Ürtiker ve Anjioödem

ÜRTİKER ve ANJİOÖDEM
Ürtiker (kurdeşen=dabaz) basınca solabilen kırmızı ve deriden kabarık, sıklıkla kaşıntılı ve birkaç mm.den birkaç santimetreye kadar değişebilen büyüklükte; kenarları düzensiz kabartılardan oluşan bir cilt hastalığıdır.

Anjioödem ise genellikle el ve ayaklarda, dudaklarda, genital organlarda ve gözkapaklarındaki yumuşak dokuda daha derin ve geniş ödemin bulunduğu bir cilt reaksiyonudur. Ürtikere göre cildin daha derinlerindeki ödemdir. Ödemin üzerindeki cilt normal veya kızarık olabilir.
Ürtiker seyrek ve kendini sınırlayıcı olabileceği gibi kronik de olabilir. Atak süresi 6 haftadan kısa sürüyorsa akut ürtiker 6 haftadan uzun sürüyorsa kronik ürtiker olarak tanımlanır. Akut ürtiker kronik ürtikerden daha sık görülür Akut ürtikerde sebep çoğu kez belirlenebilirken, kronik ürtikerde genellikle belirlenemez. Toplumun yaklaşık %15-24’ü yaşamlarının bir döneminde ürtiker geçirmektedir. Çocuklarda ve genç erişkinlerde bu oran daha yüksektir. Kronik ürtiker topumun %5’den daha azını etkilemektedir ve orta yaştaki kadınlarda sık görülmektedir. Ürtiker ve anjioödem birlikte görülebilir. Kronik ürtikerli hastaların yarısında tekrarlayan anjioödem öyküsü de vardır. Tek başına anjioödem nadirdir. Ürtiker ve anjioödem genellikle yaşamı tehdit edici değildir, ama anaflaksinin belirtisi olabilir. Ürtiker ve anjioödemin bulguları hastanın dış görünümünü bozabilir yaşam kalitesini etkileyebilir.

Ürtiker ve anjioödem alerjik ve allerji dışı nedenlerle oluşabilir. Akut ürtiker ve anjioödem genellikle gıda, böcek ısırığı ve sokması, aeroallerjenler (polen, evtozu akarı, vb) ve ilaçlara bağlı gelişir. Ürtiker ve anjioödem ile gıda kakı maddeleri ve koruyucuları arsındaki ilişki tam olarak aydınlanmıştır.

Sarı boya, nitratlar, nitritler, veya sülfitler gibi gıda boyalarının sindirimi gibi semptomların ortaya çıkışı arasında zamana bağlı ilişki bildirilmektedir. Aspirine duyarlı hastaların %15’inin tartrazine de reaksiyon verebileceği düşünülmektedir.

Bal arısı, yaban arısı, eşek arısı, yellow jacket, ateş karıncası ve tahta kurusu gibi böceklerin sokmasının akut ürtiker ve anjioödem nedeni olabileceği gösterilmiştir. Bu sayılanlara ek olarak çocuklarda sivrisinek ve bazı pire türlerinin neden olduğu ürtiker görülebilir.

Aeroallerjenler akut ve kronik ürtikere neden olabilirler. Ağaç ve çayır poleni gibi mevsimsel aeroallerjenler solunum semptomları gibi deri semptomlarına da neden olabilirler. Hastanın öyküsünde mevsimsel yakınmaları tipiktir. Bazı hastalarda belirti ve bulgular, örneğin yeni biçilmiş çimlerde yuvarlandıktan sonra ürtiker gelişmesi gibi, direkt temas sonrası gelişmektedir.

Hayvan alerjenleri de deri reaksiyonlarına neden olabilirler. Örneğin duyarlanmış bir hastada kedi, köpek ya da diğer bir hayvan tarafından yalandıktan sonra ürtiker gelişebilir. Doğal latekse aşırı duyarlılık reaksiyonu olan lateks alerjisi de ürtikere neden olabilir.

