Şiddetli baş ağrısı ataklarıyla günlük yaşamı olumsuz etkileyen migren, kontrol altına alınabilen ve tedavi edilebilen bir hastalık.
Nöroloji Bölümü Direktörü Prof. Dr. Yaşar Kütükçü ve Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ayşegül Karahan Zor, kalp sağlığı ve migren ilişkisi ile ilgili olarak yapılan bu yeni araştırmanın çarpıcı sonuçlarını paylaşırken, söz konusu kalp olduğunda migren için ne gibi önlemler alınması gerektiğine dair migren hastalarını yakından ilgilendirecek önemli bilgiler de verdi.
Migren ve kalp ilişkisi üzerine bugüne kadar yapılmış pek çok bilimsel araştırma var. Ancak kadınlarda migren ve kalp sağlığı arasındaki ilişkiyi daha net ortaya koyan, en kapsamlı ve yeni araştırma Harvard Üniversitesi bilim insanları tarafından yapıldı. Sonuçları yeni açıklanan araştırmaya göre; migreni olan kadınların, migren sorunu olmayanlara kıyasla kalp-damar hastalıklarına yakalanma riskleri, inme veya kalp krizi geçirme olasılıkları daha yüksek.
Migren her yaştan insanı etkiliyor
Toplumda yaklaşık yüzde 16 civarında görülen ve bir baş ağrısı sendromu olan migrenin, özellikle 18-44 yaş arası kadınların en büyük sağlık sorunları arasında yer aldığını belirten Anadolu Sağlık Merkezi Nöroloji Bölümü Direktörü Prof. Dr. Yaşar Kütükçü ve Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ayşegül Karahan Zor “Genç erkeklerde de sık görülen ve sanıldığından daha fazla oranda çocuklarda da ortaya çıkan migren, sadece baş ağrısı değil periyodik olarak yaşanan karın ağrıları, mide bulantısı ya da kabızlık şeklinde de ortaya çıkabiliyor. Vücutta başka belirtilere de neden olacak şekilde tüm sinir sistemini etkileyen, tedavi edilmezse sıklaşıp kronikleşen ve gittikçe de tedaviye direnç kazanan migren şüphesiz ki, her yaştan ve cinsiyetten hastanın gündelik yaşamını ciddi anlamda olumsuz etkiliyor.
Hastaların üçte birinde gerçekleşen bu kronikleşme ve kötüleşme durumuna karşı tıbbın birtakım önleyici veya tedavi edici yöntemleri var. Ancak migren ile kalp sağlığı arasındaki etkileşim nedeniyle alınacak önlemlerde bu iki bağın da göz önünde bulundurulması, dikkat edilmesi gereken çok önemli bir nokta” açıklamasında bulundu.
Uzun yıllar migren hastalığı geçirenlerin inme geçirme riski daha yüksek
Migren ile kalp damar sistemi hastalıkları arasındaki bağın; migrende artmış olan pıhtılaşma eğilimi, ortak genetik faktörler, artmış inflamasyon eğilimi ve tam olarak kesinleşmemekle birlikte, migren hastalarında geleneksel risk faktörlerinin (fazla kilo, hipertansiyon, hiperkolesterolemi) daha sık görülmesi ile açıklanabildiğini söyleyen Nöroloji Bölümü Direktörü Prof. Dr. Yaşar Kütükçü ve Kardiyoloji Uzmanı Dr. Ayşegül Karahan Zor “Ancak bu faktörler yine de ilişkiyi tam olarak açıklamada yetersiz. Bu durumda migrenin fizyolojisi, damar sistemini genel olarak etkileyen bir hastalığın farklı bir tezahürüdür diyebiliriz. Uzun yıllardır migren hastalarının, özellikle de auralı migren hastalarının inme geçirme risklerinin diğer kişilere göre daha fazla olduğu biliniyordu.
Bunun gibi migren ile ilişkili başka özel kalp hastalıkları da var; örneğin ASD (kalpte delik olması şeklinde doğuştan gelen bir kalp defekti) hastalarının migren atakları daha fazla olabiliyor. Son zamanlarda migrenin damarsal hastalıklarla olan ilişkisi de yakından incelenmekte. Örneğin, daha da ölümcül olabilen koroner kalp hastalıklarının, özellikle de migrenli kadınlarda daha fazla olduğu tespit edildi” dedi.