Yorgunluk:
Yorgunluğun akut ve kronik olmak üyere iki türü mevcuttur. Akut yorgunluk herkeste görülebilir ve bunun asıl sebebi uykusuzluk veya aşırı çalışma olabilir. Yorgunluğu tarifetmek oldukca zordur, çünkü her insanda başka türlü bu rahatısızlık ortaya çıkar. Şayet yorgunluğun sebebi bazı hastalıklarsa, bu rahatsızlıklar iyice araştırılıp doğru teşhis komak gerekir. Kronik yorgunluğa mantarlar, virüsler, bakteriler veya bazı kiyasal maddeler sebep olabileceğinden daha tehlikeli durumlar ortaya çıkabilir.
A-) Akut Yorgunluk
a-) Ne kadar uyumalı?
Kişiden kişiye uykuya duyulan ihtiyaç farklılık gösterir ve kişi yaşlandıkca daha az uyur. Bebekler 16 saat uyuyabilirler ve ilkokul çağındaki çoçuklar 10-12 saat uyurlar. Yetişkinlerse 6-8 saat uyurlar. Vücudun dinlenmesi için kişinin iyi uyuması şarttır. Uyku rahatsızlıkları kişide sinirsel ve immün zafiyetine neden olur.
b-) Kişinin kendisi neler yapabilir?
1-) Öncelikle yorgunluğun sebebinin aşırı çalışmamı yoksa uzkusuzlukmu olduğu anlaşılmalıdır.
2-) Vücudunmuz kendi kendini ayarlar, yani vücut ısısı ve uykusu gibi
3-) Beslenmeye dikkat edlimeli bol sebze ve meyve yenmeli, hayvansal besinlerden az alınmalı özeliklede yatmadan önce hayvansal besin alınmamalıdır.
4-) Düzenli spor yapmak gerekir, böylece kan dolaşımı düzenli olur, tabiki aşırı spor yapmakta yorgunluğa sebep olur.
5-) Şayet kişi yapabiliyorsa soğuk su ile duş alabiliyorsa, soğuk su ile duş almalıdır.
6-) Bazı kimyasal ilaçların yantesiri yorgunluk ve sersemliğe sebep olur.
Hangi hastalıklar yorgunluğa neden olur?
1-) Kansızlık en yaygın olarak görülen yorgunluk sebebidir. Kadınların adet sırasında kan kaybetmeleri kansızlığa, kansızlıkta demir yetersizliğine neden olur.
2-) İnce bağırsak rahatsızlıkları nedeniylede besinlerdeki demir alınarak değerlendirilemezse buda kansızlığa sebep olur. Bu nedenle bağırsakların sağlıklı olması çok önemlidir.
3-) Enfeksiyon ve ateşte yorgunluğa sebep olur.
4-) Depresyon, kanser, metabolizma rahatsızlıkları, diabet (şeker hastalığı ) ve troid bezinin yetersiz çalışmasıda yorgunluğa sebep olur. Bu nedenle hastalığın sebebi iyi bilinmelidir.
B-) Kronik Yorgunluk:
Kronik yorgunluk akut yani geçici yorgunluktan çok farklıdır, şayet yorgunluk hali 6 aydan uzun süre devam ediyorsa o zaman kronik yorgunluktan bahsedilir. Kronik yorgunluğun sebepleri çok ağır olabilir ve bunların başında mantarlar, bakteriler, virüsler ve kimyasal maddeler kronik yorgunluğa sebep olurlar.
Kronik yorgunluğun belirtiler (chronic fatigue syndrome):
Eklem ve kas ağrıları, kalp ritim bozukluğu (aritmi), lenf bezlerinin şişmesi, sürekli sıkca ortaya çıkan enfeksiyonlar, unutkanlık, yön tayininde problemler, hareketlerinde sınırlanma ve hatta felçe yakalanma söz konusu olabilir. Bunun yanında deride büzülme, kuruma, akne gibi rahatsızlıklar, saç dökülmesi, başağrısı, migren, hormon bozuklukları, görme bozuklukları, mide-bağırsak rahatsızlıkları, koma, baygınlık nöbeleri, kalp krizi nöbetler, MS-belirtileri ve parkinson hastalığının belirtileri görülür. Korku, panik ve sara nöbetleri vede intihara teşebüs gibi anormalikler ve rahatsızlıklar görülebilir.
