Endişe Hali (Anksiyet) Nasıl Teşhis Edilir ve Tedavisi


Endişe Hali (Anksiyet) Nasıl Teşhis Edilir?

Daha önce de anlatıdığı gibi, endişe psiki­yatrik bir rahatsızlığın belirtisi olabilir. Bu has­talıklar konusunda karar verebilmek için dok­torunuz birçok soru soracaktır.

Endişe halini sadece fiziksel kontrolle anla­mak güçtür. Çünkü endişe genellikle vücudun herhangi bir bölümünde ya da organlarda bir anormallik oluşturmaz. Daha öncede bahsedil­diği gibi, herhangi bir kalp rahatsızlığı olmadan kalp atışı yüksek ve soluk alma hızlı olabilir. Bu nedenle, zihinsel rahatsızlıklarınızı ya da kar­maşalarınızı tanımlamak, endişe halinin teşhi­sinde kritik bir önem taşır. Doktorunuza kafa­nızdaki karmaşayı, şüphelerinizi ve diğer belir­tileri tüm açıklığıyla ve herhangi bir konuda te­reddüt etmeden anlatmanız önemlidir. Doktorunuza yeterince açıksözlü davranmazsanız doğru teşhiste bulunması çok zor olacaktır.

Doktorunuz bazı laboratuar incelemeleri is­teyerek kalp hastalığı, tiroid bezinin fazla ça­lışması, orta kulak hastalığı gibi rahatsızlıkları eleyecektir.

Endişe Durumunun Tedavisi Nedir?

Endişe halinin tedavisi konusunda dört te­mel yaklaşım vardır.
Bunlar;
Psikoterapi,
Gevşeme terapisi,
Meditasyon ve
İlaçlardır.

Psikoterapi: Bu terim çok sayıda zihin­sel ve duygusal rahatsızlığın, fiziksel ve ilaç tedavileri dışında psikolojik teknik­lerle tedavisini içerir. Endişe halinin teda­visi için iki temel psikoterapi yöntemi vardır. Bunlar kavrayış (insight) psikoterapisi ve destekleme (supportive) psiko­terapi siök.

Kavrayış psıkoterapisi, (a) ailenizle, arka­daşlarınızla ve iş çevrenizle ilişkilerinizin dengesi, (b) tedavi için motivasyon ve (c) hayatın güçlükleri ile baş edebilme gücünüzü etkileyen iç benliğinizin gücünün be­lirlenmesini kapsar. Doktorunuz, öncelikle bu tedaviye cevap verip vermeyeceğiniz konusunda kapasitesinizi ölçmeye çalışır. Eğer sorununuz özel ve bazı konularla il­giliyse, kısa süreli bir tedaviyle iç problemlerinizden kurtulursunuz ve doktoru­nuz temelde yatan sorunları çözmenize . yardımcı olur. İç karmaşanın olmaması endişe belritilerini hafifletir. Eğer endişe halinin altında yatan nörotik zorluklarsa, psikoanaliz ya da benzeri uzun süreli te­davi gerekebilir.

Destekleyici psikoterapi: Doktorunuzla sorunlarınızı tartışmanızı kapsar. Dok­torunuz size gerçekdışı korkularınız hak­kında güven verecek ve sizi endişeye yol açan koşullarla yüzleşmeniz için destek­leyecektir. Destekleyici psikoterapi sade­ce endişeyi tedavi etmez, aynı zamanda endişeye yol açan koşulları da anlamaya ve stresi azaltmak için bunları değiştir­meye çalışır.

Gevşeme terapisi: Doktorunuzun öne­rilerini kabul eder ve uygularsanız gevşe­me teknikleri faydalıdır. Doktorunuz size özel gevşeme teknikleri öğretebilir. Baş­langıçta bu teknikleri doktorunuzla bir­likte yapmanız ve her ikinizinde bu tek­nikleri doğru uygulayacağınıza inanma­nız önemlidir. Bu gevşeme tekniklerini günlük alışkanlık haline getirmeniz ve uygulamanız gerekir. Ne zaman iç gerili­miniz artarsa ya da endişeye yol açan koşullarla karşı karşıya kalırsanız bu pra­tikleri uygulamalısınız.

