Salvia officinalis L. bitkisinin yapraklarıdır. Özellikle Adriatik denizi çevresinde doğal olarak yetişen Adaçayı bitkisinin, günümüzde Arnavutluk, Yunanistan, İtalya, Fransa, İngiltere, ve Amerika’da kültürü yapılmaktadır. Cins ismi olan Salvia, Latince salvere (eklemek) kelimesinden gelmektedir. Bu bitki eski Mısırlılar, Yunanlılar ve Romalılar döneminden beri kullanılmaktadır. Eski Mısırlılar bu drogu doğurganlık, bereket, verimlilik amacıyla kullanmakta idiler. Adaçayı yaprakları Anadolu’da uzun yıllardan beri kullanılmaktadır. Adaçayı, bu geleneksel kullanılışında doğal tonik etkisi nedeniyle tercih edilmektedir.
Aloe Vera
Ülkemizde sarı sabır olarak da bilinir. Güney ve Kuzey Afrika’da kültürü yapılan bir bitkidir. Gövdesi kısa ve odunsu, yaprakları 15-50 cm boyunda, üçgen biçiminde etli ve kenarları sert dişlidir. Sarımsı kırmızı renkli çiçek açar. Bitki dışarıdan cilde sürüldüğünde nemlendirici ve yara iyi edicidir. Bu nedenle kozmetik ürünlerinde sık yer alır. Ağızdan alındığında sindirime yardımcı olur.
Barut ağacı kabuğu
Rhamnus frangula L. türünün kurutulmuş dal kabuklarıdır. Bu tür 2-6 m yükseklikte, dikensiz ve kışın yapraklarını döken bir ağaçtır. Barut ağacı tüm Avrupa’da, Batı Asya’da ve Kuzey Afrika’da yetişmekte olup, kısa süreli olarak geçici peklik problemlerinde kullanılmaktadır.
Biberiye yaprağı
Rosmarinus officinalis L. (Labiatae) türünün kurutulmuş yapraklarıdır. Biberiye 50-100 cm yükseklikte çiçekleri soluk mavi renkli, çalı görünüşünde kışın yapraklarını dökmeyen çok yıllık bir bitkidir. Doğal olarak Akdeniz bölgesinde ve Portekiz’de yetişmektedir. Günümüzde Fransa, Fas, İspanya, Portekiz, Güney Afrika, Hindistan, Çin, Avustralya, İngiltere ve Amerika’da kültürü yapılmaktadır. Ülkemizde Güney Anadolu’da (Tarsus, Adana, İskenderun) yabani olarak yetişmektedir. Bahçelerde süs bitkisi olarak da yetiştirilir.
Ticari materyal İspanya, Fransa, Fas, Tunus’ tan gelmektedir. Biberiye Avrupa’da eski zamanlardan beri tonik ve uyarıcı olarak kullanılmaktadır. Eski Yunanlılar döneminde, hafızayı kuvvetlendirmek ve konsantrasyonu arttırmak amacıyla, bilginlerin başlarına biberiye çelenklerini taktığı söylenmektedir. Biberiyenin antioksidan özelliği bulunmaktadır. Tek başına çok yüksek dozlarda kullanılmamalıdır, çeşitli yan etkilerinin bulunduğu belirtilmektedir.
Dere otu
Anethum graveolens L. türünün kurutulmuş olgun meyveleridir. Bu tür 60 cm kadar yükselebilen, tüysüz, bir yıllık ve otsu bir bitkidir. Yaprakları çok parçalı olan dereotunun sarı renkli çiçekleri, şemsiyeye benzemektedir. Meyve 3-4 mm uzunlukta, koyu esmer renkli ve üzeri tüysüzdür. Bu bitki Akdeniz bölgesinde, Güney Rusya’da doğal olarak yetişmektedir. Tüm Avrupa’da olduğu gibi Kuzey ve Güney Amerika’da da kültürü yapılmaktadır. Mide kasları üzerinde, kasılmaları çözücü etkisi bulunmaktadır . Gaza bağlı olarak mide-bağırsak sistemindeki krampların hafifletilmesine yardımcı olur.
Fesleğen
Ocimum basilicum L. türünün yapraklı ve çiçekli dallarıdır. Bu tür 20-40 cm yükseklikte, beyaz veya pembe çiçekli, bir yıllık ve otsu bir bitkidir. Orijininin Hindistan, Afganistan, Pakistan olduğu düşünülmektedir. Günümüzde tüm dünyada kültürü yapılmakta olup, ülkemizde Güney Anadolu’da yetiştirilmektedir. Fesleğen, çiçekli ve yapraklı dallardan oluşmaktadır. Yapraklar basit, saplı, 2-6 cm uzunlukta, oval biçiminde, kenarları seyrek dişli, özel kokulu ve baharlı lezzetlidir. Tek başına yüksek miktarlarda özellikle hamilelerde kullanılmaması gerekmektedir.