Kronik yorgunluğun sebebi?
Kronik yorgunluğn sebebi olarak yıllarca virüsler tahmiedilmiş ve bu yönde fikirler beyan edilmiştir, fakat son yapılan araştırmalarda kronik yorgunluğa küf mantarlarının sebep olduğu tesbitedilmiştir. İmmün sistemi tanıdığı, bildiği ve konturol altında tuttuğu virüsleri küf mantarları tekrar aktifleştirir (reaktif). Buna reaktif virüsler denir ve reaktif virüsler birçok hastalıklara sebep olur, çünkü virüsler konturoldan çıkar. Hastalıklara yakalananlar antibiyotik ilaçlar genelikle küf mantarından (penisillin) üretildiğinden vücutta daha karmaşık enfeksiyonlar ortaya çıkar.
B1-) Küf mantarı:
Hastalığın bakteri, virüs, küf mantarı veya reaktif virüsünün mü sebep olduğu kan testi ile anlaşılır. Reaktif virüslerin sebep olduğu hastalıklarda kandaki IgG-Değerleri pek artmaz ve IgM?de aynı şekilde hemen hemen normal seviyede olur. Nu nedenle reaktif virüsler enfeksiyon?a (bulaşıcı ) sebep olmazlar.
Reaktif virüsler aşağıdaki hastalıklara sebep olur.
1-) Kızamık, seskısıklığı, hırıltılı öksürük
2-) Dalak şişmesi
3-) Su çiçeği, zona hastalığı
4-) Siroz, endometrit, zatürre (akciğer iltihaplanması )
5-) Mononükleoz enfeksiyon (Epstein-Barr-Virüsünün sebep olduğu enfeksiyon)
6-) Miyokardit, HHV6-Virüsü, Herpes-Virüsü
7-) Sinir sisteminin tahribati
8-) Gripin kalp ve beyine etkisi
9-) Hepatit C
Küf mantarı hastalıkları:
Küf mantarı tedavi edilmezse aşağıdaki birçok hastalık ortaya çıkar.
1-) Artrit, poliartrit, artroz
2-) Aritmi, miyokard zafiyeti (kalp kası zafiyeti), kalp krizi, kalp zafiyeti
3-) Pankreatit
4-) Böbrek zafiyeti
5-) Nefes darlığı
6-) Bel fıtığı
7-) Kaslarda ve kemiklerde değişimler
8-) Göz hastalıkları
9-) Sinir sistemi hastalıkları
10-) Mukoza tahribatı, özeliklede bağırsak mukozasının tahribatı
11-) Karaciğer tahribatı
Ve benzeri rahatsızlıklara sebep olur. (Geniş bilgi için Mantara bak)
B2-) MCS (Çokyönlü kimyasal duyarlılık):
MCS ingilizce çokyönlü kimyasal duyarlılık anlamına gelen ?multiple chemical sensitity? kelimesinin kısaltılmış şeklidir. Sinir sisteminin havadaki zehirli gazlardan, besinlerdeki zehirli kimyasal maddeler ve küf mantarlarının ürettiği zehirli gazlar ve alkollere (mikotoksinler) karşı gösterdiği reaksiyon anlaşılır. MCS aslında bir hastalık değildir, aksine birçok kimyasal maddeye karşı gösterdiği reaksiyondur.
MCS ve Küf Mantarı
MCS-Hastalıkları aslında kimyasal maddelere veya ağır metallere karşı vücudumuz bir reaksiyon göstermez. Bu kimyasal maddeler ve ağır metallerin küf mantarı barındırmaları ve onlara yaşam ortamları hazırlamaları nedeniyle bu maddelerden küf mantarı insanlara geçer. Bu nedenle iş yeri, oturulan mekanlar, yiyecekler ve ilaçların küf mantarının yaşaması için en ideal ortamı oluştururlar. MCS üzerin henüz kitaplarda ve okullarda bahsedilmediğinden yeterince bilgi sahibi değiliz.
