Yaşınızla birlikte meme kanseri riskiniz de artıyor
Meme kanserinde en önemli risk faktörleri kadın cinsiyetine sahip olmak ve ileri yaştır. Yaş ilerledikçe meme kanseri riski artış göstermektedir. Meme kanseri, 30’lu yaşlarda 2 bin 212 kadında bir görülürken, bu oran 40’lı yaşlarda 233’te bir, 50’li yaşlarda 69’da bir, 60’lı yaşlara geldiğinde ise 38’de bire düşmektedir.
Memede bu belirtileri önemseyin
•Kaybolmayan kitle, şişlik
•Meme başının içeri çökmesi, akıntı
•Meme cildinde çekinti, portakal kabuğu görünümü, kızarıklık
•Memenin şeklinde değişiklik, asimetri varlığı
•Meme başında kabuklanma, soyulma
Adet döneminiz uzun sürüyorsa dikkatli olun
Meme kanserlerinin yüzde 5-10’u anne ve babadan kalıtsal olarak geçen bozuk genlerden kaynaklanmaktadır. Mutasyon adı verilen bu değişiklikler, en sık meme kanseriyle ilişkili BRCA1 ve BRCA2 genlerinde olmaktadır. Bozuk genler dışında aile öyküsü, hiç doğum yapmamış ya da ileri yaşta doğum yapmış olmak, uzun süreli doğum kontrol hapı kullanmak, menopoz sonrası hormon tedavisi almak, fazla kilo ve obezite meme kanseri gelişimine yol açabilen önemli etkenlerdendir. Riski artıran nedenler arasında adet görülen dönemin fazla olması da yer almaktadır. Bu nedenle hamilelik ya da emzirme gibi kadınların adet dönemlerini kesintiye uğratan etmenler risk azaltıcı faktörlerden sayılmaktadır.
Elle muayene ve düzenli taramalar çok önemli
Tarama mamografisi meme kanseri için risk faktörü ve hiçbir şikayeti olmayan kadınlarda 40 yaşından sonra yılda bir önerilmektedir. Mamografide meme kanseri, elle hissedilir hale gelmeden çok daha küçükken saptanabilir. Düzenli tarama mamografisi yapılanlarda meme kanserinden ölüm oranı % 33 azalmaktadır.
40 yaşında mamografi taramaları başlamalı
Çalışmalar, meme kanserinin ağırlıklı olarak 50-60 yaşları arasında ortaya çıktığı gösterse de, Türkiye’de 50 yaş altı genç nüfusta görülme sıklığı giderek fazlalaşmaktadır. Bu nedenle ABD ve Avrupa’da 50 yaş ile başlayan mamografi taramalarına Türkiye’de 40 yaşında başlanmaktadır.
Uygun vakalarda sadece tümör çıkartılıyor
Tümör, meme büyüklüğünün yüzde 20’sinden fazla değilse, yerine bağlı olarak bir şekilsizlik oluşmayacaksa hastanın memesinin tamamı alınmamaktadır. Çünkü yapılan araştırmalar memenin tamamının alınması ile kitlenin alınması arasında tedavi sonuçları açısından bir fark olmadığını göstermektedir. Meme koruyucu cerrahi ile sadece kanser kitlesi çıkarılmakta böylece hasta psikolojik olarak da rahat etmektedir. Hastanın durumu ve tümörün evresine göre cerrahi öncesinde kemoterapi ya da meme cerrahisi sonrasında kemoterapi ve radyoterapi uygulanabilmektedir.