Genellikle en sık görülen aşı reaksiyonlarıdır. Bunlar, kural olarak iyi huyludur ve 24-48 saat içerisinde ortadan kaybolur.
Lokal reaksiyonda uygulama yerinde hemen ortaya çıkan ve genellikle birkaç dakika içerisinde kaybolan ve bazen yerini, saatlerce ve zaman zaman da bütün bir gün devam eden hassasiyete bırakan ağrı sözkonusudur. Enjekte edilen aşının hacmi, bu ağrılı lokal reaksiyon üzerinde etkilidir. Ağrı DT-TAB aşısının uygulanmasına daha sık eşlik eder ve daha şiddetlidir.
Özellikle adsorbe aşılarda olmak üzere çok zaman, enjeksiyon yerinde bir nodul meydana gelir. Aşılananların %5-10 kadarında görülen bu nodulun varlığı, haftalarca sürebilir. Genellikle ağrısız olmalarına rağmen bu nodüller bazen iltihaplanır ve genellikle aseptik bir apseye dönüşebilir.
Sistemik reaksiyonlar, Aşı Yan Etki
Önemli sistemik sonuçlarıyla, kollapsa kadar gidebilen hipotansiyonla ve glottis ödemiyle birlikte şiddetli anafilaksi, enderdir.
Bazen az ya da çok şiddetli bir ateşli sendrom görülür. Genellikle baş ağrısı ve sindirim bozuklukları gibi diğer belirtilerin eşlik ettiği bu sendrom, 1-2 gün devam eder.
Sistemik reaksiyonlar, bakteriyel TAB açısından veya boğmaca aşısından sonra daha sık görülür.
Kızamık ve kızamıkçık aşılarından sonraki 5-12. günler arasında bazı reaksiyonların görülebildiği bilinmektedir. Ateş, aşılananların %10-20 kadarında görülür ve genellikle 24-48 saat devam eder. Ateş, kabakulak aşısından sonra daha seyrek görülmektedir.
Deri reaksiyonları, Aşıların Yan etkisi
Enjeksiyon yerinde, Arthus fenomenini andıran lokal anafilaktik tipte doku reaksiyonları, ender değildir. Bu reaksiyonlara ateş ve bazen de başka bir bölgede döküntü eşlik edebilir. Bütün bunlar her zaman için, 3-6 gün içerisinde kendiliklerinden kaybolur.
Alerjik hastalarda ürtiker tipi bir döküntü gelişebildiğinden bu gibi kimselerde aşı öncesi tolerans testi yapılması, faydalıdır.
Eskiden çiçek aşısından sonra ürtiker tipi basit bir aşırı duyarlılıkla sistemik vamlinia arasında değişmek üzere çeşitli şiddet derecelerinde deri reaksiyonları görülmekteydi.
Kızamık aşısı olanların %2-5 kadarıyla kızamıkçık aşısı olanların %5-10 kadarında 6-12. günler arasında egzantem görülmektedir.
Nörolojik komplikasyonlar
Bir zamanlar nörolojik komplikasyonlara en sık neden olan aşı, çiçek aşısıydı; ancak bu aşının artık yapılmaması nedeniyle bunun yerini boğmaca aşısı almıştır. Boğmaca aşısını izleyen nörolojik komplikasyonlar, günümüzde birçok yayının ve sonuçları birbirinden farklı çalışmaların konusu olmaya devam etmektedir.
Konvülziyonlar
Birçok araştırmacı, boğmaca aşısından sonra görülen konvülziyonların sıklığının, aynı yaştaki aşılanmamış popülasyonda görülenlerden daha yüksek olmadığını hesaplamıştır. DSO’ye göre bunların 6-18 aylık çocuklardaki aylık insidansı, her 1000 çocuk için 0.8-1.4 arasında değişmektedir.
Aşılanma sonra konvülziyon insidansı, enjekte edilen her on bin doz için 1 vaka olarak kabul edilmektedir ama bu insidans, aşağıdaki tabloda da görüldüğü gibi çalışmadan çalışmaya değişebilir. Hemen bütün vakalar, sekel bırakmaksızın iyileşir.
Şokun evreleri
Şok tablosu, özellikle bebeklerde olmak üzere boğmaca aşısının yapılmasından 6-10 saat sonra gelişebilir. Durum renk solmasıyla, bazen siyanozla ve bir derece ajitasyonla birlikte birdenbire başlar ve birkaç dakika içerisinde sekel bırakmadan geçer. Bu vakaların yaklaşık yarısının kişisel veya aile anamnezlerinde alerji hikayesi vardır. Bu tür reaksiyonların görülme sıklığının, araştırmacıya göre değişmek üzere her 10 000-20 000 aşıda 1 olduğu hesaplanmıştır
Uzun süren ağlama sendromu
3-6 aylık çocuklarda ilk enjeksiyondan 6-10 saat sonra görülür. Bu sendromun nedeni, henüz açığa kavuşmamıştır. İnsidansı yayından yayına değişen bu sendrom, her 10 000 aşılanmada 0.5-6 kadar görülmektedir.
Ensefalopatiler
Boğmaca aşısını izleyen ensefalopatilerin görülme sıklığı, araştırmacıdan araştırmacıya değişmek üzere her 1000 aşılanma için 0.001-0.01 arasında değişmektedir. Yani boğmaca aşısı yapılan her 1 milyon bebeğin birinde, ensefalopati gelişmektedir.
DSÖ tarafından belirlenen insidans, %0.09-4 arasında değişmektedir; epilepsi nöbetleri lokal nörolojik belirtiler, koma ve Reye sendromu da, bu rakamlara dahildir.
