Şişmanlığın giderek salgın halini almasının altında, kolay yaşam biçimi nedeniyle hareket azalması, fazla kalori alımı ve fast food türü yeme alışkanlıklarının artması önemli rol oynar.
Erişkin yaşlarda kilo almaya veya şişmanlığa neden olan başlıca faktörler hareketsizlik ve aşırı beslenmedir. Kadınlar gebelik, emzirme ve menopoz dönemlerinde daha çok kilo alırlar. Tiroit bezi yetmezliği (hipotiroidi), böbreküstü bezinin aşırı “kortizol” üretmesi ve yumurtalıklardaki kistlerle karakterize “polikistik over hastalığı” gibi hormon bozuklukları da kilo alımının önemli nedenleridir.
Evlendikten sonra düzenli yeme döneminin başlaması veya sigarayı bırakınca iştahın artması da kiloyu artıran olaylardır. Aşırı alkol tüketimi, depresyon gibi bazı sosyolojik ve psikolojik sorunlar; emeklilik, uzun yol şoförlüğü gibi meslekler ve gece vardiyasında çalışmak kilo alımında önemli etkenlerdir.
Şişmanlığın Nedenleri
Şişmanlığın ortaya çıkışında ailesel veya genetik nedenler var mı?
Şişmanlığın aileyle ilişkisi olduğu yıllardır bilinen bir gerçektir. Anne ve babası şişman olan kişilerin çocuklarında şişmanlık daha sık görülür. Şişmanlığın oluşumunda kalıtımın yüzde 35-60 oranında rol oynadığı artık bilinmektedir. Anne ve babamızdan aldığımız genetik yük, kilo alımının önemli bir nedenidir. Anne-babanın şişman olması veya şeker hastası bir anneden doğmak da kilo alma açısından risk anlamına gelir. Anne-babası aşırı kilolu çocukların yüzde 80’inde, anne ve babasından biri aşırı kilolu olanların yüzde 40’ında, anne-babası normal kilolu olanların ise yüzde 10’unda erişkin döneminde şişmanlama riski vardır.
Yapılan genetik çalışmalar, anne-babamızdan gelen bazı genetik bozuklukların, kilo alımında Önemli rol oynadığını göstermiştir.
Vücudun kilo almaya karşı yeterince kendini korumadığı, kilo vermeye şiddetle karşı çıktığı ve bu yönde mekanizmalar geliştirdiği ortaya konmuştur. Yani vücut kilo almaya karşı daha toleranslı davranmaktadır. Bu nedenle kilo vermek almaktan daha zordur.