ÜRTİKER (Urticaria) deride oluşan, etrafı kızarıklıkla ile çevrili, ortası beyazımsı, büyüklüğü birkaç milimetreden birkaç santimetreye kadar değişen, çeşitli şekillerde olabilen, kaşıntılı ve ödemli (şiş ) plaklardır. Halk arasında “kurdeşen” veya “dabaz” olarak adlandırılır. Dabaz denmesinin sebebi ısırgan otu dalamış gibi derinin kızarıp kabarmasındandır. Kurdeşen aynı ısırgan dalamış gibi kaşıntı yapar. Dudaklarda, göz kapaklarında, genital bölgede ya da vücudun herhangi bir yerinde ödem (şişlik) şeklinde ortaya çıkan şekline ise ANJİOÖDEM adı verilir. Vücudun bazen şurasında bazen burasında önce kaşıntı sonra kabarcıklar oluşur ve 5-20 dakika sonra yok olur. Ve sonra başka yerde yeniden ortaya çıkar. Bazen de kabarcıklar toplu halde bir arada kümeler oluşturur.
Kurdeşen ve Soğuklar:
Kurdeşen nöbetleri değişik şekilde ortaya çıkar. Bazen günlerce sürdüğü gibi birkaç gün sonra aniden de kaybolabilir. Şayet kurdeşen 6 haftadan fazla sürerse kronik bir rahatsızlıktan basedebiliriz. Rahatsızlık 6 haftadan uzun sürerse çok detaylı teşhisler yapılmalıdır. Öncelikle hastanın neden, niçin, ne zaman ve nasıl rahatsızlandığı araştırılmalıdır. Ne soğuk, nede sıcak gibi sebebi bilinemeyen etkenler kurdeşeni azdırabilir. Bazıları bu nedenle bu hastalığa kış hastalığı ve bazıları da soğuk hastalığı derler. Aslında rahatsızlığın soğukla sıcakla ilgisi yoktur.
Kurdeşenin Sebepleri:
Kurdeşeni alerjenler (alerjiye sebep olan etkenler) ve psödoalerjenler (sahte alerjenler) ana faktörlerdir. Alerjenler besin maddeleri, ilaçlar, çiçek tozları (polen), un vs yi sayabiliriz. Besin maddelerinden: Kereviz, ince kabuklu meyveler, fındık, ceviz vs. İlaçlar özeliklede penisilin, çiçek tosu (polen) ve unla temas alerjiyi tetikler. Psödoalerjenlere örnek olarak besin maddelerinden çilek, yemek yağları ve ilaçlardan röntgen de kulanılan maddeleri sayabiliriz.
Alerjenler:
Alerjenler direkt olarak immunglobulin E (İgE) oranını etkiler bu nedenle teşhisi kolaydır. Psödoalerjenler ise İgE oranını etkilemez. Bu nedenle de anlaşılması sordu. Rahatsızlığın sebebi farklı olsa da ortaya çıkışı aynıdır. Sigara, stres ve her türlü enfeksiyon tetikleyicidir. Sarılık, bağırsaklarda tenya, bağırsak bakteri ve mantarları, midede ki halikobakter pylori kurdeşene sebep olabilir. Bağırsak bakteri ve mantarlarının veya halikobakter pylorinin üretmiş olduğu toksik maddeler bağırsaklar tarafından absorbe edilir. Kana geçen toksik maddeler deride kurdeşene sebep olur. Yaz aylarında terleme nedeniyle derideki toksik maddeler dışarı atılır. Sonbahar ve kış aylarında ise terleme olmadığından toksik maddeler deri içinde kalır ve kurdeşen tekrar ortaya çıkar. Bazı uzmanlar bunun kış veya soğuk hastalığı demelerinin sebebi budur.Hastalığın teşhisi:
Hastalığın nedeninin teşhis edilememesinin sebebi bağırsaklardaki bakteri ve mantarların çok yavaş ama sürekli olarak üretmiş oldukları toksik maddelerin kana karıştıktan sonra yavaş yavaş deride yoğunlaşmasıdır. Böbreküstü beseleri kortizon sağlılar ve mastcellein olarak adlandırdığımız an hücrelerde histamin sağlılar. Yani vücudun üretmiş olduğu kortizon ve histamin de oran olarak her zaman bir denge vardır. Bağırsaklardaki bakteri ve mantarların veya midede ki halikobakter pylorinin üretmiş olduğu toksik maddelerden biride histamindir. Bakteri ve mantarların üretmiş olduğu fazladan histamin vücutta fazladan histamin fazlalığı demektir. Vücuttaki fazla histamin damar, broş ve hücreleri sıkar ve sertleştirir. Sertleşen hücre mebranı nedeniyle hücrelere yeterince besleyici madde gitmez. Hücrelerin beyne açız diye sinyal göndermeleri üzerine hücrelere büyümeleri emredilir. Hücreler büyür, fakat hücre membranı çok sert olduğundan içeri geçmemesi gereken maddelerin içeri geçmesine engel olamadığından hücreler bu sefer alerjenlere karşı aşırı tepki gösterir ve alerji ortaya çıkar.Hastalığın Tedavi:
Vücuttaki histamin oranının yükselmesi alerjiye sebep olur. Histaminin dengelenmesi için ya antihistaminik ilçalar verilir veya kortizonlu ilaçlar verilir. Antihistaminik vede kortizonlu (kortikoidler) ilaçların yantesirleri o kadar çoktur ki bunu saymakla bitiremeyiz. Antihistaminik ve kortikoid ilaçlarla tedavi tek tek sivri sinek öldürmek gibidir. Gökçek Tonik ve Gökçek İksirle ise vücuttaki her türlü mikrobun yayılmasında rol oynayan merkez bağırsaklardır. Bağırsaklarda normal olarak 100 trilyon bakteri vardır ve bunların % 98-99’u faydalıdır. Antibiyotikler veya bağırsak enfeksiyonu nedeniyle faydalı bakteriler azalır, zararlı bakteriler ve mantarlar çoğalır. Zararlı bakteri ve mantarların üretiği toksik maddeler kana geçer ve karaciğer bu toksik maddeleri yok etmek için aşırı oranda B-Vitaminleri harcar. Vitamin ve mineral yetersizliği enzim ve protein yetersizliğine sebep olur. Vücut kendini yeniliyemediğinden bağışıklık sitemi zayıflarken bakteri, virüs ve mantarlar azar. Bakteri, mantar ve virüsler karşı en etkili ürün Gökçek İksir ve Gökçek Toniktir.Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.
İbrahim Gökçek