Temel Metabolik Olaylar: Pek çok temel kimyasal reaksiyon her an vücut ısı üretimine katkıda bulunur. Besinlerin hücrelerimizde metabolik olarak yıkımı ısı enerjisi açığa çıkarır.
Besinlerin Özgül Dinamik Etkisi: Yüksek enerji veren besinler yemek, sıcak içecekler içmek vücut ısımızı arttırır.
Kas Aktivitesi: Vücut ısımızı arttıran en büyük kaynak iskelet kaslarımızın kasılmasıdır. Kas kasılması ısı enerjisi sağlar.
Isı Yükselten Mekanizmalar Nelerdir?
Damarların Daralması: Soğukta damarlarımız daralarak deriye ısının taşınması ile ısı kaybı engellenir. Çok soğukta damarlar iyice büzüldüğü için kan gelmez ve parmak uçları gibi kanın çekildiği yerlerde morarmalar başlar.
Tüylerin Hareketi: Tüylerin hareketiyle deri yüzeyinde ısı izolasyonu meydana gelir. Kürklü hayvanlarda ve kuşlarda rahatlıkla gözlemleyebileceğimiz bu mekanizma sayesinde ısı kaybı engellenmiş olur.
Titreme: Titreme vücut sıcaklığı düştüğünde bir refleks olarak başlayan bir mekanizmadır. Titreme ve yerimizde koşma gibi bilinçli kas hareketleri sonucunda üretilen ısı vücut sıcaklığını arttırır.
Sempatik Sinir Sisteminin Uyarılması: Vücut ısısı azaldığında istem dışı çalışan sempatik sinir sistemi, adrenalin ve noradrenalin hormon salgısını artırır. Bu hormonlar vücuttaki kimyasal faaliyetleri hızlandırarak, metabolizma hızını artırır. Buna bağlı olarak da ısı artmış olur.
Tiroid Hormonu: Vücut sıcaklığı düştüğünde, hipotalamustan giden hormon uyarıları ile tiroid bezini uyarıcı hormon salgısı artırılır. Bu hormonlar da metabolizmayı hızlandırarak vücut ısısını yükseltir.
Hipotalamustaki Hassas Ayar
Vücudumuzdaki termostatın yani hipotalamusun ısı ayar noktası, derimizin sıcaklığındaki değişimlere paralel olarak bir ölçüde değiştirilebilir. Derimizden hipotalamusa gelen sıcaklıkla ilgili bilgiler, buradaki ısı ayar noktasını (36,3 ile 37,1oC arasında) artırabilir veya azaltabilir.
Deri sıcaklığı azaldığında termostatın ısı ayar noktası yükseğe ayarlanır. Bu durum, genellikle hava soğuk olduğu zamanlarda meydana gelir. Ancak burada oldukça ilginç bir durum gerçekleşir. Normalde vücudun iç sıcaklığı yüksek olduğu için, ısı kaybı ile ilgili mekanizmaların çalışmaya başlaması veya ısı üretici mekanizmaların durdurulması beklenir. Ancak böyle olmaz. Bu mekanizmalar beklenenin tam aksi yönde çalışarak daha sonra azalma ihtimali olan vücut sıcaklığını önceden ayarlar. Bu mekanizma olmasaydı, deri sıcaklığı düşük iken vücut ısısı da düşürülmeye çalışılacaktı. Bu hem enerji israfına, hem de kişinin üşütüp hastalanmasına sebep olacaktı.
Hava sıcak olduğunda ise bu durumun tersi gerçekleşir. Normalde vücudun iç sıcaklığı düşük olduğu için, ısı üretici mekanizmaların devreye girmesi veya ısıyı düşüren mekanizmaların durdurulması beklenir. Ancak ısı üreten mekanizmalar durdurulur ve ısıyı düşüren mekanizmalar daha önceden devreye sokulur.
Eğer bu mekanizma olmasaydı, deri sıcaklığı yüksek olmasına rağmen, vücut ısısı daha da artırılmaya çalışılacaktı. Bu ise, ısı kaybını zorlaştırarak yüksek ateş ve ateş çarpması gibi durumların oluşmasına sebep olacaktı.
Ateş tehlikeli boyutlara ulaştığında vücudumuzda salgılanan kortizol hormonunun mucizevi bir etkisi ortaya çıkar. Kortizol hormonu farklı etkilerinin yanı sıra tehlikeli ateşin durması için de yaratılmıştır. İnsanın yüksek ateşten ölme tehlikesi ile karşılaştığı durumlarda kortizol devreye girer ve ateş merkezini aktive eden IL-1 maddesinin üretimini durdurarak ateşi düşürür.
Vücudumuzdaki Ateş Merkezinin Sağladığı Mükemmel Kontrol
Ateş Yükselmesi; İnsan bedeninin hastalıkla savaşma belirtisidir ve insanı dinlenmeye ve yatmaya zorlar. Böylece vücudun ihtiyacı olan enerji; yürümek, gezmek, çalışmak vs. gibi günlük aktivitelere harcanmamış olur.
Hastalığın sebep olduğu bir yan etki değildir; hastalıkla savaşta insanı dinlenmeye zorlamak için özel olarak ayarlanmış bir güvenlik önlemidir.
Beynin “ateş merkezi” tarafından sağlanır. Beynin ateş merkezi de ‘IL-1’ isimli bir madde tarafından harekete geçirilir.
Mikrobik hastalıkların ilerleyerek vücudun hasar görmesini engelleyen bir mekanizmadır. Yüksek vücut sıcaklığında bakterilerin çoğalmasını sağlayan demir, çinko ve bakır miktarları azalır. Ayrıca hücrenin sindirim organeli olan lizozomlar kolay bölünür. Lizozomlardan açığa çıkan parçalayıcı enzimler, hücreleri içindeki virüslerle birlikte öldürür. Yüksek vücut sıcaklığı, savunma hücreleri olan lenfositlerin de çoğalmasını sağlar. Aynı zamanda virüsleri öldüren interferon üretimi de artar.