Eşler Arasında Güvensizlik
Kişilerin başkalarına olan güvensizliği aslında kendilerine olan güven eksikliğinden kaynaklanır. Kontrol altına alınamayan bu tür olumsuz duygular özellikle evlilik gibi uzun sürmesi beklenen ilişkiler ve taraflar açısından çok yaralayıcı ve yıpratıcı sonuçlar getirebilir. Güven duygusundan yoksun evliliklerde;
· Aşırı sahiplenme,
· Kısıtlayıcı ve engelleyici tavırlar,
· Sözel ya da fiziksel şiddet eğilimi,
· Terk edilme korkusu,
· Aldatılma şüphesi,
· Kıskançlık,
· Kaygı bozuklukları, gibi davranım sorunları olduğu görülmektedir.Kişi kendi yaşadığı güven eksikliğinin getirdiği olumsuz duygu durumlarını karşısındaki kişiye yansıtır. Bu tip ilişkilerde özgüveni düşük olan taraf sevgi kaynaklı olduğunu iddia ettiği öfke ve kıskançlık duygularını öne çıkarır. Bu duygu ilişkilere öylesine yapışmıştır ki ‘Seven insan Kıskanır’ türünde deyimlerde bile yer bulabilmiştir. Oysa seven insan kıskanmaz, serbest bırakır. Sevdiği insanın kendine özel alanları ve ilgileri olduğunun bilinciyle hareket eder.
Güven eksikliği diğer bir ifadeyle yetersizlik duygusudur. Yetersiz olduğunu düşünen birey,kendisinde olmadığını düşündüğü niteliklerden dolayı beraber olduğu insanın başkalarına ilgi duyabileceğinden endişe duyar. Bir süre sonra da bu endişe duygusu gerçeklik halini alır ve kişinin kendisi de buna inanır. İnançlar da yargıları oluşturur. Beraber olduğu insanı yargılamaya başladığında artık bir çok şey geri dönülemez noktaya gelmiştir. Toplumsal baskıların getirdiği bir kabullenicilikle bu evlilik ya katlanılarak sürdürülmeye çalışılır ya da yıpratıcı süreçlerden sonra öfke duygularıyla beraber bitme noktasına gelir. Bu nokta ‘Ne seninle,ne de sensiz’ noktasıdır. Arada çocuklar da varsa evlilik bitirilemez. Bitse bile birbirinin hayatına müdahale devam eder.