Kırım-Kongo Hastalığı: Kene, ixodes ricinus:
Dünyada bilinen 850 kene türü mevcuttur, bizim yaşadığımız enlem alanında ise sadece 8 türü bulunur ve bunlar erken yaz aylarında menenjit ve ensefalite, yani beyin ve beyin zarı iltihaplanmasına veya borrelioza sebep olur. Odun kenesi diye anaılan ixodes ricinus batı Asya ve Avrupada yaygın olarak yayılmıştır. Odun kenesi ısısrarak değil sokarak taşıdığı virüsün insana geçemsine neden olur. Kene hint baklasına benzediğinden ??ricinus?? diye anılır. Dişi odun kenesi kendi büyüklüğünün 100-200 kadtı kan emebilir, aslında 3-4 mm büyüklüğündedir. Odu kenesini hayvanalrda, geneliklede koyunlarda görülen keneyle karıştırmamak gerekir.
Kırım-Kongo Hastalığı, FSME, erken yaz meningoensefealit:
Odun kenesi taşıdığı virüsle beyin, beyinzarı ve merkez sinir sisteminin iltihaplanmasına sebep olur. Bu hastalık ilk defa 1920?li yıllarda Avusturalyada görülmüştür. Bu hastalık hafif grip benzeri bir şekilde veya sürekli tahribat nedeniyle felç olabilir. Hastanın immün sistemi güçlü ise durumu yavaş yavaş iyileşir veya ölür. Nadirende hastalık hafif geçer.
Enfeksiyon tipik olarak hastada iki fazda görülür:
A-) Enkubasyondan (virüs bulaştıktan sonra ortaya çıkışına kadar geçen süre, kuluçka süresi) 7-14 gün sonra ateşli enfeksiyon görülür.Bu ateşli enfeksiyon 1-8 gün sürer.
B-) Hastalığa yakalananların 1/3?ünde ateşli hastalık devresi başalar ve bu 1-20 gün sürer. Ateş 40 dereceden fazladır ve başağrısı, boyun tutulması, kanın yapısının bozulması gibi karekteristik durumlar görülür. Hastanın durumu organların tahribatına göre üç bölgede görülür.
1-) Beyinzarı iltihaplanması (menenjit)
2-) Beyinzarı ve beyin iltihaplanması (menenjit ve ensefalit)
3-) Menenjit ve ensefalitle birlikte merkez sisnir sistemi iltihaplanması
Hastalık % 5-18 oranında çok ağır geçer ve bunların % 2?sinde ölüm görülür. Tıp alanında bu hastalığa karşı etkili bir ilaç yoktur. Sadece immün sistemini güçlendirmek için TahitianNoni kulanılabilir.
Kene nerelerde saklanır:
Keneler genelikle bahçelerdeki artık maddelerin toplandığı yerde, yani biyoküllüklerde çoğalır. Odun kenesi genelikle ormanların açık yerlerinde ırmak kenarlarında, çalılıklarda, dar, geniş veya iğne yapraklı ağaçlarda yaşarlar. Dinlenmaek için ağaçların altında, parklarda, banklarda, vede pikniklerde otururken enfeksiyona sebep olan odun kenesi kişinin üstüne konar ve kişiyi sokabilir. Odun kenesi çayırlıklar, çalılıklar, ve ağaçların yere en yakın olan yaprklarında yaşarlar ve bu nedenle insanlara çok yakındır. Odun kenesi yetişkin insanlarda genelikle back, kalça ve cinsel organlarda, çocuklarda ise genelikle başta görülür.
Kene nasıl çıkarılır:
Kenenin makas gibi sivri iki çenesini deriye sokarak kan emer. Bazı uzmanlar keneyi deriden çıkarmak için çımbızla kenenin tutlarak sağa veya sola doğu çevrilerek çıkarılacağı iddia edilmektedir. Bu dogru değildir, doğru olan cımbızı derine batırarak çıkarmaktır. Kenenin kafasının koparak içeride kalması tehlikelidir. Zira kenenin taşıdığı virüs ağzındadır ve oradan kana geçer. Bu nedenle keneyi bir bütün olarak dışarı çıkarmak gerekir. Keneyi ezmek veya üzerine yağ dökmek iyi bir metot değildir
Keneye karşı aşı:
İki türlü aşı grubu vardır. Çocuklar ve gençler yani yaşı 16?nin altında olanlar ve yetişkinler olmak üzere iki gruba ayrılır.
1-) Çocuk ve gençler için 0,25 ml
2-) Yetişkinler için 0,5 ml
Aşı yapılınca kişi enfeksiyona karşı korunur, fakat aşı yapılınca kişide kızarma, şişkinlik ve dermansızlık, halsizlik ve ateş görülür. Şayet kişide akut olarak kene ısırması varsa veya enfeksiyona yakalanmışsa o zaman aşı vurmak uygun değildir. Yumurta proteinine karşı allerjisi olanların doktoruna başvurması gerekir. Aşının bozulmaması için +2 ile +8 derecede buzdolabında muhafaza edilmelidir. Aşıyı dondurmak veya yüksek derecede depolama tehlikelidir. Aşı her 3 yılda bir yapılır.
Konakcı hayvanlar:
Kene 100?e yakın hayvanı kışı geçirmek için konaklama aracı olarak seçer ve bunların başında memeliler, kuşlar ve kertenkeleler gelir. Konaklanan hayvanın vücudu virüslere karşı antikor üretir ve böylece kendini kenenin taşıdığı virüse karşı korur. Kene genelikle farelere yapışarak kışı geçirir. İnek, koyun ve keçilerde konaklayan odun kenesi bu hayvanlara virüsü bulaştırır ve bu virüslü hayvanların sütünü içen insanlarda enfeksiyona yakalanır.
Tedavisi:
Kenenin taşıdığı virüse karşı önceden aşı yapılabilir, fakat kene ısırdıktan (soktuktan) sonra aşı yapılmaz. Tedavi için herhangi bir ilaç yoktur, sadece immün sistemini güçlendirmek için çörekotu-, ZYE preparatlar, Gökçek Tonik ve Gökçek İksiri içilebilir. Ayrıca homeopatide ???borrelia nodose?? ismi ile anılan tentür enfeksiyona karşı etkili olduğu iddia edilmektedir.
Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.