Türkiye’de cinsel sorun yaşayan erişkinlerin oranı yüzde 40-50’lere varıyor.
Ama ancak yüzde 3-4’ü doktora başvuruyor. Vajinismus gibi cinsel ilişki kurulmasını engelleyen problemler boşanmaların önemli sebeplerinden
İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Cinsel Yaşam ve Sorunları Programı’ndan Prof. Dr. Doğan Şahin, yılda binlerce kişinin cinsel sorunlar nedeniyle merkezlerine başvurduklarını belirtiyor. Ancak problemi olan kişilerin milyonlarla ifade edilebilecek boyutta olduğunu söylüyor.
Cinsel sorun yaşayan erişkinlerin oranının yüzde 40 – 50 civarında olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Doğan Şahin, “Türkiye’de 25 milyon kişi yetişkin yaştaysa bunun 10 milyonunun cinsel bir probleminin olması gerekir. Ama 10 milyon kişi doktorlara başvurmuyor, kliniklere başvuranların oranı yüzde 3 – 4’ü geçmez. Ancak 10 – 20 bindir bizlere gelenler” diyor.
Kadındaki vajinismus gibi sorunların varlığında hiç cinsel ilişki kurulamadığını hatırlatan ve bu evliliklerin bitme olasılığının daha çok olduğunu belirten Prof. Dr. Doğan Şahin, sorularımızı yanıtladı.
En sık kimler cinsel sorunları nedeniyle boşanıyor?
Kadında vajinismus, erkekte ED veya erken boşalma varsa boşanmayla sonuçlanıyor. Sonuçta bir şekilde cinsel ilişki kurulabiliyorsa o kadar dert edilmiyor. Ama vajinismusta hiç cinsel ilişki kurulamıyor ve bu daha ciddi bir sorun oluyor. Evliliğin başından itibaren olan bir sertleşme zorluğunda hiç cinsel birleşme olmadığı ya da devamı getirilemediği için tedavi olmazsa bu çiftlerde boşanma daha sık oluyor.
Vajinismusun görülme sıklığı nedir?
Batı ülkelerinde yüzde 1’in altında görülürken Türkiye’deki oranı yüzde 10’a yakın diye tahmin ediyoruz. Benim gördüğüm vajinismuslu sayısı bugüne kadar 10 bin kadardır ama batılı meslektaşlarım arasında hayatı boyunca hiç vajinismus vakası görmeyenler var. Bizim merkezimize her gün 4 – 5 yeni başvuru oluyor.
Bunların bir kısmında cinsel ilişki kurulamadığı için çiftlerin arasında geçimsizlik başlıyor. Birbirlerini suçlama çok yaygın, “Sen yapamıyorsun”, “Hayır sen yapamıyorsun” şeklinde tartışmalar, kavgalar büyüyor ve bir süre sonra boşanmak için mahkemeye başvuruyorlar.
Tedavi oranı yüzde 100
Bilirkişi olarak rapor mu veriyorsunuz bu çiftlere?
Evet. Hakimler “Bu sorun tedavi edilebilir bir şey mi?” diye sorar. Biz de “Evet tedavi edilebilir” deriz. Cinsel sorunlar kadar tedavisi kolay olan başka bir psikiyatrik sorun yok.
Birçok çiftin bu nedenle boşanma süreci uzuyor, çünkü hakim tedavi yolunu öneriyor.
Cinsel sorunların tedavisinde başarı oranı nedir?
Cinsel sorunlar istek olduktan sonra çok kolay çözülür. Vajinismusun tedavi başarısı yüzde 100’dür. Ama çoğunlukla hastalar bize geldiğinde iş işten geçmiş oluyor. Oysa başlangıçta gelseler tedavi olabilirler. En ümitsiz vaka da tedavi olabilir. Ancak boşanmaya niyetli olanlar tedaviye devam etmezler. Bu durumda da tedavi olamazlar.
Evliliklerini sürdürmeye niyetli çiftler varsa birinci tavsiyem ailelerini araya sokmasınlar. İkincisi mutlaka profesyonel yardım alsınlar.
Bakılmayan ilişki beş yılda kurur
* İlişkide ne kadar özen varsa o kadar iyi olur. Ama genelde tam tersi, ilişkiyi yıpratacak şeyler yapılıyor. Boşanmaların en önemli nedeni bu. İnsanlar ilişkilerine bakmıyor, bakılmayan bir ilişki beş yılda kuruyor. İki kişi birbirini sevdiğini, önemsediğini ne kadar sık gösterirse bu, ilişkiyi o kadar taze ve sıcak tutar.
* Her gün onu düşündüğünüzü gösteren bir şey yapın. Örneğin telefonla arayın, onun hoşuna giden küçük sürprizler hazırlayın. Ona kendisini özel hissettirin.
* Cinsel ilişki, çiftleri birbirine bağlar. Beraber ne kadar güzel vakit geçiriliyorsa, o ilişkiye yatırım da o kadar iyi olur. Bu da cinsel yakınlığı artırır. Cinsel yakınlık olunca da hayatın diğer alanlarındaki paylaşımlar artar.
“Kardeş gibi olduk” dememek için
Sağlıklı insanlar fark etmeden genellikle ebeveynlerine benzeyen kişilere aşık olup onunla evlenir. Hepimizin karşı cinsteki ebeveyne duyduğu özel ilginin içinde bir miktar cinsel arzu da bulunur. Bu durum, 3-5 yaşındayken geçer. Ama azımsan-mayacak bir grupta tamamen çözümlenmiyor, bastırılıyor. Sorun şurada; bu bir insana aşık olmamızı sağlıyor ama yavaş yavaş bunun ortaya çıkması da cinselliğin aleyhine bir gelişme oluyor. “Aynı babam gibi su içiyor” derken cinsel arzu duymak suçluluk duygusuna yol açıyor ve cinsel istek törpülenmeye başlıyor. Böyle çiftler “Artık cinsel arzu duymuyoruz kardeş gibi olduk” der.
Bunu tersine döndürmek çaba gerektirir. Eşinizi ayrı bir insan olarak görebilmelisiniz. En kötüsü karşı tarafı anne ya da baba gibi davranmaya zorlamak.