Favori kızarıklık, sızı ve bulanık görmeyle kendini gösteren görme tabakasında iltihaplanma, verilen tedaviler sonucunda tamamen geçmiyorsa ya da sorun iyileştikten daha sonra tekrarlıyorsa, özenli olmalı! Çünkü Behçet hastalığının önemli belirtilerini oluşturan bu tablo ve geç fark edilir ve iyi tedavi edilmezse körlüğe neden olabiliyor!
Gözde kızarıklık, sancı ve bulanık görme yakınması olan kişiler doğal olarak göz doktoruna başvuruyor. Ancak bahşedilen tedaviler sonucunda iyileşme sınırlıysa, sorun iyileştikten bir süre sonra tekrarlıyorsa yani tedaviye dirençliyse, bu yakınmalar Behçet hastalığına göze çarpan ediyor olabilir. Hastalık geç ayrım edilirse ve iyi tedavi edilmezse körlüğe değin gidebilen önemli bir tablonun oluşabileceğine dikkat çeken Dr. Selda Öktem, Bu Nedenle bilhassa ailesinde Behçet öyküsü olan kişilerin sık tekrarlayan gözle ilgili sorunlarda vakit kaybetmeden bu rahatsızlık yönünde araştırılması fazla kayda değer uyarısında bulunuyor.
Ciltten eklemlere kadar birçok sistemi etkileyebiliyor!
Behçet hastalığı her insanda çok farklı seyir gösteriyor. Romatoloji Uzmanı Dr. Selda Öktem hastalığın çoğu sistemde yakınmaya neden olduğunu, ama tüm bulguların benzer anda ve benzer kişide görülmesi diye bir durumun söz konusu olmadığını belirterek, Bir Takım hastalar hafif cilt bulgularıyla yıllarca sorunsuz yaşayabilirken, bir takım hastalar ise görme kaybı ve damar tıkanıklıkları gibi ciddi sorunlarla karşılaşabiliyor. Bu Nedenle hiçbir Behçet hastası bir diğerine tam anlamıyla benzemiyor diyor.
Öyle fazla belirtisi var!
Garip olarak rahatsızlık birincil başladığı yıllarda daha şiddetli yakınmalara yol açarken, ilerleyen yıllarda daha selim olma eğilimini taşıyor. Romatoloji Uzmanı Doç. Dr. Selda Öktem, Behçet hastalığının belirtilerini şöyle sıralıyor:
En bariz yakınmaları ağız içinde sık ve çok miktarda olan aftlar, cinsel organlarda tekrarlayan yaralar oluşturuyor.
Diğer cilt bulguları arasında yaygın büyük sivilceler ve ağrılı, sıcak cilt altı bezeleri yer alıyor. Hastalar bu yakınmalarla başlangıçta ve cilt hastalıkları uzmanına başvuruyor.
Favori kızarıklık, ağrı ve bulanık görmeyle kendini bildiren, görme tabakasında iltihaplanma diğer önemli bulgularını oluşturuyor. Geç fark edilirse ve iyi tedavi edilmezse körlüğe niçin olabiliyor.
Daha çok diz ve ayak bilek ekleminde görülen şişkinlik, sancı ve kısıtlılıkla giden iskelet sistemi bulguları olabiliyor. Ara Sıra standart tedavilere dayanıklı eklem iltihabı sakatlığa neden olabiliyor. Behçet hastalarında omurga her tarafında ve kuyruk sokumu bölgesinde, bilhassa sabahleyin ağrıları ve tutuklukları olabiliyor.
Enfeksiyonun eşlik etmediği, sık tekrarlayan testis iltihabıyla üroloji hekimlerinin kapısını çalabilirler.
Ara Sıra etap ve kol damarlarında, ara sıra iç organları besleyen damarlarda ve bazen de beyin içindeki damarlarda pıhtı oluşması ve tıkanıklıklar görülüyor. Eğer beyin damarlarında ise ani bilinç kaybı ve felç bulgularına neden oluyor.
Bağırsakları besleyen damarlar etkilendiğinde karın ağrısı, kanlı ishal gibi yakınmalar yapabiliyor. Akciğer ve kalpte bile hafif bulgular oluşabiliyor. Çoğu sisteme ait değişik yakınmaların varlığı hekim kadar fark edilirse Behçet hastalığı düşünülebiliyor ve o süre hastalar romatoloji bölümüne yönlendiriliyor.
