Kanser ağrısı uyutmayan, depresyona yol açan, yorgunluk, bitkinlikle ortaya çıkan dayanılmaz bir ağrı olduğunu söyleyen uzmanlar, “Kanser olmak her zaman ağrı çekmek anlamına gelmez. Kanser ağrıları en şiddetli ağrılar arasındadır ve yüzde 60 ila 95 arasında tedavi edilebilir. Kanser hastaları hiçbir zaman umutsuzluğa ve ıstıraba terk edilmemeli ağrı tedavisi bu hastaların en doğal hakkıdır” açıklamasını yaptı.
Uzmanlar, “Kanser ağrılarının şiddeti, algılanması ve seyri her hastada aynı değildir. Aynı tür tümör ve evre kanserlerde bile ağrı aynı şeklide algılanmaz bu hastadan hastaya değişir. Kanserin yayılımı, evresi, tümörün cinsi gibi faktörler de hastaların ağrıyı farklı yaşamalarında oldukça etkilidir. Kanser hastalarında hem akut hem de kronik ağrıya rastlanır. Akut ağrının tanımı kolaydır ve nedenin tedavisi ile kolaylıkla ortadan kalkabilir. Kronik ağrı çoğu kez nedenin tedavisi ile geçmez. Bu hastalarda kişilik, hayat tarzı ve fonksiyonel yetenekte anlamlı değişiklikler olur. Tümörün hızla çoğalarak normal dokuları tahrip etmesi sonucunda ortaya çıkan hem kanserin erken döneminde hem de ileri döneminde görülen meme prostat, yumurtalık ve rektum ağrıları akut ağrıdır. Kanserin ileri evresinde metastazlar sonucu ortaya çıkan omurga ve kalça kırıkları ve bağırsak tıkanıklığı da akut ağrı şeklindedir. Tümör cerrahisi, kemoterapi ve radyoterapi sonucu ortaya çıkan ağrıda akut ağrı şeklindedir” diye konuştu.
“METASTAZLA BİRLİKTE AĞRI ARTAR”
Kronik ağrının hastalığın ilerlemesine bağlı gelişebileceğine dikkati çeken uzmanlar, “Tümörün yayılmasıyla ağrının şiddeti artar. Psikolojik faktörler ön plana çıkmaya başlar. Nedenin tedavi edilemediğini görerek ağrı tedavisine başlamak seçilecek en iyi yoldur. Ayrıca kronik ağrı kanser tedavisine bağlı olabilir. Cerrahi sonrası iyileşmeyen insizyona bağlı kronik ağrı sendromu, postoperatif nöropatik sendromlar, radyoterapi ve/veya kemoterapi sonrası çeşitli ağrı sendromları görülebilir. Kronik ağrıların en sık rastlanan sebebi kemiklere olan metastaz sonucu ortaya çıkar ve akciğer, meme, böbrek, prostat ve tiroit kanserlerinde görülür. Hareketle artan sürekli bir ağrıya sahiptirler ve ağrı geceleri daha fazla olmak üzere künt, sızlayıcı veya derin, bıçak saplanması, batma tipindedir. Kas krampları ve çekilme tarzında ağrılarda görülebilir. Sinirlere ve omuriliğe yayılması sonucu sürekli yanıcı veya aralıklı bıçak saplanması şeklinde ağrı ortaya çıkar. Bu bölgede uyuşma ve karıncalanma ve kas gücü kaybı ortaya çıkar” açıklaması yaptı.
“GEÇMEYEN AĞRI KANSER BELİRTİSİ OLABİLİR”
Uzmanlar, kanser belirtisi olan ağrıları ise şu şekilde açıkladı: “Kanserlerin ilk belirtisi ağrı olabilir. Ancak yumurtalık kanseri, rahim ağzı kanseri, birincil beyin tümörleri ve meme kanseri ağrıya yol açmadan ortaya çıkabilirler. Bazı kanserler ise ağrı ile belirti verebilir. Kemik kanserleri, kemik ve eklem ağrılarıyla, pankreas kanseri ise kuşak tarzındaki ağrısıyla, karin içerisindeki organ kanserleri ise karın ağrısı ile rektum (son bağırsak) kanseri ise makatta özel bir ağrıya yol açarak ağrı ile belirti veren kanserlerdendir. Yine sırt ağrısı akciğer kanserinin, baş ağrısı ise beyin tümörlerinin belirtisi olabilir. Ani başlayan, keskin, daha önce yaşanan ağrılardan çok daha şiddetli, hiç ara vermeden devam eden ağrı, basit ağrı kesicilerle geçmeyen ağrılar kanser belirtisi olabilir. Bu tip ağrılarda kişi hekime müracaat etmelidir. Ağrıyla birlikte bulantı, kusma, zayıflama, kabızlık, kansızlık, terleme makattan kan gelmesi, halsizlik, iştahsızlık gibi şikayetler varsa acele edilmelidir.”
