Çanakkale’de yaşayan diyaliz hastası pratisyen hekim, 7 yıl önce kadavradan nakledilen böbreği vücudu kabul etmeyince, bu kez kardeşinden nakledilen organla yaşama tutundu.
Kızının doğumu sırasında gebeliğe bağlı olarak gelişen ve hipertansiyona yol açan “HELLP sendromu” hastası pratisyen hekim İlkay Kılıçlar’a böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. 11 yıl boyunca bu şekilde hayatına devam eden Kılıçlar’a 2007’de kadavradan böbrek nakledildi.
Bu nakille umutlarını artıran Kılıçlar’ın sevinci 4,5 ay sürdü. Nakil sonrası gözetim altında tutulan Kılıçlar, vücudu böbreği kabul etmeyince diyalize girmeye başladı. 8 yıl uygun böbrek nakli için çalmadık kapı bırakmayan Kılıçlar’a doktorlar tarafından PRA (panel reaktif antikor) değerlerinin pozitif olması nedeniyle vücudunun başka bir organı kabul edemeyeceği söylendi.
Kılıçlar, umudunu yitirmeye başladığı dönemde, Çanakkale’de eczacılık yapan kız kardeşi Nilay Gökhan’ın böbreğini vermek istemesiyle umutları yeniden yeşerdi. İstanbul’daki özel hastanede yapılan tetkiklerde, böbreğin Kılıçlar’a nakledilebileceğinin belirlenmesi üzerine, 1 Temmuz’da 5 saatlik operasyonla nakil işlemi gerçekleştirildi.
“KIZ KARDEŞİM BANA İKİNCİ KEZ YAŞAMA ŞANSINI VERDİ”
Kız kardeşinin böbreğiyle normal yaşantısına dönen Kılıçlar, gazetecilere yaptığı açıklamada, kardeşinin yaşadıklarını yakından takip ettiğini söyledi.
Kılıçlar, şunları kaydetti:
“Ablam, ablacığım böbreğimi vermek istiyorum’ dedi. PRA değerlerim pozitif olduğu için son ana kadar bu kararı düşündük. 8 yıl sonunda nakil bize son çözüm gibi geldi. Canım, bir tanem, kız kardeşim bana ikinci kez yaşama şansını verdi. Önce Allah nasip etti. Rabbimin nasibi kadar her şey bu dünyada geçerlidir. Ardından kız kardeşim bu büyüklüğü gösterdi. Kardeşim çok büyük bir kahramanlık gösterdi.”
Kılıçlar, 8 yıl boyunca diyalize bağlı yaşamanın ardından sağlığına tekrar kavuştuğunu ifade ederek, “Su içmek inanılmaz güzel bir duyguymuş. 8 yıl sonra zorunlu olarak 2,5 litre su içiyorum. İnanılmaz duygular içindeyim. Meyveyi çok severdim. Şimdi bile ‘korkudan bir şey olacak’ diye yiyemiyorum. Hücrelerin öğrendiği şekilde beyinde bir şeyler öylece kalıyor. İnşallah ben de herkes gibi beslenmeye alışacağım” diye konuştu.
Gökhan ise ablasının çok sıkıntılı bir süreç geçirdiğini dile getirerek, “Eski günlerimiz gibi olmasını çok istiyordum, çok şükür, artık eskiye döndük. Tek böbreğimle hiçbir sıkıntı olmadan eskisi gibi yaşayabiliyorum. Hiçbir sorunum yok. Çok büyük mutluluk, büyük bir onur duyuyorum. Hele bir de böbreğimizin uyuşmuş olması, hastanede yaşadığım bütün acıların üstünü örttü” değerlendirmesinde bulundu.