Maksimum düzeyin 3 katı tuz kullanılan Güneydoğu’da her 5 kişiden biri böbrek hastası. Günlük tuz tüketimi maksimum 6 gram olması gerekirken, bölgede bu oran 18 gram
Maksimum düzeyin 3 katı tuz kullanılan Güneydoğu’da her 5 kişiden birinin böbrek hastası olduğu bildirildi.
Dicle Üniversitesi (DÜ) İç Hastalıkları Anabilim Dalı ve Nefroloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Emin Yılmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye genelinde “kronik böbrek” hastalığının yüzde 15 civarında olduğunu, Güneydoğu’da ise bu oranın yüzde 20’yi aştığını bildirdi.
Bölgede yaygın olan aşırı tuz kullanma alışkanlığının bu sonuca önemli etkisi olduğunu, tuz ve aşırı tuz kullanımının yol açtığı hipertansiyonun doğrudan doğruya hastalığın nedeni durumunda olduğunu ifade eden Yılmaz, “Tuz ve hipertansiyon bölgede böbrek yetmezliğinin artışında önemli bir faktör. Protein tüketiminin fazlalığı, diyabetli hasta gruplarının diyabetlerini çok iyi kontrol edemeyişi, diğer böbrek hastalıklarının zamanında tedavi edilmeyişleri ilave faktörler olarak sayılabilir” dedi.
Yılmaz, Türkiye’nin farklı bölgelerinde 10 bin kişi üzerinde yapılan geniş alanlı bir çalışmada, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin hastalık konusunda diğer bölgelere göre daha yüksek bir orana sahip olduğunun belirlendiğini belirterek, şöyle dedi:
“Yaptığımız saha araştırmasına göre, Türkiye’de her 6 kişiden biri böbrek hastalığının başlangıcı ile buluşmuş durumdadır. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde her 5 kişiden 1’i, kronik böbrek hastalığının ilk evreleriyle buluşmuş durumdadır. Bu hastalık ilerleyicidir. Şayet önleyici tedbirler almazsanız, geldiği nokta diyaliz olacaktır. ’Buluşmak’ demek diyalize girmek demek değildir. Bu hastalığın ilk evresidir. Hastalığın 4 evresi var. Ancak bu evrelerin sonunda hasta diyalize girmek zorunda kalıyor. Bu 5 yıl sonra da 7 yıl sonra da olabilir.”
-“Tuz alışkanlığını bırakmamız lazım”-
Prof. Dr. Yılmaz, üniversite hastanesinde 600 civarında hastanın diyalize girdiğini, ancak verilere göre bu rakamın çok daha yüksek olması gerektiğini ifade ederek, “Bunların bir kısmı muhtemelen ilçelerde ve farklı yerlerde diyalize giriyor veya diyalize girmeden hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar” dedi.
“Yapılan çalışmalarda günlük tuz tüketimi maksimum 6 gram olması gerekirken, bölgemizde bu oran 18 gramdır” diyen Yılmaz, kişilerin kesinlikle aşırı tuzdan uzak durması gerektiğini vurguladı. Yılmaz, aşırı tuzun tansiyon kontrolünü önemli ölçüde engellediğini, tansiyonun da böbrek hastalığı oluşumunda en önemli nedenlerden biri olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
“Diyalize giren her 3 hastadan birinin böbrek hastası olmasının nedeni yüksek tansiyon ve şeker hastalığıdır. Diyabet kontrolünü çok iyi yapmamız gerekiyor. Altını çizerek söylüyorum; tuzu mutlaka kontrol altına almak gerekiyor. Tuz alışkanlığını bırakmamız lazım. Tuzu kesmediğiniz takdirde kan basıncıyla ilgili aldığınız ilaçların etkisini göremezsiniz. Şu anda tansiyon ilacı almakta olan hastalarımız, tuzu kestikleri takdirde yarısının ilaç almasına gerek kalmayacaktır. Kendimizde, çocuğumuzda veya herhangi bir yakınımızda böbrek ile ilgili bir rahatsızlık hissettiğimizde, idrar yapma alışkanlığında değişiklik, vücudun herhangi bir yerinde böbrek hastalığının belirtilerinden olan bir döküntü ve kaşıntı olması durumunda hekime başvurulmalıdır.”
Prof. Dr. Emin Yılmaz, sağlıklı bireylerin günlük 2-3 litre su içmesi ve en az 1,5 ile 2 litre de idrar çıkışının olması gerektiğini belirterek, idrar çıkışında azalmanın, böbrek hastalıklarıyla ilgili bir sinyal olarak algılanması gerektiği değerlendirmesinde de bulundu.