Sabri Ülker Vakfı’nın yürüttüğü Harvard Sabri Ülker Merkezi araştırma ekibi, hücrede kolesterol seviyelerini güvenli bir aralıkta tutmayı sağlayan, “metabolik koruyucu” adını verdikleri Nrf1 molekülünü keşfetti. Bu buluşla bilim dünyasının son dönemde maksimum ses getiren çalışmalarından birine imza atıldı.
Nrf1 proteininin hücreli içinde kolesterol mekanizmasındaki fonksiyonu ve moleküler çalışma mekanizması, Sabri Ülker Merkezi’nde 2017 yılında açılan ve hücre yapılarını en ince ayrıntısına değin inceleyebilme imkanı sunan Görüntüleme Merkezi’nin de imkanları ile çözüme kavuştu.
Çalışma dünyanın önde gelen bilimsel dergisi Cell’de 16 Kasım 2017 tarihinde yayınlandı. Buluşun toplum sağlığının geleceğine menfaat sağlayacak olmasından ötürü büyük mutluluk duyduklarını ifade eden Ali Ülker, “Bilimsel çalışmalar uzun vadelidir. Alanının en önde gelen prestijli akademilerinden, gerekli donanıma ve araştırma kültürüne sahip olan Harvard Üniversitesi’nde, bir Türk profesörü destekleyerek fazla dürüst bir meslek yaptığımızı bir defa daha anlamış oluyoruz. Biz, 2014 yılında bu desteği yaparken, toplum sağlığının geleceğine üstünlük sağlayacağımızı ümit etmiştik. Prof. Hotamışlıgil’in özellikle metabolizma ve gıda konusundaki araştırmaları ilgimizi çekmişti. Bugün kısa sürede elde edilen başarılar bu ümidimizi daha da güçlendirmekte. Yıldız Holding’in bütün bu çalışmalarda beklentisi manevi olup, umulur ki bu incelemeler bir gün toplumda daha sağlıklı bireyler için tıbbi çözümlere dönüşür” dedi.
Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil
KORUYUCU MOLEKÜL KOLESTEROL İLE SAVAŞACAK
Nrf1 olarak bilinen bu protein, hücresel içindeki kolesterole karşı sağduyu yapısıyla, hücreli içinde kolesterol seviyelerinde meydana gelen değişiklikleri kutup olarak algılayıp tepki veriyor. Kolesterol emin bir düzeyin üstüne ulaştığında uç olarak Nrf1 molekülüne bağlanarak çok yönü olan bir savunma programının harekete geçirilmesini sağlıyor ve organları muhtemel tahribata karşı koruyabiliyor. bu nedenle Nrf1 molekülü kolesterol metabolizmasının bozulduğu pek fazla hastalıkta potansiyel yeni ve etkili çare hedefi özelliği taşıyor.
Yeni keşifle ilgili olarak büyük heyecan duyduklarını bildiren Sabri Ülker Merkezi Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil, “Hücrelerin kolesterol düzeylerini tamamiyle nasıl algılanıp kontrol edebileceği konusundaki anlayışımızda beceriksiz olan kayda değer bir parçayı ortaya çıkardığımızı düşünüyorum. Bu parça kolesterol düzeylerini dengelenmek için yaşamsal ağırlık taşıyan sistemin, yani moleküler bir ‘yin-yang’ sisteminin kritik bir parçasını oluşturuyor. Bu keşfi, bilim için kendi kariyerimdeki en kayda değer katkı maddesi olarak görüyorum. Daha önce hücresel bazında kolesterolün düşük olduğuna sinyâl edecek mekanizma keşfedilmişti. Fakat bizim yaptığımız araştırma gözenekli olan içindeki kolesterol seviyesi yükseldiği süre da hücrenin bunu dengede tutmak için gerçekleştirdiği algı ve savunma mekanizmasını ortaya çıkardı” dedi.
KOLESTEROL: İKİ UCU BARIZ BIÇAK
Hücresel zarlarının inşası ve idamesi için bir inşa taşı olan kolesterol önemli fonksiyonel aracıların sentezi ve hücre faaliyetleri için zorunlu bir molekül. Dolayısıyla organizma belirtilmiş düzeyde kolesterolün gözenekli olan içerisinde idame ettirilmesine gereksinim duyuyor. böylece kolesterol hem besinlerle yani diyetle açık havada vücuda girmekte, keza de organizma kadar ilk olarak karaciğerde edinmek üzere üretilmekte.
Bilim dünyasının en önemli buluşlarından birine imza atan Sabri Ülker Merkezi Başkanı Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil yeni buluşlarıyla ilgili detayları şöyle anlatıyor; “Kolesterol hücre içinde, elzem olmasına karşın, aynı zamanda en toksik ve reaktif maddelerden biridir. Hücresel içi düzeylerinin yükselmesi de azalması da çeşitli fonksiyonel problemlere ve sağlık sorunlarına yol açar. Bunu iki ucu keskin bıçak olarak açıklama edebiliriz… Hücresel içerisinde kolesterol azalmaya başladığı süre hücreli alarm verir ve ardından kolesterol sentezini başlatan bir mekanizma devreye girer. Kolesterolün azalmasına karşısında devreye giren düzenleyici mekanizmanın açığa çıkarılması 1985 yılında Nobel ödülüne değerinde bulunmuş ve mevcut tedavi araçlarının geliştirilmesinde anahtar rol oynamıştır. Ama bugüne dek hücredeki kolesterol miktarı yükseldiğinde bunu yelken direği olarak algılayıp bir alarm ve savunma sistemini harekete geçiren mekanizma az önce keşfedilmemiş idi. Yükselmiş kolesterol, gözenekli olan seviyede daha da tehlikeli olup, toksisite, inflamasyon ve sonuçta hücreli ölümüne değin dışarı giden sorunlara niçin olmakta. bu nedenle hücrenin kolesterol seviyesindeki yükselişe aleyhinde korunması elzemdir; bizim çalışmamız da bu düzenleyici ve koruyucu mekanizmasının keşfini sağladı”
KARDİYOVASKÜLER HASTALIKLAR İÇİN DE YENİ TEDAVİLERİN HABERCİSİ
Kandaki yüksek kolesterolün kardiyovasküler ve dejeneratif hastalıklar ilk önce almak üzere öteki kayda değer sağlık durumu sorunları için manâlı bir tehlike teşkil edebileceği senelerdir kabul görmüş bilimsel bir gerçek. Dolayısıyla gözenekli olan ve organları koruyucu özelliğe sahip bu yeni mekanizmanın keşfinin, kolesterol metabolizmasının bozulduğu öyle fazla hastalıkta yeni ve etkin çare yöntemlerinin önünü açabileceği ön görülüyor.