Yaşlılığın Tanımı ve Epidemiyolojisi
Yaşlı insandan ve onun saygınlığından söz ettiği bilinen ilk eser Homeros’un “İlyada ve Odyssesia” adlı eseridir. Sophokles seksen dokuz yaşında iken yaşlı insanı; “bilge” olarak tanımlamıştır. Aristoteles “Rhethorik” adlı eserinde, “hastalık erken gelen bir yaşlılık, yaşlılık ise doğal bir hastalıktır” demiştir. Pegamon’lu Galen’e göre yaşlanma doğal ve olağan bir süreçtir.
Yaşlılık, yaşam sürecinin çocukluk, erişkinlik gibi doğal ve zorunlu bir çağıdır. İnsanın doğumu ile başlayan yaşam sürecinde, ölümden önce yaşanan ve kişinin gerek fiziksel, gerekse zihinsel yönden, bağımsızlıktan bağımlılığa geçtiği, organizmanın molekül, hücre, doku, organ ve sistemler düzeyinde, zamanın ilerlemesi ile ortaya çıkan, geriye dönüşü olmayan yapısal ve fonksiyonel değişikliklerin tümüdür
Normal yaşlanma terimi ile zamanın geçişine bağlı olarak hastalık söz konusu olmaksızın ortaya çıkan anatomik yapı ve fizyolojik işlev değişiklikleri tanımlanmaktadır. Fizyolojik yaşlanma aslında yaşam boyu süren bir süreçtir. Fizyolojik büyüme ise 20- 25 yaşına kadar sürer ve sonrasında senkron olmayan bir fonksiyon kaybı değişik organ ve dokularda farklılık gösterir. Ancak bu kayıp hastalıklar nedeniyle oluşan fonksiyon kayıplarından farklıdır.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Psikogeriatri Bilim Grubunun da “geçmiş dönemlere göre fiziksel mental yetersizliklerin belirginleştiği dönem” olarak tanımladığı yaşlılık dönemi genel olarak 65 yaş ve üstü olarak kabul edilir.
ABD ‘nde 65 yaş ve üzeri nüfus genel nüfusun %12’sini oluştururken, 2030 yılında bu oranın %21 olması beklenmektedir. Türkiye’de 2000 yılında %5,6 olan 65 yaş üstü nüfus günümüzde %8 iken, bu oranın 2020’de %12,2’ye ulaşacağı beklenmekte, 2050 yılında dünya nüfusunun yaklaşık %20’lik bölümünü yaşlı popülasyonunun oluşturacağı tahmin edilmektedir.
Tıbbın gelişimi tedavi edici ajanların sayısını artırmış ve insan ömrünü uzatmıştır. Yaşlanma, canlı organizmaların, türe özel bir zaman içerisinde, iç ve dış çevredeki değişikliklere uyum yeteneğinin azalması sonucu, homeostazisi sürdüremedikleri, birden fazla patolojinin ve onlara ait belirtilerin ve bulguların sıklıkla birlikte bulunduğu yaşam dönemidir. Bu süreç kaçınılmaz olarak ölümle sonuçlanır.