Meditasyon: Dini ritüellerle ilgili olma­yan basit meditasyon teknikleri ya da transandantal meditasyon endişe belirti­lerini azaltmaya yarayacaktır. Pek çok araştırma, meditasyonun vücudun istem-dışı hareketlerinin (kalp atışı, solunum, sindirim vs.) optimum seviyede olmasına yardımcı olduğunu göstermektedir.

İlaçlar: Doktorunuz endişe belirtileri için antidepresan ya da mutedil sakinleştirici­ler önerebilir. Sakinleştiriciler endişeli ya da üzüntülü insanların, bilinçlerini etkile­meden sakinleşmelerine yardımcı olur. Antidepresanlar, sinir sitemindeki kimya­salların dengesini kurarak depresyonun etkisini azaltır. Aşağıda endişe halinin yönetimi için kullanılan birkaç ilaç detay-landırılmıştır.

Benzodiazepinler: Tranquillizersların bu grubunda birçok ilaç vardır. Diazem bu gruptaki ilaçlardan biridir. Etkili bir ilaçtır, midede çok hızlı emilir ve onbeş yirmi dakika içerisinde etkilemeye başlar. Ancak etkisi, alındıktan sonra bir iki saat sürer. Diazem iğnesinin emilimi çok ya­vaştır, bu nedenle çok kullanılmaz. Bu gruptaki bir başka ilaç, Lorazepam’ın emilimi yavaştır; en yoğun etkisi iki saat sonra görülür. Diazem iğnesinin tersine, lorazepam etkisini çok hızlı gösterir. Benzodiazepinlerin en çok görülen yan etkileri, özelikle başlangıç aşamasında yorgunluk ve uyuklamadır. Bu nedenle bu ilaçları aldıktan sonra araç kullanma­manız ve tehlikeli makinalarla çalışma­manız gerekir. Benzodiazepinler özellikle üç aydan uzun süre sürekli kullanılırlara bağımlı­lık yaratırlar.
.Hamilelik ve emzirme dönemlerinde be­beği olumsuz etkileyebileceği için kulla­nılmaması gerekir. Kutu 2, benzodiaze-pinlerin bırakılmasının ilkelerini ve semp­tomlarını gösterir.

Alprazolam: Son zamanlarda bu ilaç endişenin ve diğer bazı zihinsel rahatsız­lıkların tedavisi için çok yoğun kullanıl­maya başlandı. Endişe ile ilgili etkileri benzodiazepinlere benzer, ancak alpra-zolam’ın daha az yan etkileri vardır, ör­neğin uyku hali yaratmaz. Bu da bağım­lılık yaratan bir ilaçtır.

Buspirone: Bu endişe tedavisinde kulla­nılan yeni ilaçlardandır. Etkileri diazemle benzer olsa da, buspirone alışkanlığa ya da bırakınca belirtilerin geri gelmesine neden olmaz. Çok yavaş etki eder ve etkişi normalde 3-4 hafta sonra görülme­ye başlanır. Bu nedenle Buspirone kronik endişe için önerilir.

Yapılan birçok araştırmayla, endişenin tanısında ve tedavisinde kullanılan ilaç­larda çok hızlı değişiklikler olmaktadır. Bu nedenle kendi kendinize ilaç almak­tan kaçınmalı, doktorunuzun önereceği ilaçları kullanmalısınız. Ayrıca unutmamak gerekir ki ilaçlar en­dişe semptomlarını geçici olarak ortadan kaldırabilirler, ancak tamamen tedavi edemezler. Bu nedenle endişeye yol açan problemleri ve koşulları zihin sağlı­ğı uzmanına danışmanız gerekir. Stres ve karmaşayla ne kadar süreyle uğraşa­cağınız, endişeye yol açan nedenlerin te­mel nedenleri bulmak için harcayacağı­nız zamandan bağımsızdır.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.