Fransa’da ilk defa SCLAFER2, alerjik kimselerin aşılanmasını 1957’de önermiş ve tolerans testinin ilkelerini saptamıştır. Daha sonra 1962’de MANDE ve THEROND’!, alerjik çocuklarda kullanılmak üzere, aşı öncesi tolerans testlerine benzeyen antiviral aşılama teknikleri geliştirmişlerdir. Bunların yöntemi, SCLAFER yöntemine yakındır.
O zamandan beri aşıların gittikçe daha saf olarak yapılması ve yalnızca immünojen içermesi, alerjik kimselerde aşılanma sonrası alerjik reaksiyonları ve yan etkileri son derece azaltmıştır. Ancak aşı reaksiyonlarımla karşılaşılma tehlikesi azaltılmak isteniyorsa, her aşının ve kültür ortamının alerjik reaksiyona yol açabilecek komponentlerinin neler olduğu, doğru olarak saptanmalıdır. Bu özellikle, antibiyotik içeren ya da tavuk embriyosunda üretilen (influenza, kabakulak, kızamık, sarı humma) aşılar için geçerlidir; çünkü yumurta alerjisi, herkesçe bilinen bir fenomendir. Bugün Fransa’da kullanılan aşıların hiçbirinde penisilin bulunmamaktadır. Bazı aşılarda eser miktarlarda kanamisin veya neomisin ya da ölçülemeyecek miktarda streptomisin mevcuttur.
Alerjik kimselerde hiçbir aşının yapılmaması gerektiği şeklindeki kuralın geçerliliğini kaybettiği; çeşitli araştırma projeleriyle ve ayrıca da aşıların gittikçe daha saf olarak imal edilmesiyle doğrulanmıştır. Doktor, normal aşılama şemasını yalnızca bazı ender vakalarda geciktirmek veya durdurmak durumunda kalmaktadır.
Alerjik bir kimsenin aşılanmasında ne gibi tehlikeler söz konusu olabilir?
Alerjik kimselerde tolerans testinden sonra birçok aşı, tek başına veya kombinasyonlar şeklinde uygulanabilir.
Çiçek aşısının egzamalı çocuklarda komplikasyonlara neden olduğu öne sürülmüştür. Gerçekte bunlar alerjik komplikasyon değil, aşının sistemik vamlinia ile yayılmasıdır.
BCG aşısı nadiren alerjik reaksiyon yapar. Bazen aşıdan 4-8 hafta sonra bir deri döküntüsü görülebilir. Bunun nedeni, basilin gövdesine karşı gelişen bir reaksiyondur.
Difteri, tetanoz ve boğmaca aşılarının alerjik kimselere tek başlarına veya birlikte uygulanmalarından sonra bazı alerjik reaksiyonlar dikkati çekmiştir. Bunlar genellikle astım gibi sistemik reaksiyonlar ya da majör lokal enflamatuvar durumlar şeklindedir.
Difteri toksoidine karşı alerjik reaksiyon, hemen her zaman için erişkinlerde görülür ve önceki bir sensitizasyonla ilişkilidir.
Tetanoz aşısı, nadiren alerjik reaksiyon yapar; yalnızca hiperimmün kimselerde, günlerce devam eden, Arthus fenomeni tipinde ağır bir lokal reaksiyona neden olabilir. Bu tip reaksiyonların önlenmesi için, rapeller arasının uzatılması; örneğin bunların her 10 yılda bir yapılması, yeterlidir.
* Ne oral, ne de parenteral poliomiyelit aşısının alerjik rahatsızlıklara yol açtığı bilinmektedir.
* Embriyonik yumurtalarda hazırlanan aşılar yalnızca, yumurtaya karşı gerçek alerjisi olan kimselerde kontrendikedir.
* Tifo-paratifo aşısının alerjik kimselerde uygulanmaması gerekir.
Alerjik kimseler aşılanırken alınması gereken önlemler
* Alerjik bir kimseyi, hastalığın aktif döneminde aşılamayın.
* Aşının, alerjik kimse için tehlike yaratabildiği bilinen herhangi bir antibiyotik içermediğinden kesinlikle emin olun.
* Alerjik kimsenin duyarlığını, seyreltilmiş bir aşı solüsyonu kullanarak önceden değerlendirin.
* Özgeçmişinde veya soygeçmişinde alerji hikâyesi bulunan çocuklarda boğmaca aşısından sonra ağır komplıkasyonlar gelişebilir. Bunlar en çok, anafilaktik tiptedir. Bazılarına göre bunlar, Bordet-Gengou basilindeki histamine karşı duyarlı kılan faktöre bağlıdır.
* insan diploid hücrelerinde kültürü yapılan kızamıkçık ve kuduz aşıları, alerjik sorunlara neden olmaz.
* Standart immünglobülin enjeksiyonundan sonra bazen görülebilen ürtiker, immün globülin fraksiyonundan değil, mevcut koruyucu madde olan mertiyolat’tan kaynaklanır.
Ayrıca bütün aşıların, alerjik yapısı tartışmalı olan Ouincke ödemi veya lokal deri reaksiyonları yapabildikleri, bilinmektedir.
Tedavi
Günümüzdeki aşılar gerçi tehlikesizdir ama, alerjik kimseler söz konusu olduğunda bazı genel önlemlerin alınması gerekir:
1. Alerjik bir çocuk, hastalığın akut döneminde aşılanmamalıdır ve bunun için bir remisyon, nispi stabilizasyon ya da iyileşme beklenmelidir.
2. Aşının .alerjik kimse için tehlikeli olabilecek penisilin ya da streptomisin gibi herhangi bir antibiyotik içermediğinden emin olunmalıdır.
3. Aşılanma günü hastaya bir antihistaminik verilmeli ve ağır alerji vakalarında bunu 10 gün kullandırmalıdır.
4. BCG aşısının dışında kalan aşılarda bireyin duyarlığı, fenollü serum fizyolojik içerisinde binde 5 oranında seyreltilmiş bir aşı solüsyonu hazırlayarak önceden test edilmelidir.
Aşağıdaki tablolarda MANDE ve THEROND tarafından kullanılan tolerans testleri ve alerjik kimselerdeki bağışıklamanın tehlikeleri özetlenmektedir.
Adsorbe aşılara ait tolerans testlerinin, aşının kendi yapısı ne olursa olsun, adsorbana bağlı olarak bazen meydana gelebilecek spesifik reaksiyonlar nedeniyle intradermal olarak verilemeyeceğini önemle hatırlatmak isteriz. Bu kural DTCOQ, lmovax Pertussis, Tetavax ve DT-VAX aşıları için geçerlidir. Hem tolerans testi hem de bağışıklama subkütan olarak yapılmalıdır.