MCS?in belirtileri (semptomları ):
MCS kişide halsizlik, dermansızlık ve enerjisizlik gibi rahatsızlıklara sebep olur. Bu rahatsızlığa yakalananların çoğunda depresyon, sinirlilik, stres ve iç huzursuzluk gibi haller görülür. Bunlara ilavetten sindirim anormalikleri görülür ve bazı besinler yenince kaşıntı, allerji, iltihaplanma gibi problemler ortaya çıkar. Doktorlar bu konuda henüz bilgi sahibi olmadıklarından rahatsızlıklar ortaya çıkınca sebebinin başka etkenler olduğunu zannetmektedirler.
MCS?in sebep olduğu rahatsızlıklar:
1-) Halsizlik, dermansızlık
2-) Yorgunluk, bıkınlık
3-) BBK-Hastalıkları
4-) Depresyon, düşünce karmaşası, başağrısı
5-) Mide-bağırsak rahatsızlıkları, sindirim anormalikleri
6-) Eklem ağrıları, romatizma, artrit, artroz, kas ağrıları
7-) Gripbenzeri rahatsızlıklar
8-) Besin allerjisi
MCS?in sebepleri:
1-) Oturulan mekanlar ve iş yerlerinde küf mantarı
2-) Oturulan mekanlar ve iş yerlerini temizlerken daha çok küf mantarına sebep olan temizlik maddesi kulanma
3-) Antimikozit ilaçlarda küf mantarının yayılmasına neden olur.
4-) Bağırsak florasının bozulması nedeniyle buraya yerleşen bakteri, virüs ve mantarların ürettiği toksik maddeler.
5-) Kanda mikotoksik maddeleri artmasını sayabiliriz.
Yorgunluğa sebep olan kimyasal maddeler:
Bu maddeler küf mantarının yayılmasına sebep olurlar ve bazıları çok zehirli, hatta kanserojenik, mutajenik ve teratojenik olduğundan Almanyada satılması yasaktır. Geniş bilgi için tehlikeli maddelere bakınız.
1-) Piretroitler (Pyrethroidler)
2-) Lindan (gamma-hexanchlorcyclohexan, gama-heksanklorsikloheksan)
3-) Heksanklorbenzol (hexanchlorbenzol, HCB)
4-) Pentaklorfenol (PCP, Pentachlorphenol)
5-) PCB (Poliklorlu Bifeniller, polyvhlorierte Biphenyle)
6-) Formaldehid (formid aldehid)
7-) Benzol
8-) Amalgam
Kronik yorgunluğu tedavi:
Kronik yorgunluğu tedavi edebilmek için hücreleri regenerasyon yapacak, yani yeniliyecek bir madde olması gerekir. Aksi taktirde beyin, sinir sistemi, mide-bağırsak mukazası ve akciğer mukazası başta olmak üzere organda yoğunlaşan küf mantarının üretiği zehirli maddeler (mikotoksik) ve kimyasal madde artıklarının vücuttan atılması imkansızdır. İşte mucizevi doğal bir ilaç olan Gökçek İksiri, Gökçek Tonik ve ZYE kulanılır.
Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.
[quote]MONONÜKLEOZ ENFEKSİYONU (ÖPÜCÜK HASTALIĞI)
MONONÜKLEOZ ENFEKSİYONU (ENFEKSİYÖZ MONONÜKLEOZ, EMN, ÖPÜCÜK HASTALIĞI) Mononulear: bir çekirdekli, enfeksiyon: bulaşıcı anlamına gelir.
Hastalığın resmi:
Mononükleoz Enfeksiyonu virüslerin sebep olduğu bulaşıcı bir hastalıktır ve bu virüse Epstein Bar Virüsü denir ve herpes virüsler aileisndendir. Genelikle lenf sistemine yerleşirsede, kronikleşinde bütün organalarda tahribat yapabilir. Bebeklerde ve çocuklarda genelikle problemsiz bağışıklık sistemi tarafından yokedilir. Hastalık genelikle yetişkinlerde görülür. Hasta başalanğıcta boğaz ve başağrısı, aşırı üşümte veya dermansızlık gibi haller görülür. Bağışıklık sistemi virüsleri yokedemezse virüsler 2-3 hafta sonra lenf bazelerinde, özeliklede boyun ve ensede şişkinliklere sebep olur ve aşırı olarak ateşlenme uzun sürebilir vede deride kabarcıklar görülebilir. Bu sendromlar başka hastalıklarda görüleceğinden kesin bir sınır çekemk mümkün değildir. Bademcik iltihapalanması, boğaz iltihapalanması, difteri, kızamık, kızılcık gibi, hastalıklarda benzer semtomlar gösterir. Romatizma ve lösemi gibi bazı durumlarda immün sistemi zayıflar ve Epstein Bar Virüsü harekete geçer.
