Son dönemlerde herkes vücudunun çeşitli bölgelerine gerdirme, büyütme, küçültme, doldurma ya da yağ aldırma gibi operasyonlar yaptırıyor. Bu estetik çılgınlığını neşter altına yatırıyoruz.
Tüm televizyon kanallarında, yazılı basında, estetik operasyonlarla ilgili haberlerin önlenemez yükselişi kendimize yeniden bakmamız gerektiğini gösteriyor. Füze gibi göğüsler, yay gibi kaşlar, doldurulmuş dudaklar artık her yerde! Estetik cerrahide 1997’den beri yüzde 118 oranında bir artış görülüyor. Amerika’da yapılan araştırmalara göre bu oran son yıllarda yüzde 17 oranında artmış durumda. Artan estetik çılgınlığının nedeni gün geçtikçe daha genç olma arzusu. “Beauty Battle” (Güzellik Savaşları) ve “America’s Cosmetic Doctors and Dentists” (Amerika’nın Kozmetik Doktorları ve Diş Hekimleri) adlı kitapların yazarı Wendy Lewis estetik cerrahinin geldiği nokta ile ilgili olarak şunları söylüyor:
“40’larda ve 50’lerde kadınlar estetik operasyonlara sadece kırışıklık ve sarkma gibi durumlarda başvuruyorlardı. Son dönemde 18 yaşındaki kızlar bile göğüs estetiği yaptırmak istiyorlar. Göğüs estetiği istemelerinin nedenini ise okullarındaki çoğu kızın büyük göğüslü olmasına bağlıyorlar.”
Estetik cerrah Stephen Greenberg ise, “Genç kızlar yaşlanmanın önüne geçebilmek için estetik operasyonlara sıcak bakıyorlar. İlk kırışıklıkta operasyon için ofisime gelenler bile oluyor” diyor. Acaba mükemmel beden arayışı oyuncak bebek gibi kadınlar ortaya çıkarıncaya kadar devam edecek mi?
New York’lu estetik cerrah Peter B. Fodor, “Güzelliğin belli bir standardı yoktur, bu durum normal değil” diyor. Estetik cerrahi giderek amacından sapıyor olabilir mi? Tehlike çanları mı çalıyor?