Vitamin B12
Vitaminler vücudumuzdaki birçok içlemde; proteinlarin, fermentlerin oluşmasında, metabolik değişimler, mikroplara karşı mücadelede ve hücre yenilemede anahtar rol oynar. Latincede vita kelimesi hayat anlamına gelir. Vitaminler kanın ve hücrelerin oluşmasında önemli rol oynar, sacları kuvvetlendirir, derinin bakımlı ve gözlerin iyi görmesini sağlar. B12-Vitaminyetersizliği mide ve bağırsakmukozasının bozularak görevini yapmaz hale gelir ve sinirhücrelerinin normal çalışmamaz hale gelir.B12-Vitamini bazı bakterilerin besinidir azalmasi ile birlikte faydali bakterilerde azalır ve neticede bağırsakflorası bozulur. Vitaminlerden C,E ve Provitamin A immun sistemini (bagisisklik sistemi) kuvvetlendirir.Böylece vücudumuzu hastalik yapici bakteri, virus, mantar ve parazitlere karşı korur. Vitaminlerden bazıları: C, E-Vitamini ve Provitamini A besinlerden alınırken bazı vitaminler (B12 ve K2-Vitamini) ise bağırsaklardaki faydali bakteriler tarafindan üretilir.Alkol, sigara, kahve, siyahçay, kimyasalilaçlar, özeliklede antibiyotikler ve kortison alma ve zayıflama rejimleri vitaminyetersizliğine sebep olur. Örnegin A-Vitaminyetersizligi: gözhastalıklarından gece görememe, gözlerin kuru hissedilmesi, gözün munzam tabakasında sertleşmeler ve yaralar ortaya çıkar. Derihastalıklarından: derinin kuruması, kepeklenme, nasırlaşma ve buruşma. İltihaprahatsızlıkları: mukozailtihaplanması, nefesyolları sindirim ve idrar yolları iltihaplanması rahatsızlıkları ortaya çıkar.
C-Vitaminyetersizliği enfeksiyon hastalıkları ile mücadeleyi imkansız kılar ve böbreküstübezelerinin hormon salğılaması vede depolanması zorlaştırır. D-Vitaminyetersizliği başta kemik hastalıklarına sebep olur fazla alınmasında (hap olarak) yine rahatsızlıklara sepeb olur. B1-Vitamini sinir iltihaplanmasını, E-Vitaminyetersizliği kalp, damar, kas, aradolu ve deide rahatsızlıklara sebep olur. B6-Vitaminyetersizliği sinirselrahatsızlıklar, bunalım, uykusuzluk, kansızlık, kaserimleri, ağız ve dilde iltihap, hastalık, dermansızlık vb. rahatsızlıklara neden olur.B12- Vitamini bağırsakflorası tarafından üretilir. Bu vitaminlerin yetersizliği halinde ise aminoasitlerden methionin metabolik dönüşümü sırasında artık madde olarak ortaya çıkan homocysten oranı yükselir. Bu ise LDL-Kolesterolunu oksitler, oksitlenen LDL-Kolesterolun yiyerek ölen makrofajlar mukozada ve damarların içyüzeyine yapışır. Başta allerji, damarsertliği olamk üzere bir çok hastaliğin ortaya çıkmasına sebep olur.Bir diğer önemli faktör ise Mide aşırı katkı maddesi içeren besinler (konserveler, çikolata, keks vb.) ve soft içecekler (kola, fanta vb.) nedeniyle tahrip olur. Böylece zamanla çok kolay gastrit (mideiltihaplanması, midemukazasıiltihaplanması ) oluşur. Bunedenle Mide yeterince intrinsic fakrorü (sialinasitli glukoprotein) salğılızamaz. Intrinsic faktorü B12-Vitamini, Folikasit, Methionin ve minerallerin bağırsaklar tarafından absorbe (emilme) edilmesini sağlar. Yani nasılki diabet hastaları için insulin nekadar önemli ise besinlerin sindirilmesi içinde