Ginseng kökü
Panax ginseng C.A. Meyer türünün kökleridir. Bu tür 100 cm kadar kazık köklü, otsu ve çok yıllık bir bitkidir. Ginseng doğal olarak Kuzey doğu Çin ‘in ormanlarında, Kore’de ve Rusya federasyonunun uzak doğu bölgesinde yetişmektedir. Kültürü Çin, Japonya, Kore ve Rusya’da yapılmaktadır. Çin’in Changbai dağında tek bir yerde hala yabani ginseng doğal olarak yetişmektedir. Ginseng genellikle 4. yılında çiçeklenmeye başlar ve kökleri 4 ile 6 yıl arasında olgunluğa ulaşır. 10 yıldan daha yaşlı kökler ilaç elde etmekte kullanılır. Kökler çatallı ve etlidir. Beyaz ve Kırmızı olarak iki çeşit ginseng kökü bulunmaktadır. Beyaz ginseng, kökün işlenmemiş formudur. Bazı durumlarda daha da beyazlatılıp, kurutulur. Kırmızı ginseng, taze Beyaz ginseng kökü kurutulmadan önce buharda bekletilerek elde edilmektedir.
Ginseng’in cins ismi olan Panax Yunanca pan (tüm) ve akos (tedavi) den gelmektedir ve tüm tedavi olarak belirlenmektedir. Gin (adam) ve seng (öz) anlamındadır. 2000 yıl önce yazılan Shen Nong Ben Lao Sing kitabında Ginseng’in yararlı kullanılışından bahsedilmektedir. Uzakdoğu’da yüzyıllardır kullanılan bir bitkidir. Yorgunluk ve güçsüzlük zamanlarında, iyileşme dönemlerinde çalışma ve konsantrasyon kapasitesi düşüklüklerinde, kuvvetsizlik durumlarında, zihinsel ve fiziksel kapasitenin arttırılmasına yardımcı olur.
Huş ağacı
Betula pendula Roth. türünün kurutulmuş yapraklarıdır. Bu bitki 30 cm’ye kadar büyüyen bir ağaçtır. Doğal olarak Avrupa’dan Kuzey Akdeniz bölgesine kadar ve Sibirya’ dan Asya’nın ılıman bölgelerine kadar yetişmektedir. İdrar arttırmaya yardımcı olan etkisiyle kullanılmaktadır.
Ihlamur çiçeği
Tilia türleri 15-40 m bir boya erişebilen ve kışın yaprağını döken, çiçekleri sarımsı beyaz renkli ve hoş kokulu ağaçlardır. 65. enlemin kuzeyine kadar Avrupa boyunca doğal olarak yetişmektedir. Avrupa ve Kuzey Amerika’da kültürü yapılmaktadır. Bu ağaçlar yüz fit uzayabilirler. İki cinsin çiçekleri toplanmaktadır. Tilia cordata ve T platypus sırasıyla, küçük yapraklı ıhlamur ve büyük yapraklı ıhlamur olarak bilinmektedir. Bu cinsler tanen ve müsilaj içeriklerinden dolayı çiçeklerinden daha lezzetli çay yapılmaktadır. Ihlamur ağacı ülkemizde özellikle Kuzey Anadolu dağlarında yetişmektedir. Çiçekdurumları ilkbaharda el ile toplanır ve gölgede kurutulur. Geleneksel olarak ıhlamur çiçeklerinin rahatlatıcı etkisi vardır. Çay olarak gerginlik durumlarından kaynaklanan mide-bağırsak sistemi huzursuzluklarında kullanılmaktadır.
Isırgan yaprağı
Isırganın çok yıllık bir bitkidir. Yabani olarak her iki yarıkürede, ılıman bölgelerde yetişmektedir. Ticari olarak toplanılan ısırgan çoğunlukla yabani bitki olarak, Arnavutluk, Bulgaristan, Macaristan, Almanya, eski Sovyetler Birliği ve Yugoslavya topraklarından gelmektedir. Memleketimizde aşağıdaki türlerin yaprakları kullanılmaktadır. U. dioica L. (Büyük ısırgan otu): Çok yıllık, ve otsu bir bitkidir. Yapraklar koyu yeşil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylü yaygın bir türdür. U. urens L. (Küçük ısırgan otu): Bir yıllık, ve otsu bir bitkidir. Boyu 60 cm kadar olabilir. Yapraklar açık yeşil renkli, saplı, dişli kenarlı ve yakıcı tüylüdür. Urtica, Latince bir fiil olan urereden (yakmak) gelmektedir. Bunun nedeni ısırganın yakıcı tüylerinin bulunmasıdır. Tür ismi olan dioica çift genden gelmektedir. Bunun nedeni bitkinin genellikle erkek ve dişi çiçeklerin her ikisine birden sahip olmasıdır. Taze yapraklar deri ile temas edince deride kızartı ve yanma yapar. Potasyum tuzları, organik asitler, vitamin C taşımaktadır. Anadolu’da geniş bir kullanımı bulunan, ısırgan yaprakları, idrar arttırmaya yardımcı olan etkisiyle kullanılmaktadır.