Teşhis:
Mononükleoz Enfeksiyonun kendine has özel bir semtomu yoktur. Kan?dan teşhisi enfeksiyonun başlangıç safhasında mümkündür. Hasalık ilerlemişse virüsü teşhsi mümkün değildir. Hastalığa sebep olan Epstein Bar Virüsüne akılı virüste denir. Virüs bağışıklık sisteminin antikor üremesini durdurur. Böylece virüs onlarca yıl vücutta kalabilir ve sürekli bağışılık ssitemini zorladığından bağışıklık sistemi aşırı zayıflar ve bu nedenle problemsiz yok edilebilecek bakteri, virüs ve mantarlar sürekli çoğalır ve yayılır. Herbalist Tobis Zaum 35 yıllık araştırması sonunda bu virüsün kronik yorğunluk sendromuna sebep olduğunu tesbitetmiştir. (Nhp 6.06.418)
Hastalığın devreleri:
Mononükleoz Enfeksiyonu bebek ve çocuklarda çok önemsiz bir bulaşıcı gibi gelip geçsede büyük çocuklarda, gençlerde ve yetişkinlerde ağır semtomlar görülebilir. Virüs tükrükle yayılır ve bulaştıktan 1-2 ay sonra önce bademcikler ve yutak bademcikleri, ateşlenme, boğaz ağrısı ve yutkunma rahatsızlıkları görülür. Bademciklerin yanında lenf bezeleri, dalak ve karaciğerede virüs yayılır. Lenf sisteminde oldukca çok sık olarak bulunan akyuvarlardan lenfositlerde virüsle mücadelede çok önmeli görevler yapar. Fakat kandan lenflere inen virüsler lenfositlerin bir kısmına bulaşır. Bu iltihapalanma sonucu lenf bezeleri, dalak ve karaciğerde iltihapalanma ve şişme görülür. Ayrıca enfeksiyon ilerlerse kanın yapısında bozulma, beyin iltihaplanması, bronşit, sinüzit, tonsilit, gasrit, akciğer iltihapalanması, kalpkaslarının iltihaplanması, romatizma, fibromyalji, sinirsel bozukluklar ve dalak yırtılması görülebilir. Bağışıklık sistemi sürekli bu virüsle uğraştığından yorğun düşer. Buda kişde kronik yorğunluğa sebep olur. Enfeksiyon normal olarak 2-3 hafta sonra iyileşir, ama bağışıklık sistemi zayıflamışsa virüs kolay kolay vücuttan atılamaz ve ömür boyu birçok hastalığın kaynağı olur, çünkü immün sistemi bu virüsle uğraşmaktan çok çok zayılar. Buda diğer bakteri, virüs ve mantarların daha kolay yayılmasına neden olur.
Tedavi:
Sadece çok nadiren ilaç tedavisi gerekir, eğer bağışıklık sistemi güçlü ise. Nadiren ilaç kulanılır, ama immün sistemi zayıflamışsa vücuda balteri, virüs ve mantarların yayılmasında adeta mikropların anası olur. Bu virüsten kurtulmanın yolu anacak ve ancak Gökçek İksiri ve Gökçek Tonik ile olur, çünkü Gökçek Iksir curufları eritir ve ortada kalan mikropları bağışıklık sistemi yokeder. Epstein Bar Virüsüne akılı virüsde denir virüs vücuda tamamen yerleşince, yani kronikleşince bağışıklık sisteminin antikor üreten mekanizmalarını devre dışarı bırakır. Buda bağışıklık sisteminin bu virüse karşı etkili olmasını önler. Böylece kişide sürekli kronik yorğunluk sendromu görülür. Çaresi sadece ve sadece Gökçek İksiridir.
Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.
Ogleden sonralari icimde bayginlik oluyor 4 gundur hic bir rahatsizligim yoktu nedenini merak ettim havalar etkilemis olabilirmir