Havaların yavaş yavaş serinlemesi, açık alanlardan güneşsiz, kapalı alanlara geçilmesi ile tatillerin bitmesi keyifsizlik ve mutsuzluk verebiliyor. Psikiyatrist Dr. Gülçin Sarılgan’a göre, bu dönem iş hayatında alınması gereken kararlar ve yıl sonu hedeflerine ulaşmak için artan beklentilerin de olduğu bir dönem.
Bu dönemde yaşanabilecek psikolojik sorunlara değinen Sarılgan, “Okulların açılması ile derslere veya iş hayatına konsantre olma güçleşebilir. Kişi genellikle kendisini daha hüzünlü hisseder; ayrıca bazen ilişkilerinde daha tahammülsüz olur ve reddedilmeye karşı aşırı duyarlılık geliştirebilir. Bu duruma enerji azlığı ve yorgunluk hali eklenebilir. Kişi normale göre daha fazla uyumasına rağmen sabah uyanmakta güçlük çeker, yataktan kalkmak istemez. Keyif aldığı alanlara karşı heves ve ilgi kaybı gelişir, hayata karşı karamsarlık başlar. Daha fazla yemek yer ve kilo alır. Cinsel enerjide de azalma görülebilir” diyor.
Dr. Sarılgan, sonbahar mevsiminde gelişen ve yorgunluk hissiyle başlayan bu durumla baş etme yolları hakkında ise şu önerilerde bulunuyor:
• Kısa süreli hedefler –projeler belirlemek,
• Yeni şeyler öğrenmek,
• Sosyal aktivitelere katılmak,
• Edebiyat, sanat ve müzikle ruhu beslemek,
• Yeni yerler görmek, kısa seyahatler yapmak
• Geçmiş yaşantısıyla ilgili keşkeleri bırakmak,
• Gün ışığından daha çok yararlanmak için hava bulutlu olsa bile dışarı çıkıp kısa yürüyüşler yapmak,
• Dinlenmeye ve gevşemeye izin verebilmek,
• Beden-zihin çalışmaları (Yoga, meditasyon, masaj ve nefes çalışmaları) yapmak,
• Akşam saatlerinde aynı saatte uyumak önemlidir çünkü gün ışığındaki azalma, kişinin biyolojik iç-saatinin bozulmasına sebep olur. Ortalama 7-8 saat uyku bu dönemde yeterlidir.
• Sabah saatinde kısa yürüyüşler yapmak, düzenli egzersizi hayata katmak,
• Beslenmeye dikkat etmek, şekerli gıdalardan uzak durmak,
• Alkolü sıkıntılı iken tüketmemek ve olağan içilen miktarını aşmamak,
• Psiko-aktif maddelerden uzak durmak,
• Kahve miktarını kontrol etmek.
Bu süreci doğal şekilde aşamayanların mutlaka bir psikiyatri uzmanından görüş almasını tavsiye eden Sarılgan, “Çünkü depresif belirtiler şiddetlenip ‘Mevsimsel Özellikli Depresyon’ gelişmiş olabilir. Özellikle geçmişinde veya ailesinde duygulanım bozukluğu öyküsü olanlar, daha genç yaştakiler ile kadınlarda risk daha fazladır” uyarısında bulunuyor.