Baş ağrısı tüm insanların zaman zaman karşılaştığı bir sorundur. Yaşamı boyunca çeşitli dönemlerde baş ağrısından yakınmayan insan yoktur. Günlük hayattaki streslerden soğuk algınlığına, kansızlıktan yüksek tansiyona varıncaya dek pek çok etken baş ağrısına neden olabilir.
Baş ağrılarını iki şekilde değerlendirmek gerekir. Birincisi çeşitli hastalıkların bulgusu olarak baş ağrısı, ikincisi ise başlı başına bir hastalık olarak baş ağrısı. Birinci gruptaki baş ağrıları akut ağrı denilen ani olarak ortaya çıkan ağrılardır. Bu baş ağrıları altta yatan bir başka hastalığın belirtisidir. Genellikle gözlerden, kulak, burun, boğaz hastalıklarından, dişlerden kaynaklanan rahatsızlıklar bu ağrılara yol açabilirler. Genellikle bu tür baş ağrılarının teşhis ve tedavisi daha kolaydır.
Ancak baş ağrısı kafa içerisinde yer kaplayan tümör, beyin kanaması gibi organik bir hastalığın belirtisi de olabilir. Bu nedenle önceden bu tür şikayeti olmayan kişilerde gelişen akut baş ağrılarının tanısında çok dikkatli olunmalıdır. Bunlardan başka, ani başlayan baş ağrıları yüksek tansiyon, çeşitli hormonal hastalıklar ve sinir sisteminden ya da diğer sistemlerden kaynaklanan enfeksiyon hastalıklarının (mikrobik hastalıklar) bulgusu olarak da ortaya çıkabilir.
Diğer gruptaki baş ağrıları ise kronik baş ağrısı denilen uzun süredir var olan baş ağrılarıdır. Baş ağrısının kronik bir hal alması hem kişisel hem de toplumsal bir sorundur. Şiddetli kronik baş ağrıları; ağrıyı çeken kişinin iş hayatını, sosyal yaşantısını önemli ölçüde etkiler, yaşam kalitesini düşürür ve hayattan zevk alamaz hale getirir. Bu nedenle kronik baş ağrıları bir hastalık belirtisi olmaktan çok hastalığın kendisi olarak ele alınmalı ve tedavi yoluna gidilmelidir. Kronik baş ağrıları içinde en sık görülenleri gerilim tipi baş ağrısı ve migrendir. Bu iki tür baş ağrısı benzerlikler gösterir ve bazen tanı koyarken ayırmak güç olabilir.
Tanı için, hastanın ağrısı ile ilgili vereceği bilgiler çok değerlidir. Bu nedenle hastaya sorulacak sorularla şu hususlar ayrıntılı bir şekilde araştırılır:
Ağrı ne zaman başladı?
Ne kadar sıklıkla geliyor?
Ne kadar sürüyor?
Ağrının şiddeti ne kadar?
Ağrının şekli nasıl? (zonklayıcı? sıkıştırıcı? künt? keskin?),
Ağrıyı artıran ve azaltan etkenler nelerdir?
Ağrıya eşlik eden diğer belirtiler nelerdir? (bulantı, kusma, görme bozuklukları vs.)
Ayrıca hastanın ağrı sırasındaki davranış değişiklikleri, özgeçmişi, soygeçmişi ve ruhsal durumu da sorgulanmalıdır. Tüm bu soruların yanıtları hekimi tanıya götürecek ve buna göre uygun tedavi yapılabilecektir.
Baş ağrılı hastayı değerlendirirken ayrıntılı bir sorgulama yapmak gereklidir. Bu sorgulama sırasında aşağıdaki noktalar araştırılmalıdır:
1. Kafa içinde ağrıya neden olan yapılar hangileridir?
2. Bu yapılardan kaynaklanan ağrılar nerelerde hissedilir?
3. Hangi duysal yollar ve üst merkezlere iletilir?
4. Tedavide düşünülmesi gereken önlemler nelerdir?
Baş ağrısının mekanizması
Baş ağrısı oldukça karmaşık bir olgudur. Etkenine göre birçok mekanizma baş ağrısından sorumlu tutulmakta, hem merkezi hem de bölgesel sistemler baş ağrısının ortaya çıkmasında rol oynamaktadır. Burada ağrıya duyarlı yapılar üzerine doğrudan bası, bu yapıların gerilmesi veya çekilmesi, bu yapıların kanlanmasını sağlayan damarlarda genişleme, kas kasılması ve enflamasyon (yangı) nedenler arasında sayılabilir. Ayrıca hormonal sistem tarafından salgılanan hormonlar ve sinir sisteminin salgıladığı, sinirlerin birbirleri arasında ve sinirlerle kaslar arasında iletişimi sağlayan nörotransmiter denilen kimyasal maddeler baş ağrısında rol oynamaktadır.