Reflü

REFLÜ NEDİR ?

Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz reflü hastalığı gerçekten bir yetişkin hastalığı olmasına karşın çocuklarda bile görülüyor. Tedavi edilmediği taktirde, hastaların hayat kalitelerini negatif yönde etkileyen midenin adı duyulmamış yeni düşmanı reflü, daha fazla stresli ortamda çalışan kişilerde yoğun olarak görülüyor. Hastalık, midenin antre kapısının fonksiyonunun bozularak, mide asidinin yukarıya içten geri kaçmasıyla ortaya çıkıyor.  Reflü adı da buradan gelmektedir. Reflü’nün kelime anlamı; geri, kaçış, çağrıda bulunmak.

STRES EN BÜYÜK NEDENİ

Reflü hastalığının böylesine sık görülmesinin en önemli nedeni, stres. Gerginlik yoğun mesleklerde çalışanlar, tehlike grubunda yer alıyorlar. Yaşam biçimine dikkat etmeyenler, içki, dere ve sigaradan vazgeçemeyenler ile kilolu kişiler, reflü adayı olarak tanımlanıyor. Reflü tanısının konulabilmesi için belirtilere dikkatli olmak tartı kazanıyor. Tedavinin ilk basamağında perhiz, yaşam biçiminin düzeltilmesi ve sonra da hap tedavisi geliyor.İkinci basamak tedavide ise, eğer reflü sonucu hasta, çok pozitif hap kullanıyor ve şikâyetleri bir türlü geçmiyorsa, son olarak ameliyata başvuruluyor. Reflü’nün ilaçla tedavisi, en düşük sekiz hafta sürüyor. Reflü’nün tanı edilebilmesi için endoskopi, en doğru yöntem.

REFLÜ NASIL ANLAŞILIR ?

Reflü, herkeste ara sıra görülebiliyor. Fakat yemeklerden sonra ortaya meydana çıkan ve günde 10-15 defa tekrarlayan bu koşul, kişiyi rahatsız edecek boyutlara ulaştığında hastalık olarak kabul ediliyor. Hastalar, çoğunlukla mide yanması şikâyetiyle doktora başvuruyor. Bunun yanı sıra; göğüste yanma ve ekşime, boğaza doğru acı su gelmesi, ağız kokusu gibi yakınmalar gelişiyor. Reflü ara sıra nefes alma güçlüğü yüzünden astımla karıştırılıyor. Özellikle yemeklerden sonradan ve tok karnına yatıldığında geceleri rahatsız eden şişkinlik, geğirme ve boğulma, göğüste takılma ve sıkışma hissiyle birlikte kalbe zorlama ve çarpıntı hissedilebiliyor, derin nefes almada zorluk çekilebiliyor. Reflü; diş minesi kaybı, ses kalınlaşması, kronik sinüzit, larenjit, hatta astım gibi öbür tablolarla da ortaya çıkabiliyor.

ÇARE YÖNTEMLERİ

Yaşam alışkanlıkları değiştiriliyor: Eğer birey şişmansa ve bilhassa karın çevresindeki kilolar fazlaysa, ilk önce kilo vermesi sağlanıyor. Besin alışkanlıkları düzeltilerek sigara ve içki kullanımı, kahve, gazlı içecekler ve yağlı besinlerin tüketimi azaltılıyor. Hastaya yatak başını yükseltmesi, yatmadan önce yemek yememesi, sıkı korse ve kemerli pantolon kullanmaları öneriliyor. Reflü yakınması olan hastalarda hap tedavisi çok manâlı bir yer tutuyor. ilaç tedavisi yemek borusunu koruyarak mide asiditesini bastırıyor. Bu Nedenle hastaların çoğunda, reflünün yarattığı şikayetler önlenebiliyor. Oysa ilk olarak mutlaka uygulanan hap tedavisi, reflü şikâyeti olanların yüzde 80’ini rahatlatmakla birlikte, hastalığın kökeni olan mekanik bozukluğu ortadan kaldırmıyor ve en ince ayrıntısına kadar tedavi etmiyor.

Son tedavi cerrahi çare: Medikal çare ile hastaların şikâyetleri geçmiyorsa veya kanama ve darlık gibi komplekasyonlar varsa, cerrahi tedaviye başvuruluyor. Reflü, bilhassa mide fıtığıyla birlikte görüldüğünde yaşam kalitesini çok etkiliyor. Cerrahi çare, reflünün mekanik kökenini ortadan kaldıran tek usul.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.