Bilim adamları, insan derisinin, ultraviyole ışığı algılarken, gözün karanlıkta kullandığına yakın bir sistemle hareket ettiğini buldu. Alman Aerztezeitung gazetesinin haberine göre, deri, bu sistem sayesinde saniyeler içerisinde deri hücrelerinin, enerjisi yüksek ultraviyole ışınına maruz kalıp kalmadığını tespit edebiliyor. İhtiyaç durumunda deri hemen gerekli önlemleri alıyor, bu çerçevede koyu renk melanin pigmentini üretiyor.
Bugüne kadar, bu pigmentin, DNA’nın hasar görmesi üzerine, en az 12 saatte ortaya çıkan bir tepki olduğu düşünülüyordu. Ancak yeni bulunan mekanizma, çok hızlı devreye giriyor.
Klasik bronzlaşma tepkisi, ultraviyole ışınının kısa dalgalı ve daha fazla enerji içeren ultraviyole B (UVB) ışığına karşılık oluşuyor. UVB hücrelere giriyor ve DNA’ya zarar veriyor. Buna tepki olarak zincirleme bir reaksiyon sonucunda melanin üretimi artıyor ve deri, güneş ışığına maruz kaldıktan birkaç gün sonra bronzlaşıyor.
Bilim adamları, derinin anında tepki vermesinde ise rodopsin proteininin rol oynadığını tespit etti.
İnsan derisinden alınan melanosit hücrelerini laboratuvarda, güneşlenirken alınan kadar ultraviyole ışığa maruz bırakan bilim adamları, bir çeşit A vitamini olan retinol maddesinin de bulunması halinde melanositlerin derhal melanin üretimine başladığını gördü. Bu sonuç ışığında, karanlıkta insan gözünün görmesini sağlayan opsin proteinlerinin devrede olduğunu anlayan bilim adamları, ayrıntılı testlerde, aynı gözdeki gibi rodopsinin varlığını saptadı.
Bilim adamları, rodopsin sayesinde derinin “görebildiğini” bildirdi. Ultraviyole ışınının rodopsine ulaştığında oluşan zincirleme reaksiyon sonucunda melanin üretildiği, ancak bunun miktarının, DNA’nın hasar görmesi sonucu oluşan melanin miktarından daha az olduğu saptandı. Bilim adamları, sonuçların dikkate alınarak daha etkili güneş koruyucu kremlerin üretilebileceğini belirtti.