Fobi, phobie
Fobi her hangi bir nesneden bir durumda aşırı korkma halidir. Fobinin iki önemli türü mevcuttur.
1-) Sosyal fobi
2-) Spezifik fobi
3-) Agora fobi (yer korkusu)
Bunlardan agora fobi: Burada kişi evden uzakta insanların içinde olmaktan korkma spezifik fobi ise kişinin her hangi bir nesneden (asansör, yılan, örümcek vb.) korkması ve sosyal fobi ise kişinin insanlardan aşırı korkması veya utanması vede kendini sürekli gözleniyormuşgibi hissetme halidir.
A-) Sosyal fobi:
Sosyal fobi kişinin başka insanlarla karşılaşmak ve gözgöze gelmekten sürekli, sınırsız duygusal bir korku altında kalma ve başkalarının sürekli konturol ve değerlendirmesi altında olduğunu hissetmesidir. Yabancıların bir üstün (şef vb.) veya karşı cinsin kötü değerlendirme yapabileceğini düşünerek korkma, utanma, toplum içinde yemek yiyememe gibi durumlar.
Sosyal fobi rahatsızlığı olan şahıs korku içindedir, sürekli başkalarının alay edeceğinden şüphelenme ve beceriksiz davranarak gülünç olacağını düşünme halidir. Kişi başkalarının bahmasından korkar, zira sinirli durumunun fark edileceğini vehmeder. Negatif duygulardan korkar, özelikle yalnız kalınca başkalarının istemediği, aptal yerine konduğunu zannederler ve korkarlar.
Münasebetlerinde (ilişkilerinde) özğürlüğünü kaybetme korkusu veya kabuledilmeme duygusu korkusu ve kendi durumunun başkası tarafından anlaşılacağı korkusunun uyanması. Fobili kişi korkudan kendi negatif yönlerinin ortaya çıkmasından korkar. Bu nedenle insanlarla münasebetlerinde kendinin, tanınıp bilinmesini istemez ve özeliklerini saklar.
Sosyal fobiyi insaanlardan korkma diyede tarif edebiliriz, fakat burada kalabalıklar içinde iken değilde küçük gruplar halinde iken insanların dikkatli kişinin üzerinde olduğu zaman ortaya çıkan korkudur. Sosyal fobi diğer psikolojik rahatsılıklara göre dikkat çekmeyen bir durumdur. Bazı psikoojik rahatsızlıklar ya gizli, gizemli, şüpheli, şarlatan veya şamatacı şeklinde kendini gösterir.
Sosyal fobi utangaçlık kelimesi ile birbirine o kadar içiçedirki, bazen sosyal fobiye aşırı utangaçlık denildiğide olur. Utangaçlık denince akla kişinin kendine güveni olmaması şeklinde alğılanır. Utanğaç insanlarda başkalarının kendi üzeründeki degerlendirme ve karrarlarına önem verirler. Bazı utangaçlar gerektiğinde ve zor durumlarda utangaçlığı bırakabilirler.
Sosyal fobili kişilerse korkuya sebep olabilecek her durumdan kaçınırlar. Bundanda sosyal fobiye utangaçlığın bir sonraki aşaması diyebiliriz. Sosyal fobisi olanlar dernek ve cemiyetlerdeki toplantılara katılamazlar, sportif faliyetlerde görev alamazlar, yani her türlü sosyal faliyetler mümkün oldukca uzak dururlar.
Sosyal fobini belirtileri (semptom):
Fobili kişi katılmak zorunda olduğu toplantıda büyuük korkular ve çok kuvvetli vücut reaksiyonları yaşar. Bunlardan bazıları:
1-) Aşırı terleme
2-) Kramplar
3-) Kızarma
4-) Kalp çarpıntısı
5-) Konuşma anormaliklari
6-) Baş ve mide ağrısı
7-) Nefes darlığı
8-) Titreme
9-) Telaşlı davranışlar gösterir
Agora fobikli kişi herhangi bir durum veya nesneden korkarken, sosyal fobi insanların insanların gözetiminden korkar. Sosyal fobisi olmayan kişilerin insanlardan veya neslerden korkmadığı söylenemez. Yani normal sağlıklı insanlarda diğer insanlardan çekinir veya nesnelerle (karanlık, yılani örümcek) karşılaşırsa heycanlanır.
Fobisiz kişi heycanını konturol eder, başkalarına karşı gülünç duruma düşmemeye çalışır, oysa bu normal davranıştır. Fobisiz kişi herhangi bir durumla (imtihan vb. ) karşılaşınca heycanlanır ve durum sona erince rahatlar. Sosyal fobili ise örneğin imtihandan korktuğu gibi, imtihandan sonrada korkusu devameder ve başkalarını bu durum karşısında nasıl davrandığını öğrenmeye çalışır.
Sosyal fobilerin sebepleri:
Sosyal fo0bi çocukların okula başlama çağlarından başlar ve erginliğe kadar yavaş yavaş gelişir ve hatta erginlik çağından sonra gençlik çağına kadarda devameder ve 18-20 yaşından sonrada çok değişmez. Bunun sebebinin genelikle anne ve babanın çocuklarını yanlış eğitmelerinden kaynaklanmaktadır. Çocuğun kendi gelişimini engeliyerek onu sürekli yönlendirmeye çalışmak, sonunda çocuğun kendine güvenini kaybetmesidemektir.
Buna ilavetten:
1-) Çocukluğunda geçirdiği herhangi bir rahatsızlık nedeniyle oluşan şuuraltı korkular.
2-) Çocukluğunda yaptığı yanlışlardan dolayı cezalandırılma korkusu
3-) Sosyal çevreye uyamama korkusu
4-) Toplum kuralları ve yetişmetarzı nedeniyle suçluluk duygusu varsa
Sosyal fobi erkeklerde kadınlara göre daha çok görülmekte gençlerin % 8?inde ve genelikle müzikle ugraşan sanatcılarda görülmektedir.
Sosyal fobinin tedavisi: Sosyal fobili şahıslar hasta olduklarına inanmamakta ve bu nedenlede tedaviyi kabullenememektedirler. Tedaviyi kabullenenlerde artık çok geç tedaviyi kabulendiklerinden tedaviler çoğunlukla eksiksiz olmaktadır. Sosyal fobi kişilerle psikologların birebir ilgilenmelesi ve toplumsal yaşama hazırlanması gerekir. Doğal ilaçlardan: Kava-kava-, kılıçotu-, lavendel-, çarkıfelek-, oğulotu preparatları veya Gökçek İksiri bu tür rahatsızlıklara karşı etkilidir.
Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.