Reçeteli ya da reçetesiz kullanılan ilaçlar, bitkisel ilaçlar, enzimler, alternatif tıpta kullanılan (holistik veya neturopatik ajanlar) ve gıda katkı maddeleri akut ürtiker ve anjioödeme neden olabilirler. Genellikle ürtiker ve anjioödeme yol açan ilaçlar; penisilin, betalaktam antibiyotikler, anjiotensin-konverting enzim (ACE) inhibitörleri, aspirin ve diğer nonsteroid antiinflamatuvar (NAAİ) ilaçlardır.

Ürtiker ve anjioödemin alerji dışındaki nedenleri enfeksiyon, çevredeki fiziksel uyarılar ve kalıtımsal etkilerdir. En sık viral nedenler olarak viral hepatit, epstein barr virüsü, infeksiyoz mononükleoz, coxsackie virüs ve echovirüs sayılabilir. Mycoplasma ve streptococcus türleriyle olan bakteriyel enfeksiyonlar, sekonder sifiliz ve diş apselerinin belirti ve bulgulara neden olabildiği raporlanmıştır. Parazitik enfeksiyonlar da ürtikerle birliktedirler.

Çevredeki fiziksel uyarılarla ortaya çıkan ürtiker oldukça sıktır. Çevresel soğuk, sıcak, basınç, vibrasyon, su ve ışık maruziyeti akut ürtiker ve anjioödeme neden olmaktadır. Herediter ürtiker ve anjioödem pratikte seyrek rastlanır. Aile öyküsüyle birlikte ürtiker olmaksızın tekrarlayıcı anjioödem durumunda herediter faktörler düşünülmektedir.

Ürtiker lezyonları genellikle kollar ve bacaklar ve gövdede olmakla birlikte, vücudun herhangi bir yerinden ortaya çıkabilir. Ürtikeryal ödem parmakla bastırıldığında solarak beyazlaşır. Ürtiker genellikle akşam veya gece saatlerinde daha kötüleşir. Ürtikeryal ödem 24 saatte hızlı bir şekilde kaybolur ama bazen 36 saate kadar kaldığı da görülür. Plak kaybolduğunda cilt normal görümüne kavuşur. Fizik uyarılarla ortaya çıkan ürtiker çeşitleri dermatografizm, soğuk, sıcak, güneş, basınç ürtikerleri olarak sayılabilir.

Dermatografizm
Yapay bir ürtiker olan dermatografizm fiziksel ürtikerin bir çeşididir. Kadınlarda daha sık olup, toplumun %5’inde bulunur. Dermatografizm terimi, cildin üzerine yazı yazmak anlamına gelir ve kazıma gibi bir cilt travması sonrasında bölgesel veya yaygın ürtiker oluşması durumudur.

Soğuk Ürtikeri
Soğuk ürtikerin semptomları bölgesel veya sistemik olabilir ve herhangi bir yaşta görülebilir. Hasta soğuk suya dalmışsa ani düşük tansiyon gelişebilir (yoğun mediyatör salımına bağlı). Bu hastalık edinilmiş veya ailesel soğuk ürtikeri olarak sınıflanabilir.
Edinilmiş ürtiker daha sık olup bir böcek sokması, viral enfeksiyon, ilaç reaksiyonu veya doğum sonrasında gelişebilir. Tanı hastanın öyküsüne dayanarak konulur. Buna ek olarak buz testinin olması tanıyı doğrular. Buz testi; ön kol üzerine bir buz kalıbının 5-10 dakika süreyle uygulanmasını takiben 2 dakika içinde kaşıntı varlığının değerlendirilmesi, buzun altında kalan ciltte ödem veya kızarıklık varlığı araştırılması daha sonra cildin 5-10 dakika içinde tekrar eski ısısına döndürülmesidir.