Kakule meyvesi
Eletteria cardamomum Maton türünün olgunlaşmadan önce toplanıp güneşte kurutulmuş meyveleridir. Bu tür 3-5 m yükseklikte, büyük yapraklı, çok yıllık bir bitkidir. Doğal olarak Güney Hindistan ve Srilanka’ da yetişir. Günümüzde tropikal iklimde Güney Asya’da ve Guatamala’ da yetiştirilmektedir. Kakule, 6-18 mm uzunlukta 6-10 mm genişlikte üzeri boyuna çizgili, soluk sarı veya soluk yeşil renkli, 3 gözlü bir kapsüldür. Tohumlar kuvvetli hoş kokulu ve baharlı lezzetlidir. Baharat olarak kullanılır. Arap ülkelerinde kahve ile karıştırılarak içilmektedir.
Karanfil
Eugenia caryophyllata Thunb. türünün kurutulmuş çiçek koncasıdır. Bu tür 20 m yüksekliğinde kışın yapraklarını dökmeyen bir ağaçtır. Doğal olarak Molluk adalarında yetişmektedir. Günümüzde Tanzanya, Madagaskar ve Brezilya gibi tropikal iklim bölgelerinde kültürü yapılmaktadır. Karanf, 10-17 mm uzunlukta, siyahımtırak renkli, çivi biçiminde bir çiçek tomurcuğudur. Kuvvetli kokulu, yakıcı ve baharlı lezzetlidir. Baharat olarak kullanılır.
Kediotu kökü
Valeriana officinalis L. türünün kurutulmuş kök ve yumrulardır. Bu tür 1,5 m yüksekliğe kadar erişebilen, beyaz çiçekli, çok senelik ve otsu bir bitkidir. Yumrular, yaklaşık 5 cm uzunlukta ve 2-3 cm çapındadır. Etrafında 2-3 mm kalınlık ve 10 cm kadar uzunlukta kökler bulunur. Üzeri sarımsı esmer bir kabukla kaplıdır. Kediotu kökü doğal olarak nemli ormanlarda, hendeklerde, dere yataklarında yetişmektedir. Tedavide kullanılan bir bitki olması dolayısıyla Belçika, İngiltere, Doğu Avrupa, Fransa, Almanya, Hollanda, Rusya federasyonu ve Amerika’da kültürü yapılmaktadır. Eski Yunan ilaçlarından olan kedi otu kökü, Hipokrat, Dioscorides, Galen tarafından belirtildiği üzere uykusuzluğu karşı kullanılmaktaydı. Dioscorides, Galen bu droga kötü kokusundan dolayı “phu” isimini vermiştir. Bu kokuyu kedilerin çok sevmesinden dolayı, Türkçe’de “Kediotu” olarak adlandırılmaktadır. İngilizce ismi Valerian, latince valereden (sağlıklı ve güçlü) gelmektedir. Kedi otu kökünün rahatlatıcı etkileri iki yüzyıl önce açıklanmıştır. Uyku getirici ajan olarak yatmadan önce tercih edilen kediotu kökü, Papatya, melisa, çarkıfelek çiçeği, Sarı kantaron gibi diğer rahatlatıcı bitkilerle kombine şekilde kullanılmaktadır.
Keten tohumu
Linum usitatissium L. türünün olgun tohumlarıdır. Bu tür 30-60 cm kadar yükseklikte, mavi çiçekli ve bir yıllık bir kültür bitkisidir. Keten tohumu, 4-6 mm uzunlukta, yumurta biçiminde, yassı, parlak, kırmızımtrak esmer renkli, kokusuz ve yağlıdır. Keten tohumunun doğal orijininin Mısır olduğuna inanılmaktadır. Mısır mezarlarında, bu bitkiden dokunan kıyafetler bulunmuştur. Tüm dünyada birkaç yüzyıldır kültürü yapıldığı için coğrafi orijini kesin değildir. Keten tohumu Avrupa’ya, Arjantin, Fas, Türkiye, Hindistan ve diğer ülkelerden ticaret yolu ile gelmektedir. Kitabı mukaddesin Çıkış 28 ‘i bölümünde büyük rahip Jewish’in kıyafetinin ketenden yapıldığından bahsedilmektedir. Günümüzde Asya’da, Avrupa’da ve Kuzey Amerika’daki terapotik kullanılışı, Eski Roma ilaçları ve hatta Eski Yunan ve Mısır ilaçlarında kullanıldığı şekliyledir. Pliny the Elder (ca. 23-79 C.E.) keten tohumunun kullanıldığı 30 ilaçtan bahsetmektedir. Bunların içerisinde hafif laksatif, yüzeyel olarak belirli bir bölgedeki inflamasyonu azaltmak için yara lapasının içinde bulunduğundan belirtilmektedir. Günümüz Çin farmakopesinde, halen peklik probleminde ve kaşınan kuru ciltte kullanıldığı belirtilmektedir. Almanya’da keten tohumu laksatif olarak kullanılır. Amerika’da tüketiciler genellikle keten tohumunu sağlıklı yiyecek ve doğal preparat olarak tercih etmektedir. Doktoruna danışmadan, herhangi bir nedenle oluşan bağırsak iltihabı durumunda tek başına kullanılKmaması gerekmektedir.