İntrinsic faktorüde o kadar önemlidir. İntrinsic faktorünün yetersizliği vitamin ve mineralyetersizliğine sebep olur. Neticede bir çok hastalık ortaya çıkar ve bunlardan bazıları: Allerji, derihastalıkları, sindirim organlarındaki rahatsızlıklar, vb hastalıklar ortaya çıkar. (Nhp 12.03.1722)Vitaminyetersizliğni (Avitaminoz) haplara gidermeye çalışmakda mahzurludur, çünkü o zamanda vücut hazır vitaminlere alışır ve besinlerden vitamin almayı yavaşlatır. Bu nedenle bağırsakların en ideal çalışmasını sağlamak gerekir. Böylece vitamin ihtiyacı doğal olarak karşılanır ve problemlerde ortadan kalkar. Finlandiyada prostat büyümesi rahatsızlığı olanlara aşırı E-Vitamini verlimiş ve hastaların daha kötü olduğu ve iyi huylu prostabüyümesinin kötü huylu ura dönüstügü tesbitedilmistir. Avitaminoz ancak ve ancak bağırsakmukozasını yenileme (rejenerasyon), bağırsakflorasını sağlıklı hale getirme vede bağırsakiçeriğinin pH=5-6,5 arsına getirmekle mümkündür. Öncelikle uzman bir doktora gidilmelidir, ayrıca doğal ilaçalardanGökçek İksiri veya ZYEkulanılabilir. Ayrıca prinçkabuğu-, buğdaykepeğiilaclari ile çinkoda etkilidir.Bana göre vitaminler içinde B12-Vitamini en karmaşık (kompleks) bir yapıya sahiptir vede bu kadar komplet ve aynı zamanda düzenli olan bir vitamin bağırsakflorası (faydalı bakteriler) tarafından üretilir. Yani bağırsaklardaki faydali bakteriler B12-Vitaminini salğılar. Akla şöyle bir soru gelebilir, nasıl oluyorda bakteriler bu kadar komplet olan bir vitamini yapabılıyor? Bu soruya arı nasılki bal yapıyorsaki, bu balı kendisi için yapıyor, fakat bunun çok cuzi bir kısmını kendi yerken , büyük bir kısmı insanlar tarafından yenilmektedir. B12-Vitaminide bağırsakflorası tarafından üretilir, aslında bakteriler kendi ihtiyacları için bu vitamini üretirler, fakat yiyeceği B12-Vitamininden çok azını kendileri tüketirken, asıl büyük kısmı insan vücudu tarafından değerlendirilir.B12-Vitaminin en önemli foksiyonu bağırsakflorasının besini olması, yani azalması halinde bağırsaklardaki faydali bakteriler azalır ve onların yerine mikroplar (patojen bakteriler, viruslar, mantarlar ve parazitler) yerleşir.
Bu mikropların ürettiği zehirli gazlar, zehirli alkoller, zararlı biyojen aminler üretirler. Bu maddeler ise vücud için zehirlidir ve bu zehirli maddeleri arıtmak için karaciğer ve böbrekler başta olmak üzere ve diğer sindirim organlarının zayıflamasına neden olur vede neticede kalitesiz enzim salğılarlar. Kalitesiz enzim sindirim zafiyeti demektir, buda zamanla hastalıklara sebep olur. Mideatrofisi (atrofi: saglıksız beslenme veya beslenme yetersizliği nedeniyle bir organın normal yapı ve görevini kaybetmesi) sonucu intrinsik faktorünü yeterince üretemez ise veya pankreaszafiyeti nedeniyle yeterince tripsin üretilememesi gibi sebeplerden dolayi B12-Vitamini bağırsaklar tarafından absorbe edilemez. İşte bunedenle B12-Vitaminytersizliği ortaya çikar. İntrinsik faktor: midenmokozasını salğıladığı sialinasitli glikoproteine verilen isimdir.Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.