Mide Kanseri dünyada akciğer kanserinden sonra ikinci sıklıkta görülen kanser türüdür. Her 10 kanser hastasından 1‘i mide kanseridir.Türkiye’de en sık görülen sindirim sistemi kanseri olan mide kanseri çeşitli ülkelere göre farklılıklar gösterir. Japonya’da, Latin Amerika’da diğer ülkelerden daha sıklıkla hastalığa rastlanır.
Hastalığın Oluşumunda Etkili Faktörler Nelerdir?
Mide kanserinin görülme sıklığı ile göç arasındaki ilişkiler, genç yaştan itibaren kanser yapıcı bir maddeye maruz kalmanın kanser oluşmasında sorumlu olduğunu göstermektedir. Bu maddenin ne olduğu bilinmemekle birlikte, diyetin sorumlu olabileceği üzerinde durulmaktadır. Nişasta, turşular, tuzlanmış et ve balık gibi yiyeceklerin mide kanserleri ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Süt, taze sebzeler, turunçgiller, vitamin C ve soğuk gıdalarla beslenenlerde tersine olarak mide kanseri daha az görülmektedir. Alkol de zayıf bir risk faktörü iken sigara önemlidir. Lif oranı düşük gıda alımında kanser riskinde azalma olurken, çikolata ile beslenmede riskte artma olduğu gösterilmiştir. Mide kanserli hastalarda yapılan çalışmalarda, bu hastaların tuz tüketiminde artış olduğu saptanmıştır.
Bazı hastalıklar mide kanserinin oluşumunu kolaylaştırmaktadırlar.
Bu Hastalıklar;
1- Kronik atrofik gastrik ve intestinal metapazi
2- Mide ülser
3- Pernisiyoz Anemi
4- Hipertrofik gastrit
5- Gastrik polip
6- Gastrik Dispalzi
7- Helicobacter Pylorinin varlığı
Kan grubu ‘A’ olan insanlarda mide kanseri sıklığı yüksektir. Bu durum ve bazı ailelerde mide kanserinin sık görülmesi genetik yatkınlık ihtimalini artırmaktadır. Mide kanseri erkeklerde kadınlara göre 2 kat daha fazla ve 50-70 yaşlar arasında daha sık görülür.
Mide kanseri riski sosyoekonomik durumu düşük olanlarda daha fazladır. Midenin alt yarısında daha sık görülür.
Patoloji olarak 4 şekilde görülür.
1- ülserli şekil
2- infiltran şekil
3- polipoid şekil
4- yüzeyen yayılan tip
Klinik -Belirtiler
Klinik olarak en çok rastlanan belirti mide bölgesinde ağrıdır. Ağrıyla birlikte iştahsızlık ve kilo kaybı sık görülen bulgulardandır. Kardia (midenin yemek borusuyla birleşim bölümü) bölgesine yerleşen tümörler de yutma güçlüğü ilk belirti olabilir. İlerleyen vakalarda bulantı ve kusma olabilir. Nadiren yoğun bir kanama veya mide perforasyonu (delinmesi) başlangıç bulguları olabilir.
Hastanın muayenesinde, erken evrede mide bölgesinde hassasiyet dışında bir bulgu saptanmamışken, geç evrede ise karında mide bölgesinde kitle, göğüs kafesi üst kısmında boyun kenarında lenf bezi büyümesi ve karında ‘asit’ denen sıvı toplanması saptanabilir. Tümörden devamlı ve yavaş kanamaya bağlı kansızlık (anemi) ve buna bağlı belirtiler çoğu vakada görülebilir.
Tanıda baryumlu radyografi oldukça değerlidir. Ancak küçük lezyonlar atlanabilir, kesin tanı endoskopi ve biopsi incelemesi ile konur.