Kimyon
Carum carvi L. türünün olgun meyveleridir. Bu tür 30-100 cm kadar yükseklikte, beyaz veya pembe çiçekli, parçalı yapraklı, çok yıllık ve otsu bir bitkidir. Avrupa’da, Sibirya’da, Himalaya Dağlarında , Kafkas Dağlarında, Moğolistan, Fas’ta yetişmektedir. Ülkemizde Doğu Anadolu’nun sulak çayırlarında yabani olarak bulunmaktadır. Kimyon, 4-6 mm uzunlukta, esmer veya parlak sarımsı esmer renkli ve tüysüz tanelerdir. Kuvvetli kokulu ve baharlı lezzetlidir. Hazımsızlık ve karın bölgesinde gaz hissedilen durumlarda kullanılmaktadır.
Kişniş
Coriandrum sativum L. (Umbelliferae) türünün kurutulmuş olgun meyveleridir. Bu tür 20-60 cm yükseklikte, tüysüz, bir yıllık ve otsu bir bitkidir. Bütün bitki özel bir kokuya sahiptir. Akdeniz bölgesinde, Orta ve Doğu Avrupa’da, Doğu Asya’da, Kuzey ve Güney Amerika’da yetişmektedir. Anadolu’da ise doğal olarak yetişmektedir. Kişniş, esmer sarı renkli, küre biçiminde, 2-7 mm çapında, özel kokulu, baharlı, lezzetli meyvelerdir.
Kuşburnu
R. Canina L. Yabani gül türünden kurutulmuş olgun meyveleridir. Bu tür 1.5 – 3.5 m yükseklikte, dalları sarkık, çalı görünüşünde, dikenli bir ağaççıktır. Çiçekleri beyaz veya pembe renkli olan Kuşburnu, Avrupa’da ve Kuzey Afrika’da doğal olarak yetişmektedir.
1-2.5 cm uzunlukta, yumurtamsı biçimli, turuncu kırmızı veya kırmızı renkli, içinde beyaz renkli, üzeri tüylü, çekirdekler (meyve) bulunan kuşburnu, sonbaharda olgunlaşır ve Anadolu’da yaygındır. C vitamini içeriği ile tercih edilmektedir.
Lavanta
Lavandula angustifolia Miller (Syn: L. spica L.) türünün kurutulmuş çiçeğidir. Çiçeklerin tamamen açılmadan önce (tomurcuk halinde) toplanması gerekir. Bu tür 100 cm kadar yükseklikte, çalı görünüşünde, yapraklar gümüşi, çiçekleri ise koyu mor renkli bir bitkidir. Alçak dağlık bölgelerde Akdeniz havzasında doğal olarak yetişmektedir. Fransa, Bulgaristan, İtalya, İspanya, Yugoslavya, Hollanda, İngiltere, Amerika ve Avustralya’da kültürü yapılmaktadır. Lavanta, eski Araplar, Yunanlılar ve Romalılar tarafından antiseptik özellikleri ile kullanılmaktaydı. Cins ismi Latince lavare’den (yıkamak) gelmektedir. Banyolara eklenerek vücudun temizlenmesinde ve canlandırılmasında kullanılmaktaydı. Bakterileri öldürücü özelliği ile hastaneleri ve hasta odalarını dezenfekte etmek amacıyla, Eski İran, Yunan ve Romalılar tarafından kullanılmaktaydı. Özellikle Tibet’te Makhzan-El- Adwiya, kitabında lavantayabeyin süpürgesi lakabı takılmıştır. Bunun nedeni o dönemde, beyinden kötülüklerin süpürüldüğünün sanılmasıydı. Stres kaynaklı mide huzursuzluklarında kullanılmaktadır. Özellikle dikkat çekici kokusunun rahatlatıcı bir etkisi bulunmaktadır.