Dünya Sağlık Örgütü dünya çapında uygulanmak üzere standart bir kanser ağrısı tedavi sistemi geliştirmiştir. Yapılan çalışmalar bu sistemle kanser ağrılarının %70 ila 90’ının didindirilebildiğini göstermiştir. Bu sistem, kanser hastaları için en etkili ağrı tedavi yönteminin ağrı kesici ilaçlar olduğu fikrini esas alır. Bu sistemi oluşturan üç basamağın her biri ağrı kesici ilaçların değişik kombinasyonlarını içerir. Ağrı tedavisi için en alt basamak olan 1. basamaktan başlanmalıdır. Bu basamakla ağrı diniyorsa daha üst basamaklara geçmeye gerek yoktur, ancak ağrı devam ediyorsa 2. ve 3. basamaklara geçilmelidir.
1. Basamak Hafif ve orta şiddette ağrılar içindir. Opioid olmayan ağrı kesiciler bu basamakta yer alırlar. Beraberinde yardımcı ilaçlar da verilebilir.
2. Basamak Sadece opioid olmayan ağrı kesici ilaçlarla dinmeyen orta şiddette ağrılar içindir. Bu basamakta zayıf opioidler ve opioid olmayan ağrı kesiciler kombine edilir. Yine yardımcı ilaçlar da ilave edilebilir.
3. Basamak Orta ve şiddetli ağrılar içindir. Yardımcı ilaçlarla birlikte güçlü opioidlerle opioid olmayan ilaçların kombinasyonu kullanılır.
Psikoterapi
Psikolojik ve duygusal değişkenler kanser ağrısında çok önemli bir role sahiptir. Kanser ağrısı çeken hastaların duygusal streslerinin düzeyi bireysel değişiklikler gösterir ve kişilik, aile desteği gibi pek çok faktöre bağlıdır. Kanser ağrısı çeken hastaların %25’inde çeşitli düzeylerde depresyon varlığı gösterilmiştir ve hastalığı ileri düzeyde olanlarda bu oranın %70’e kadar çıktığı görülmektedir. Tedavi edilmeyen veya yetersiz tedavi edilen ağrı pek çok kanser hastasında intihara bile yol açabilir. Psikoterapi kanser ağrısı ile mücadelenin çok önemli bir parçasıdır. Psikoterapinin amacı hastaya duygusal destek sağlamak ve kanser hastalarının bu kritik duruma adapte olmalarına yardımcı olmaktır. Kanser Ağrısı Tedavisinde Girişimsel Yöntemler
Kanser ağrısında ilaçların doğru kullanılması halinde hastaların %85’inde ağrı kontrol altına alınabilir. Yetmediği durumlarda ise girişimsel yöntemlerden yararlanılabilir.
Kanser ağrısında kullanılan girişimsel yöntemler:
a. Nörolitik- sinirleri tahrip edici sinir blokları
b. Radyofrekans termokoagülasyon
c. Morfin pompaları
olarak sınıflandırılabilir. Bu yöntemler ancak bu konuda eğitim görmüş ağrı uzmanları tarafından uygulanmalıdır. Hastalara bu yöntemlerin yan etkileri, riskler önceden anlatılmalı ve onayları alınmalıdır.
Nörolitik sinir bloğu kanser ağrısı olan bölgeye giden sinirlerin alkol, fenol gibi ilaçların görüntüleme altında tahrip edilmesidir. 6 ay civarında etkili olurlar.
Bu sinirler radyofrekans tekniği ile yakılarak da tahrip edilebilir. Morfin pompalan morfinin ağızdan artık eskisi gibi etkili olmadığı durumlarda uygulanan omurilik çevresine yerleştirilen pompalardır. Bu yöntemin en önemli özelliği ağızdan alınan doza göre yüz misli daha kuvvetli olmasıdır.
Bu yöntemler “Girişimsel Yöntemler” bölümünde ayrıntılı olarak anlatılmıştır.
Kanser Ağrısı ile İlgili Önemli Noktalar
Kansere yakalanmak mutlaka ağrı çekileceği anlamına gelmez. Kanser ağrısız bir şekilde sürebilir. Ağrının şiddetlenmesi de her zaman hastalığın ilerlediğini ve kötüye gittiğini göstermez.
Kanser ağrısının dindirilmesi için pek çok değişik ilaçlar ve ilaç dışı yöntemler mevcuttur. Kanser hastaları ağrıyı kanser hastalığının doğal bir parçası olarak kabullenmemelidirler. Ağrının dindirilmesi halinde uyku düzeninde iyileşme, iştahta düzelme, işe, sosyal hayata ve hobilere devam edebilme mümkün olacaktır.