Denetleme altına almazsa
Romatoloji Uzmanı Dr. Selda Öktem, Behçet hastalığının hayat kalitesi üzerindeki yansımasının hastalığın etkilediği organlara kadar değiştiğini söylüyor. Çoğunlukla ağrılı ağız aftı ve ağrılı genital yarası olan bir birey için kesintisiz bir eziyet laf konusu oluyor. Hasta yemek yerken, konuşurken ve yürürken acı çekiyor. Ağzındaki aftlar sebebiyle lezzet alamıyor. Gözünde sık tekrarlayan enfeksiyonu olan bir hasta teşhis konamaz ve tatmin edici çare almazsa görme kaybı yaşayabiliyor. Eklem ve adale etkilenmesi olan bir hastada hareket etmek, yürümek ve koşmak büyük bir işkenceye dönüşebiliyor. Hatta hastalar gündelik aktivitelerini ve bireysel bakımlarını yapamaz ayla gelebiliyor. Öteki önemli organ etkilenmelerinin varlığı ise hayatı korkutma edici boyutlara ulaşabiliyor.
Hastaların detaylı öyküsü alınmalı!
Behçet hastalığı için tanısını hastanın yakınmalarının detaylı sorgulanması gerektiğine uyarı çeken Romatoloji Uzmanı Dr. Selda Öktem, Çünkü hastalar bir takım belirtileri dikkate almadıkları için söylemeyebiliyor. Bu Nedenle bir bir her bulgunun olup olmadığının sorulması gerekiyor. diyor. Ağız ve genital aftların varlığı tanıda en kayda değer kriteri oluşturuyor. Öteki organ belirtileri de olabiliyor veya olmayabiliyor. Fakat Behçet için teşhis konulmasını karşılayan özel bir laboratuar testi değil. Genetik molekülün varlığı (HLA-B5 ve B-51) tanıyı desteklerken, negatif olması bu hastalığın olmadığı anlamına gelmediği için oysa asistan tanı yöntemi olarak bakılabiliyor. Paterji testi olarak isimlendirilen bir cilt testi tanıya yardımcı olabiliyor.
Atakları ilaçlar ile kontrol altına olmak mümkün!
Romatoloji Uzmanı Dr. Selda Öktem, Behçet hastalığının kronik bir rahatsızlık olduğu için tamamen değil edilemediğini fakat ilaç tedavileri doğruca belirtilerin teftiş aşağı tutulabildiği bilgisini veriyor. Çare yöntemi belirlenirken ayrıntılarıyla hastalığın şiddetine ve organ tutulumlarına kadar hareket ediliyor. Cilt bulguları ile sınırlı hafif bir rahatsızlık varsa, tekli ve basit ilaçlar göstermek yeterli oluyor. Çoğu hastada ağız aftları ve genital yaraları yüzde 90 oranında engelleyebiliyor. Oysa ilaç bırakıldığında yakınmalar geri dönüyor. Böylece ilaçların sürekli kullanılmaları durum oluyor.
Beyin, damarlar ve göz gibi organlarda sızlanma varsa, o vakit çok daha karışık ve özel ilaçlar uygulamak gerekiyor.
Çare edilmeyen göz iltihapları körlüğe neden olabiliyor. Keza tedavinin hasta göre kendiliğinden kesilmesi sorunun tekrarlamasına niçin olabiliyor. Dolayısıyla bu ilaçların kullanım sürelerinin ve dozunun mutlaka hekim kadar belirlenmesi ve izlenmesi gerekiyor.
Damar tıkanıklığı ve beyin tutulumu yaşamı tehdit edici olabiliyor, böylece daha önemli bir tedavi gerektiriyor. Böyle durumlarda birkaç hap bir arada kullanılıyor.
Uykusuz kalmayın, stresten kaçının!
Eğer eklemlerinizle ilgili bir yakınmanız yahut, istediğiniz sporu yapabilirsiniz.
Hemencecik her hastalıkta olduğu gibi stresten kaçınmanız çok manâlı. Çünkü stresli dönemlerde yakınmalarınızın şiddeti artabiliyor.
Yorgunluk, yoğun tempo ve uykusuzluk dönemlerinde aftlar sıklaşıyor, halsizlik belirginleşiyor ve üveit atağı tetiklenebiliyor. Böylece dinç beslenmeye ve tatmin edici süre nitelikli uyumaya uyarı edin.