Hipsaritmi
Bazı hipsaritmi vakaları, boğmaca aşısına bağlanmıştır ama bu ikisi arasında bir sebep/sonuç ilişkisi olduğunu gösteren esaslı bir kanıt yoktur.
BELLMAN7, bazı organizmaların hipsaritmi gelişmesine yatkın olabileceğini ileri sürmüştür. Bu durumda başka bir nedenle de hipsaritmi gelişebilecek çocuklarda, boğmaca aşısı tetikleyici unsur olmaktadır.
Üçlü DTP aşısıyla oluşan yan etki oranları, Tablo 2’de gösterilmektedir. Bu reaksiyonlar, aşının boğmaca bileşenine bağlanmakta ve hastalığın kendi doğal komplikasyonlarıyla karşılaştırılmaktadır.
Paralitik komplikasyonlar
Sabin aşısından sonra paralitik poliomiyelit gelişmesi şeklinde gerçek bir tehlike söz konusudur. Bazı çalışmalarda bunun, özellikle bağışıklık sorunları olan çocuklarda geliştiği gösterilmiştir.
ABD’deki Centers for Disease Control tarafından yakınlarda yayınlanan bir çalışmada 1969-1989 yılları arasında toplam 291 milyon doz aşı uygulanmasından sonra 93 paralitik poliomiyelit vakası bildirilmiştir. Bu vakaların 36’sı aşılanan kimselerde (her 8 milyon dozda 1), 57’si aşı yapılanın yakınlarında (5 milyon dozda 1) görülmüştür.
Aşılanan kimsenin yakınlarında görülen vakaların, bu kimseler aşılanmış olduğu takdirde önlenebileceğini önemle belirtmek gerekir.
ABD’de aşılanan bir kimsede veya yakınlarında felç gelişme tehlikesi, uygulanan her 3.2 milyon dozda 1 olarak hesaplanmıştır.
Ensefalitik komplikasyonlar
Vahşi kızamık virüsünün bazı panensefalit vakalarının etiyolojisindeki olası rolüyle ilgili olarak yakınlarda yapılan araştırmalar ve ayrıca da morbilöz ensefalit ile normal kızamık vakalarındaki elektroensefalografik anormalliklerin anlaşılması; bu virüsün nörotropik etkisi olduğuna kanıttır.
Kızamığın akciğer komplikasyonlarının antibiyotikler sayesinde azalmasını, bu aşıya bağlı nörolojik komplikasyonların ön sıraya yükselmesi izlemiştir. Morbilöz ensefalit, yaşı ve elverişlilik durumu ne olursa olsun her vakada görülmesi mümkün bir komplikasyondur.
Kızamık aşısını izleyen nörolojik hastalıkların insidansı, doğal kızamığa bağlı ensefalit insidansından çok daha düşüktür.
Her 1000-2000 kızamık vakasından birini, ensefalit izlemektedir.
Eklem komplikasyonları
Kızamıkçık aşısı, eklem reaksiyonlarına neden olan tek aşıdır. Bu reaksiyonların hemen hepsi, geçici eklem ağrıları şeklindedir. Çocuklarda daha nadir (%1), erişkinlerde ise daha sık (%5-10) görülen bu reaksiyonlar, tedavi edilmeksizin, kendiliklerinden iyileşir ve daha sonra da sekel bırakmaz.
Lenfadenopatik komplikasyonlar
BCG, genellikle iyi huylu bir aşı olarak kabul edilir, ama yine de bazı komplikasyonlara neden olabilmektedir. Basit, latent ya da süpüratif olabilen bölgesel lenfadenit, aşının yapıldığı bölgenin lenflerinde gelişebilen böyle bir ender reaksiyondur.
Lenfadenit, BCG aşısı yapılanların %6-12’sinde görülmektedir.
Süpüratif adenit, BCG aşısını izleyen gerçek bir komplikasyondur. Bunun görülmesi DSÖ’ye göre 2 yaşının altındaki çocuklarda %0.1-4.3 arasında değişmektedir. MANDE ve FILLASTRE25 ise intradermal olarak aşılanan okul-öncesi çağındaki çocuklarda süpüratif adenit görülme sıklığı %0.14-0.34 arasında bildirmişlerdir.
Adenit görülme sıklığı, çeşitli faktörlere bağlıdır. Çocuğun yaşı, bu bakımdan özellikle önem taşır ve hayatın altıncı yılından sonra nadiren görülen adenit, en çok küçük çocuklarda ve bebeklerde ortaya çıkar.
Süpüratif adenit, çeşitli şekillerde seyredebilir. Bu çok zaman fistülizasyon, süpürasyon ve ardından da birkaç gün sonra kapanma şeklindedir. Bazen süpürasyon aralıklıdır ve 6 haftayla 5-6 ay arasında değişebilen bir süre içerisinde zaman zaman ataklar şeklinde görülür. Ender bazı vakalarda, kazeifikasyona uğrayan lenf bezi açılır ve geriye 15-25 mm çapında olan ve iyileşmesi haftalar alan geniş bir ülser bırakır. Süpüratif adenit daha da ender olarak, kalsifikasyon yapabilmektedir. .
Adenit, genel sağlık durumunu genellikle etkilemez. Ateş normaldir ve bebek, normal şekilde kilo alır.
Ölümle sonuçlanan, generalize BCG komplikasyonları, istisnadır. Bunlar genellikle hücresel bağışıklık konusunda önemli sorunları olan çocuklarda görülür613.
Diğer aşıların da lenf bezi reaksiyonlarına neden olabildikleri bildirilmiştir. Nitekim kızamıkçık ve kuduz aşılarından sonra %15-20 vakada bu tür reaksiyonlarla karşılaşmak mümkündür. Kızamık aşısından sonra görülen bazı ender vakalar da bildirilmiştir.