Ağrının şiddetini sadece hastanın kendisi bilebilir. Kanser ağrısı çeken hasta ağrısının kendisini ne derece rahatsız ettiğini açık bir şekilde doktoruna söylemelidir. Bu, hem ağrının kesilmesi için gerekli tedavilerin etkili bir şekilde yapılmasını sağlayacak hem de hekime hastalığın gidişatıyla ilgili değerli bilgi sağlayacaktır. Ağrılı hastalar ağrının kesilmesini talep etme hakkına sahiptirler ve bu konuda ısrarcı olmalıdırlar.
Aşağıda kanser ağrısı ile ilgili bazı gerçekler sıralanmıştır:
Kanser ağrısı hemen hemen her zaman dindirilebilir bir ağrıdır.
Kanser ağrısını dindirmek için çok çeşitli ilaçlar ve yöntemler mevcuttur. Hasta ağrısı ile ilgili olarak hekimiyle konuşmalı ve hekiminin kendisine ağrının nedeni ve nasıl dineceği ile ilgili bilgileri anlatmasını istemelidir. Ancak elbette bir hekim tıbbi sorunların tümünü bilemez. Eğer hastanın ağrısı geçmiyor ve kanser tedavisini yürüten hekimi ağrıyı dindirmek için başka seçenek kalmadığını söylüyorsa, hasta bir ağrı uzmanına başvurmalıdır. Ağrının kesilmesi kanser tedavisinin bir parçasıdır.
Ağrının şiddetini ve şeklini bilmek doktor için önemlidir. Ağrıyla ilgili bilgi sahibi olan doktor tedaviyi daha etkili yönlendirecektir. Kanser hastaları doktorun dikkatini ağrıya çekmenin kanser tedavisini aksatacağını düşünmemelidirler.
Ağrının başlamasını veya kötüye gitmesini önlemek onu kontrol etmenin en iyi yoludur.
Ağrı tedavisine ağrının şiddetlenmesini beklemeden başlamak gereklidir. Hastalar ağrılarının dindirilmesini talep etmek için ağrının dayanılmaz noktalara gelmesini beklememelidirler. Bu durumda ağrı daha da artacak, kontrolü zorlaşacak ve dindirmek için daha yüksek ilaç dozları gerekli hale gelecektir. Tüm ağrılı hastalar ağrının dindirilmesini talep etme hakkına sahiptir. Herkes ağrıyı aynı şekilde hissetmez. Ağrı çeken hasta, bunu ifade etmeyi bir zayıflık ya da cesaretsizlik göstergesi olarak düşünmemelidir. Tam tersi ağrı başladığı andan itibaren dindirilmesini talep etmelidir. Ağrının dindirilmesini talep etmek insan hakkıdır.
Ağrı kesicilerin kanserli hastalarda bağımlılık yapma ihtimali çok düşüktür. Bağımlılık ağrı kesici alan hastaların başlıca korkusudur. Bu korku hastanın yeterli ilaç almasını önleyebilir. Hastanın çevresindeki kişiler de bağımlılık korkusu yüzünden hastaya ağrıya dayanması ve ilaç almaması konusunda telkinde bulunabilirler. Bağımlılık önüne geçilemeyecek bir şekilde ilaç alma arzusu ve kullanımı şeklinde tanımlanmaktadır. Ağrılı hastalarda morfin ve morfin türevi ilaçlarla bile bu tanıma uyan bir bağımlılık halinin görülmesi çok çok nadirdir. İhtiyaç ortadan kalktığında doz azaltılarak ilaç kesilir. Ağrı kesici ilaçlar hastaların çoğunda sürekli uyku haline ya da sarhoşluğa neden olmazlar.
Bazı ağrı kesici ilaçlar ilk alındıklarında sersemliğe neden olabilirler. Bu durum birkaç gün içinde ortadan kalkar. Bazen de ağrı kesici kullanımı sonrası bir süre devam eden aşırı uyuma hali, hastanın ağrılı geçen günler boyunca bitkin düşmüş olmasına ve uykuya hasret kalmasına bağlıdır. Hasta, uyku halinin uzun süre devam etmesi halinde doktorla konuşmalıdır, bu durumda ilaç değişimleri veya doz değişiklikleri ile durum kontrol altına alınabilir. İlaçların yan etkileri önlenebilir veya tedavi edilebilir.
Bazı ağrı kesici ilaçlar kabızlığa, bulantı ve kusmaya veya uyuşukluğa neden olabilir. Bu durumda hasta hekimine bilgi vermelidir. Kabızlık için çeşitli dışkı yumuşatıcı ilaçlar kullanılabilir, ancak en iyi yöntem beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesiyle bu durumun önüne geçmektir. Lifli gıdaların tüketilmesi kabızlığı ortadan kaldırabilir. Bulantı ve kusma için ise çeşitli bulantı giderici ilaçlar verilir. Bu yan etkilerin devam etmesi durumunda da ilaç veya doz değişiklikleri etkili olabilir.