Çocuğunuzda öğrenme güçlüğü olabilir. Öğrenme güçlüğünü genelde okul döneminde fark ediliyor. Oysa dikkatli davranıldığında okul öncesi dönemde de öğrenme güçlüğü yaşayan çocuğu fark etmek mümkün.
Disleksi Merkezi Özel Eğitim Uzmanı ve Çocuk Filozoflar Akademisi Eğitim Koordinatörü Tuğba Döner, öğrenme güçlüğünün erken yaşlarda kendini gösteren bir bozukluk olduğuna dikkat çekerek, ilk belirtilerin okul öncesi dönemde başladığını kaydetti. “Öğrenme güçlüğü yaşayan çocukların renkleri, sayıları, günleri, haftaları, sağı-solu, zıt kavramları öğrenmede yaşıtlarına göre zorlandığı görülür.
Ayrıca resim becerilerinde, gördüklerini kopya etmekte sorunları vardır. Bir grup çocukta el baskınlığı (lateralleşme) geç oluşur. Bazı çocuklarda ise çapraz lateralleşme diye tanımlanan el ve ayağın farklı taraflarda baskın olduğu durumlar görülür. Örneğin; sağ eli, sol ayağı baskındır” diye konuşan Döner, okul yıllarında ise dikkatli olunduğunda ebeveynler ve öğretmenlerin fark etmesinin çok daha kolay olduğunu vurguladı.
Bu çocukların genellikle okula motivasyonu yüksek olarak başladığını ancak, bir süre sonra ise çeşitli harfleri öğrenemediğini ya da ters öğrendiğinin görüldüğünü dile getiren Döner, konuşmasına şöyle devam etti: “Okurken ters okurlar ya da ters yazarlar. Bunun dışında okuma yazmayı hiç öğrenemeyen çocuklar da olabilir.
Bazı çocuklar ise okumayı öğrenirler ancak bir türlü okuduğunu anlayamazlar. Bu durum herhangi bir öğretmen yetersizliği ya da ailenin ilgilenmemesi, yetersiz eğitim vermesi gibi bir durumla da açıklanamaz.
Çoğu kez bu çocukların aileleri diğer ailelerin tersine çocuklarının okuma yazmaları üzerine daha çok ilgilidirler ve hep destek olurlar. Ancak tüm bunlara rağmen çocukların akademik becerileri geri kalır.”
Erken fark edilirse iyi bir eğitim ile belirtiler kaybolur
Öğrenme güçlüğü fark edilen bir çocuk için yapılması gerekenler ile ilgili de konuşan Tuğba Döner, çocukta öğrenme güçlüğünün ne kadar erken fark edilirse alınan özel eğitimde de o kadar çok başarılı olunacağını söyledi.
İlkokulun erken dönemlerinde tespit edilen ve iyi bir eğitimci ile bireysel çalışmalar yürüten çocukların yaşıtlarını yakalayabileceklerini öğrenme güçlüğünün belirtilerinin de kaybolacağını ifade eden Döner, şöyle devam etti:
“Öğrenme güçlüğünün tedavisi bireyseldir. Birçok faktör bu bireysel durumda rol oynar. Çocuğun yaşı, zeka düzeyi, ne zaman fark edildiği, yaşıtlarıyla farkının ne kadar açıldığı, kaçıncı sınıfta olduğu, ailenin evde ne kadar destek sunacağı ve alacağı bireysel eğitimin kalitesi, ek başka bir gelişimsel sorunun olup olmadığı (dikkat eksikliği vb.) gibi çok sayıda faktör rol oynar.
Ancak yaşıtlarıyla farkı çok açılmamış, ilkokulun daha erken dönemlerinde tespit edilen ve iyi bir eğitimci ile bireysel çalışmalar yürüten çocukların neredeyse tamamı yaşıtlarını yakalarlar ve öğrenme güçlüğünün belirtileri kaybolur. İlerlemiş yaştaki ve yaşıtlarıyla farkı çok açılmış olan çocuklar da ise okuma yazma yine kazandırılabilir ancak yaşıtlarını yakalamaları daha uzun zaman alır.”