Tedavi amaçlı ozon, başka adı ile (aktif oksijen) daima saf ozon ve saf oksijenin karışımı şeklinde kullanılır, bilinen özelliklerinden ise güçlü oksidatif ve destruktif olmasından dolayı (baktresid, virusit ve fungusid) yapıya sahiptir.
Son çalışmalarda ozon tedavisinden sonra lökositlerin fagositik aktivitelerinin arttığı ve immunglobulin düzeyleri yani başka bir deyim ile bağışıklık sisteminin yükseldiği ve yaşlanmaya neden olan serbest radikallerin engellendiği tespit edilmiştir.
Kural olarak hastalıkların tedavisinde oksijen / Ozon tedavisi diğer tedavilere ek olarak uygulanıp, tamamlayıcı tedavi grubuna girmektedir.
Şehirlerde yaşamak, toksinlere maruz kalmak demektir, stres ise organizmamızı oksijensiz bırakmaktadır. Bu olumsuz dış etkenler, vücudumuzu negatif sağlık şartları etkisi altında bırakmaktadır ve değişik hastalıklara neden olmaktadır.
Konuya iki hastalık ile temas etmek gerekirse;
1) Orak hücre anemisi, başka deyimle Sickle-Cell Anemi rahatsızlığının sebebi ise dolaşan kanda ansızın ve nedensiz oksijenin eksilmesi veya azalmasıdır. Bu rahatsızlık ise Herediter yani irsiyet ile ilgilidir, bilhassa yakın akraba evliliklerinde bu gibi izdivaçlarda daha sıkça rastlanmaktadır. Benim bulunduğum Adana-Hatay bölgesinde bu izdivaçlar nispeten fazla olduğundan dolayı vatandaşlarımız bu hastalığa daha fazla maruz kalmaktadır. Oksijen / Ozon yöntemiyle tedavi edilenlerin kriz esnasında dahi hızlı ağrısız bir hale dönüşmeleri sağlanmaktadır. Bilahare, krizlerin arasının belirgin şekilde uzadığı, semptomların aşikar olarak hafiflediği görülmüştür.