“HER TEDAVİNİN AĞRISI FARKLIDIR”
Kanser tedavisinde her tedavi türünün kendine özgü yan etkileri bulunduğunu söyleyen uzmanlar, sözlerine şöyle devam etti: “Kanserin ameliyatla alınması, ameliyat alanında ağrıya neden olabilir. Ameliyat sonrası ağrının çoğunun ameliyat sırasında meydana gelen sinir hasarıyla ilgili olduğu düşünülmektedir. Bir uzvu veya göğsü çıkarılmış kişiler, uzuv veya göğüs hala varmış gibi ağrı hissedebilirler. Radyasyon tedavisi de ciltte kızarıklığa ve yanma hissine neden olabilir. Radyasyonun vücudun hangi kısmına uygulandığına bağlı olarak ishal, ağız yaraları veya yorgunluk gibi başka sorunlara neden olabilir. Işın tedavisine bağlı bağırsak iltihabı ışın tedavisi sonrasında yüzde 2 ila 10 sıklığında gözlenir. Işın tedavisinden 3 ay-30 yıl sonra ortaya çıkabilir. İshal, kanlı dışkı, karında kramp tarzında ağrılar ve sürekli ıkınma hissi vardır. Işın tedavisine bağlı omurilik hasarı geçici veya kalıcı olarak görülebilir. Geçici tip boyun hareketleriyle ortaya çıkar. Kalıcı tipte ise ağrı şiddetlenerek süreklilik kazanır. Kemoterapinin yan etkilerinde ise mide bulantısı, yorgunluk, enfeksiyon, saç dökülmesi ve sinir ağrısı görülebilir. Akut veya kronik olarak görülebilir. Kemoterapide kullanılan yüksek kortizonun birden kesilmesinden dolayı steroid pseudoromatizması dediğimiz yaygın kas ve eklem ağrıları ile kendini belli eden bir tablo ortaya çıkabilir. Ayrıca uzun süreli kortizon kullanımına bağlı kol ve bacak kemik uçlarında hassasiyet omuz ve kalçada hareketle şiddetlenen künt ve sızlayıcı ağrı ortaya çıkabilir.”
“KANSER AĞRILARI TEDAVİ EDİLEBİLİR”
Uzmanlar, “Kanser ağrısı uyutmayan, depresyona yol açan, yorgunluk, bitkinlikle ortaya çıkan dayanılmaz ağrılardır. Kanser olmak her zaman ağrı çekmek anlamına gelmez. Ancak ağrı yaşayanlar için bunu kanser olmanın normal bir parçası olarak kabul etmek zorunda değilsiniz. Bu ağrıların mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Her kanserli hasta ağrı çeker anlayışı yanlış bir anlayıştır. Kanser hastaları hiçbir zaman umutsuzluğa ve ıstıraba terk edilmemeli. Kanser ağrısını kontrol etmenin birçok farklı yöntemi vardır. Acı çekmediğinizde, daha iyi uyuyabilir ve yemek yiyebilir, aileniz ve arkadaşlarınızla birlikte olmanın tadını çıkarabilir, işinize ve hobilerinize devam edebilirsiniz. Ağrınız olduğunda doktorunuza ve hemşirenize söyleyin, çünkü ne kadar ağrınız olduğunu yalnızca siz bilirsiniz, sizi bir ağrı uzmanına yönlendirebilir. Kanser ağrıları en şiddetli ağrılar arasındadır ve yüzde 60 ila 95 arasında tedavi edilebilir. Tedavi edilebilir ağrıların yaklaşık yüzde 80’i kolay, yüzde 20’si de zor kontrol edilebilen türden ağrılardır” ifadelerini kullandı.
“AĞRI POMPALARI, SİNİR BLOKLARI UYGULANABİLİR”
Uzmanlar, “Ağrıyı hafifletebilecek girişimsel prosedürler ve cerrahi tekniklerin yanı sıra birçok ilaç ve kanser tedavisi ve bunları uygulama yolları vardır. Ağrı kontrolü, kanser tedavisinin de bir parçasıdır. Hastanın doktorundan ağrısını kontrol etmede en etkili olan metodun ne olduğunu öğrenmesi hakkıdır. Kısaca hastanın ağrı kesici isteme hakkı vardır. Kanser ağrılarında medikal ve girişimsel olmak üzere iki tür tedavi vardır. Medikal tedavide ağrı kesici ilaçları kullanıyoruz. Girişimsel işlemler ise ağrını iletilmesinden sorumlu sinirlerin bloke edilmesini sağlayan sinir blokları, ağrı kesici ilaçların verildiği port pompa sistemleri, kordotomi dediğimiz ağrının beyne iletilmesini sağlayan ağrı yollarının radyofrekans ile tahrip edilmesi, bazı cerrahi yöntemler, kemoterapi ve radyoterapi sayılabilir” diye konuştu.