Osteoporoz, osteoprosis, kemik erimesi
Osteoporoz kemeik ağırlığının, şeklinin ve foksiyonunun azalması nedeniyle ağrılı ve mekanik olarak dayanıklı olmayan iskelet yapısı oluşur. Buda kemik kırılması tehlikesini doğurur. Osteoporozun bilinen iki önemli türü vardır ve bunlar menopoz devresinde ortaya çıkan kemik erimesi ve yaşlılık nedeniyle kemik erimesini gösterebiliriz.
Kemik hücreleri sürekli yenilenir ve burada oluşan kemikle, çözülen kemik arasındaki denge bozulursa o zaman osteoporoz ortaya çıkar. Bununda en önemli belirtisi kemiklerin ağrımasıdır. Ayrıca kemik yoğunluğunun azalması kemik kırılması ve kemiğin aşınması nedeniyle kişinin boyunda küçülme ve duruş bozuklukları görülür. Osteoporozun mutlaka tedavisi gerekir, aksi halde bakıma muhtaç duruma düşülebilinir.
Açıklama:
Osteoporoz kemik yoğunluğunun yaşlanma veya menopoz nedeniyle azalmasıdır. Kemik yoğunluğunun azalması ile birlikte fonksiyon yapı bozukluğu ve ağrılar görülürse buda kemik kırılmasına sebep olur. Osteoporoz sadece bazı kemiklerde görülebildiği gibi bütün iskelettede görülebilir. Şayet menopoz devresinden sonra osteoporoz görülürse, buna primer (birincil, doğrudan) osteoporoz denir ve yaşlanma nedeniyle osteoporoz görülürse bunada sekonderi (ikinci, dolaylı ) osteoporoz denir. Sekonderi osteoporoz genelikle hormon anormalikleri veya metabolik bozukluklar nedeniyle ortaya çıkar.
Osteoporozun sebepleri:
Kemiklerin gelişimi ve yoğunluğu 40 yaşına kadar sürekli yavaş yavaş artar. 40 yaşından sonra ise yavaş yavaş her yıl yoğunluğu azalmaya başlar ve bu kemik yoğunluğunun yılda % 0,5-1,5 oranında azalması normaldır. Şayet kemik yoğunluğu yılda % 1,5 oranından fazla erimeye başlarsa o zaman osteoporozdan bahsedilir. Tabiki burada kemik yoğunluğunun 40 yaşına kadar tam olğunlaşmasıda çok önemli bir faktördür.
Kemik yoğunluğunun yeterince oluşmamasının sebepleri:
1-) Yeterince hareketetmeme
2-) Yeterince kasiyum ve D-Vitamini alamama
3-) Genç kızlarda görülen östrojen yetersizliği veya ergenlik çağına geç girme
4-) Genetik problemler
Menopoz nedeniyle ortaya çıkan osteoporoz:
Bayanlarda menopozun görülmesi ile birlikte ösrojen hormonuda azalır. Bu hormon azalması ile birlikte osteoporozda hızlanır. Osteoporozun % 90 oranında kadınlarda menopoz devresinin başlaması ile birlikte osteoporoz ortaya çıkar ve genelikle omur kemikleri bundan etkilenir. Menopozla birlikte yumurtalıkların yeterince östrojen salğılamaması nedniyle kadınlarda bir çok metabolik değişimlerde anormalikler görülür ve bunların başında mide ve bağırsaklar kaslsiyum absorbsiyonunun (alımı ) azalırken, böbreklerde kasiyum atışını artırır. Almanyada 4 milyon osteoporoz, yani kadınların % 20?sinde görülmektedir.
Osteoporozun belirtileri:
Kemik erimesi çok hafifse rahasızlıklara sebep olur. Eğer kemik erimesi aşırı ise o zaman kemik aşınması nedniyle aşırı ağrılar görülür.Bunların başında kalça kemiğinin boyun kısmndan kırılması veya deforme olması nedeniyle amaliyatla sunni eklem takılır. Aynı şekilde omurlardaki kalsiyumun azalması nedeniyle omurların şekli bozulur ve bel fıtıkları ortaya çıkar. Osteoporoz nedeniyle kimyasal ilaç özeliklede ösrojen hormon alınırsa bir çok hastalık daha ortaya çıkar.
Teşhis:
Röntgen ile kemiğin yoğunluğu anlaşılır, fakat kemik yoğunluğunun % 30?dan fazlasını kaybederse ancak o zaman osteoporoz olup, olmadığı anlaşılır. Omur disklerindeki yıpranma ve bozulma röntgende açıkca beli olur. Menopozla birlikte ortaya çıkan osteoporozla birlikte başka faktörler nedeniylede osteoporozda görülebilir. Bu nedenle kan testi yapılması gerekebilir.
Tedavi:
Menopoz nedeniyle ortaya çıkan osteoporoza karşıçörekotu-, ışıldak-, hayıt-, ve kadınkökü preparatları, Gökçek Tonik veya Gökçek İksiri ile tedavi yapılabilir. Kalsiyum içeren besinler almak gerekir. Peynirin çok kalsiyum içerdiği ve çok peynir yenmesinin tavsiye edilmesi pek geçerli ve akıllıca değildir, çünkü peynir yenince böbreklerde o oranda daha çok kalsiyum ve asidi dışarı atar. Bu nedenle fazla peynir yenirse kemiklerde kalsiyum oranı artar görüşü yanlıştır. (Ehk 10.02.716) Doğru olan bol sebze ve meyve yemektir.
Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.