Sıcak Ürtikeri
Sıcak ürtikeri kronik ürtikerlerin % 7’sini oluşturur. Lokal veya yaygın olabilir ve egzersiz sonrası vücut ısısının artması, sıcağa maruz kalma, sıcak duş, terleme ve heyecanlanmaya karşı bağlı stres sonrasında hemen veya dakikalar içinde ortaya çıkabilir. Bu ödem genellikle boyunda ve göğüste görülür ve tüm vücuda yayılabilir.

Basınç Ürtikeri
Basınç yada titreşim uygulandıktan 4-5 saat sonra şişme, eritem ve ağrı veya yanma gibi semptomlar başlar. Basınç ürtikerleri tipik olarak basınç uygulanan cilt bölgesinde ortaya çıkmak6tadır. Bu bölgeler; elbise beli veya sutyen askılarının altı gibi sıkı giysilerin temas bölgesi, yürüyüş veya ayakta durma sonrası ayak tabanları, oturduktan sonra kalçalarda ortaya çıkar.

Güneş Ürtikeri
Güneş ürtikeri, ürtiker nedenlerinin %1’den azını oluşturan nadir bir durumdur. Erişkinlerde genellikle 30-40 yaşları arasında görülür. Kısa bir güneş teması sonrası 1-3 dakikada etkilenen cilt kısmında ürtikeri takiben kızarıklık ve kaşıntı yakınması ortaya çıkar.

Kronik Ürtiker
Kronik ürtikerde çoğu kez sebep belirlenemediği için tanı kronik idiyopatik ürtikerdir. Bu tabloda ödemler birkaç küçük lezyondan, geniş birleşmiş plaklara kadar çok farklı şekillerde olabilir. Ödemler devamlı olabileceği gibi zaman zaman da ortaya çıkabilir. Süresi 6 haftadan uzun sürecek şekilde ve farklı ciddiyetlerde olabilir. Kronik ürtikerli hastalar genellikle atopik değillerdir ve egzama, alerjik rinit veya astım olmalarında bir artış gözlenmez.

Tanısal Testler
Gıda alerjenleri ile deri testi veya rast testi, tam kan sayımı ve periferik yayma, eritrosit sedimantasyon hızı, karaciğer fonksiyon testlerini de içeren kan tetkikleri, idrar tahlili; kronik ürtiker ve anjioödem düşünüldüğünde ise bu testlere ek olarak Antinükleer antikor testi, Tiroit antimikrozomal antikorları, Antitiroglobülin antikorları, Gaitada parazit ve yumurtası araştırması, Cilt biopsisi yapılmalıdır.
Eğer bir gıda ya da katkı maddesine karşı alerjiden şüpheleniliyorsa söz konusu alerjen ya da maddeden kaçınma denemesi önerilir. Eğer kaçınma denemesinde belirtiler düzeliyorsa, tekrar alındığı zaman da yine ortaya çıkıyorsa bir ilişki söz konusu olur. Lezyondan biopsi alınması ürtikerin akut veya kronik oluşuyla ilgili fikir verebilir. Kronik lezyonlar akut olanlara göre daha fazla sayıda inflamatuvar hücre içermektedir.

Tedavi
Ürtiker veya anjioödemin genel sebepleri değerlendirildikten sonra tedavi aşamasında semptomların kontrolüne odaklanılmalıdır. Tedavide ilaç ve ilaç dışı yaklaşımlar uygulanılabilir. Amaç tetikleyicilerle teması önlemek veya azaltmak, mümkün ise hastaya tetikleyicilere karşı duyarsızlaştırma yapmak ve semptomları ortadan kaldırmaktır. Tetikleyici ortadan kaldırıldığında ürtiker genellikle birkaç gün içinde gerilemektedir. İlaç reaksiyonları bunun istisnasıdır. Çünkü ilacın alımı kesilse bile bir süre daha kan konsantrasyonu devam edebilmektedir.

İlaç tedavisi
Ciddi reaksiyonlarda adrenalin, kaşıntı ve ödemi kontrol etmek için yeni kuşak antihistaminikler, kortikosteroid tedavi bazı hastalarda gerekebilir.

Dr. Sevin Karalar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.