini güçlendirir. Bağırsaklardaki xeronin isimli alkaloid 220 enzimi harekete geçirerek immün sistemini güclendirir ve harekete geçirir. Mide mukozasını güçlendirir ve yeniden yeterli intrinsic-faktörü salğılanmasını sağlar. Böylece bağırsaklar yeterince B6, B12-Vitaminleri, folikasit ve çinkoyu absorbe ederek immün sistemini güçlendirir.
Ayrıca C, E ve D-Vitaminleride immmün sistemini güçlendirirler, çünkü bu vitaminler antioxidantları, yani serbest radikalleri yakalıyarak zararsız hale getirirler ve böylece hücreleri korurlar. Bilindiği gibi C-Vitamini en çok kuşburnunda bulunur, fakat en etkili doğal ilaç Gökçek İksiri’dır.
Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.
Son Düzenleyen igokcek; 2 Hafta önce at 19:36